~~~<<{"Ait olduğunuz yere....." }>>~~~
Olayın şokunu atlatmadan diğer elini kuledeki bayrağa doğru çevirdi ve bağırarak "DİARİS İMPARATORLUĞU'na hoş geldiniz Lady Gween"~~~<<<{İKİNCİ BÖLÜM}>>>~~~
Halk deli gibi bağırıyor ve ses gittikçe artıyordu. Başımı her çevirdiğimde ise dehşet kalabalığı gördüm. Hepsi bir ağızdan tezahüratlar yapıyor ve elleriyle eşlik ediyordu. Ben ise hâla olayın şokundaydım, otuz yedinci yüzyılda birileri beni saraya getirip karşıma da prens dikerse olacağı buydu tabii. Kalabalık sessizleşince konuşma gereği duydum, elimi elinden ayırıp dikleştim.
"Ben bir Lady falan değilim." Sesim çok düz çıkmıştı. Prens birkaç saniyeliğine Dylan'a bakıp hafifçe boğazını temizledi, Dylan ise gerilmişti.
"Siz bir soylusunuz Lady Gween. İmparatorluktaki en önemli kişilerin ço-" Dylan hızla araya girdi.
"Gitmemiz gerekiyor prensim." Anlamlı bir bakış atıp hafifçe öksürdü. Prens sözünün kesilmesine her ne kadar şaşırmış olsada kendini toparladı ve başıyla onayladı.
"Sizinle tanıştığıma memnun oldum Lady Gween." Elimi tutup hafifçe öptü ve sonrasında muhafızlara selam verip kuleye girdi.
Dylan'a döndüm "B-bu da neydi şimdi." Ellerimi saçlarımın arasında daldırıp derin bir nefes aldım. "Ben Lady falan değilim tamam mı! Orta Çağdan kalma aptal soyluluk ünvanları da umrumda değil kaçıncı yüzyıldayız ve karşımda kocaman kuleler saraylar duruyor. Bu insanlar hiç de normal giyinmiyor ya onu geçtim karşımda bir prens vardı az önce ve ben onun söylediğine göre" elimi karşımdaki kulenin üstünde bulunan bayrağa doğru tuttum. "DİARİS İMPARATORLUĞU denilen bir yerdeyim. B-biz, yani b- bunu bana açıklar mısın dünya üzerinde hiçbir imparatorluk kalmadı ve ben de şu an bir imparatorluktayım. Tamam az önce garip güçlerinin olduğunu gördüm ama b-ben anlayamıyorum eksik çok şey var." Cümlemi bitirdiğimde nefes nefese kalmıştım ve Dylan ise bana sırıtarak bakıyordu.
"Niye sırıtıyorsun?! Ben burada gülünecek bir şey mi söylüyorum! B-bu komik değil! Ben ait olmadığım bir yerdeyim, burayı bilmiyorum ve daha önce de hiç duymadım sen ise beni bilgilendirmek yerine bana oradan pis pis sırıtıyorsun."
Bunun üzerine bir kahkaha patlattı, o kadar içten gülmüştü ki benim bile gülesim gelmişti.
"Bana konuşmak için fırsat bile vermedin ve şimdi de niye konuşmadım diye kızıyorsun." Güldü ve devam etti
"Tamam her şeyi anlatacağım ama öncelikle seni bir yere götüreceğim orada konuşuruz."Kaşlarımı çattım daha nereye götürebilirdi ki.
"Peki, gidelim." Kalabalığı yararak ilerledik ve her adımımızda kalabalıktan sesler duymaya başladım. Hepsi farklı şeyler söylüyor, bir fısıltı oluşturuyor ve sürekli şaşırıyorlardı. Yaklaşık iki dakikalık bir yürüyüşten sonra tamamen kalabalıktan uzaklaşmış sessiz, sakin bir yere gelmiştik. Karşımda mükemmel bir göl ve çiçeklerle bezenmiş adeta bir sanat eseri gibi gözüken köprü duruyordu.
"B-burası çok güzel." Diyebildim ve sonrasında ağzımın açık olduğunu fark edip kapattım.
"Evet, güzeldir." Dedi ve göle daha da yaklaştı, elini suya daldırıp içine suyu biriktirdi.
"Atalarımızdan biri olan Serathles yaptı burayı kendisi saflık ve iyiliği temsil ederdi. O herkesin iyi biri olduğuna inanırdı, kötülerin ise sadece kendi içlerinde olan savaşa yenik düşüp izlerini diğer insanlarda görme isteğiyle tutuştuğunu söylerdi. Kötü diye tanımlanan insanlarının tek sorununun çektiği acıyı başkalarına da çektirmek istediklerini böylelikle kendilerini savaşın tek kaybedeni olarak saymayacaklarına inandıklarını söylerdi."
Derin bir nefes alıp devam etti "Bundan yaklaşık on yıl önce imparatorluğumuzun yaşadığı en büyük üçüncü savaşta en güçlü büyüler ve alevlerle katledildi. Kurtarmaya çalıştık ama bizim güçlerimizi engelleyecek bir tılsım kazınmıştı üzerine, o da sonsuza kadar bizlere yardım edebilmenin başka bir yolunu seçti. Kendini saflığın simgesi olan suya dönüştürdü böylelikle de bizlere bir şey olduğunda bizi bu su iyileştirir, bize güç verir, içimizdeki iyiliği hissettirir ve kötülüklerden arındırır. Bu yüzden hadi iç bakalım." Elini bana uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜÇ AÇIĞA ÇIKIYOR
Fantasy18 yaşına girdikten sonra garip rüyalar ve her seferinde daha önce hiç görmediği bir işareti gören Ariana bunu en yakın arkadaşına, ailesinden kalan tek şey olan abisine anlatmaya başlar. Bunun üzerine abisi birini arar ve yola çıkarlar fakat sonras...