Visis

100 9 14
                                    

Ad: Visis
Yaş:17
Durum: Canlı
En sevdi renk: Bebek mavisi
Gerçek adı: Anna Jones
Piskolojik rahatsızlık: Paronaya ve Şizofreni.
Aile durumu:
Anne: Ölü
Baba: Ölü
Abla: Ölü
İkiz: Yaşıyor

Hayat hikayesi: Normal Bütçeli bir ailenin kızı olan Anna'nın bir ikizi ve birde ablası vardı. Ablasının adı:
Jackson Jones.
İkizi'nin adı:
Anne Jones.
Arkadaşı ile ödev yapmak için okuldan sonra arkadaşınızın evine gitmişti Anna. Ailesine mesaj atmıştı. Eve geç geleceğine dağir. Aileside onaylamıştı onu. Gece yarısı olduğunda arkadaşının evinden ayrılıp. Kendi evin'nin yolunu tutan Anna yolda takip edildiğini hisseder. Etrafına bakar ama kimse yoktur. Anna'a bunun piskolojik hastalıklarından biri olduğunu düşündü ve yoluna devam etti.

Eve vardığında ailesinden bir kaçının uyumuş ola bileceğini düşündü, ve kapıyı çalmak yerine anahtarla açtı. Eve girer girmez burnuna kan konusu gelmişi. Daha önce bileklerini kestiği için bu kokuyu biliyordu Anna. Odasından gelen ağlama sesini duydu. Odasına yönelmeden önce ışığı yakıp koridoru süzdü. Yerde anne ve babasının cansız bedenini gördü. Kan kokusunun sebebi belli olmuştu. Ne olursa olsun önce şaka sanmıştı Anna, ama yerdekinin bir boya olmadığı ortadaydı. Konusu ve rengi bunu kanıtlayacak düzeydeydi. Elleri titrerken anne ve babasının nabzına baktı Anna. Atmıyordu üzüntü duygusunun 10 yaşında kayıp etmişti Anna. Sadece mutluluk ve sinir'i hissede biliyordu. Sinirliydi Anna. Bunu yapana değil kendien sinirliydi. Ağlayamadığı için.

İkizi ve ablası geldi aklına. Bu ağlama sesinin Anne'den geliyor ola bilirdi. Ortak odalarına girdi. Ağlama sesinin geldiği odaya. İkinci şoku orada yaşadı. Ablası göğsüne saplanmış bir bıçak ile yerde kanlar içinde yatıyordu. Anne yaşıyordu. Ablasının ayak ucunda dizlerini karnına çekmiş ve ağlıyordu. Mutluluk ile koştu yanına. Ailesi olmadan yaşaya bilir Anna. Fakat kardeşi olmadan ailesinin bir önemi yoktu onun için.

Anne'nin yanına koştu. Onu o halde görmeye alışıktı. Okulda zorbalık görüyordu. Gizlice ağlardı Anne bu zorbalık yüzünden. Bunu öğrenmesi zaman almıştı Anna'nın öğrendiğinde ise Anne'nin okuluna gitmişti, ve çıkışta Anne'ye yapılan zorbalığın cezasını vermişti.

Anne ikizi yanına gelince kafasını kaldırıp ona baktı "Kaç!" Diye fısıldadı ona. Anna anlam veremiyordu. Onu bırakıp gidemezdi! O onun tüm hayatı idi. Anne gözlerini ablasının cesedinin oraya dikmişti. Duvara yaşlanmış olmasına rağmen geri gitmeye çalışıyordu. Anna gözlerini ikizi'nin baktığı yere çeviridi. Parlak bir gülümseme gördü karanlığın içinde. Koridorun ışığı ile gölgesi ikiz kardeşlerin üzerinde vuran adama Dik dik bakıyordu. Anna'nın sinirli olduğu her yerden belli idi. Kardeşi korku ile ağlıyordu. Anna korkusunu belli etmemeye çalışıyordu.

Adam ablasının göğsüns saplı olan bıçağı çıkardı. Ablasının göğsünden kanlar akarken Anna'nın tek hissettiği nefretti. Ayağa kalktı Anna. Kardeşinin önüne geçti. Ona birşey olsun istemiyordu. Adam ikizlere yaklaşı. Bir hışım ile Anna'yı kendien çekti, ve elindeki bıçağı ona verdi. Anna bıçağı ona saplamaya çalışmış ancak başarısız olmuştu. Adam elinde bıçak olan elinin bileğini sıkıca tutmuştu.

"KALK!"

Diye bağırdı Anne ye bu siyah adam. Anne korku ile kalktı ayağa. Anna daha çok sinirleniyordu kimse kardeşini ağlatamazdı! Onun dışında kimse ona bağıramaz ve lakap takamazdı. Anne, Anna'ya ait olmalıydı!

Anne'ye yapılan bu zülüme sessiz kalıyordu Anna. Siniri tavan yapmıştı. Anne ayakta durmakta zorlanıyordu. Siyahlı adam Anna'nın kulağına eğildi.

"Öldür onu!"

Anna bunu beklemiyordu. Kafası ile hayır yaptı. Anna sinirli iken konuşmazdı. Sinirden dili tutulurdu Anna'nın.

CP OClarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin