Jane ve Hope Fields sonunda istismarcı ailelerinden kurtulup Ohio'ya giden otobüse binmişlerdi. Yarın üniversitenin ilk günüydü. Heyecanlılardı ama bir o kadar da stres doluydular. Biriktirdikleri para sadece kiraya yetebilecekti.
Hope:Uçağa binecek kadar bile paramız olmadığına inanamıyorum. Şu otobüsteki insanlara bak. Leş gibiler.
Jane:Hey! Pozitif düşünelim. Sonunda alkolik ve şiddet yanlısı babamızdan ve psikolojik şiddet yanlısı annemizden kurtulduk. Artık bana küçük orospu diyen bir babam yok.
Hope:Ve bana küçük ibne diyen...
Jane:Yarın yepyeni bir hayat bizi bekliyor olacak.Sonunda Ohio'ya varmışlardı. Hava soğuk ve etraf karanlıktı. Tuttukları apartman tehlikeli bir getto mahallesindeydi. Evleri her an yıkılabilecek eskilikteydi. Her yer yıkılıyor, dökülüyordu adeta.
Hope:Buraları tamir ettirmemiz gerek,dedi çalışmayan musluğu göstererek.
Jane:Tamir ettirebilmemiz için paraya ihtiyacımız var bunu biliyorsun.
Hope:Çalışmak zorunda olacağımıza inanamıyorum. Hayat benim gibi sexy birini nasıl zorla çalıştırır?!
Jane:Ben duşa giricem, yarın büyük gün. Okuldan sonra iş bakmaya gideriz.
Hope başını salladı ve bavulunu alıp odaya yerleştirmeye başladı. Dolapta bir örümcek ağı vardı. Yatak ise çok sertti. Yatağa uzandı ve gözlerini kapattı.O sırada:
Fernández ailesi her akşam malikanelerinde mükemmel bir ziyafet çekerlerdi. Fakat bu akşamı özel kılan bir şey vardı. Yeni bir aile bugün Fernández malikanesine taşınıyordu. Thomas Lorenzo yaklaşık 3 yıldır Fernández şirketinde çalışıyor ve yüksek performans gösteriyordu. Aynı zamanda Arjantinli olduğu için ailesiyle birlikte Fernández malikanesine kabul edilmişti. Aşçılar ve hizmetliler yemekleri kocaman masaya koyarken herkes yavaş yavaş masaya oturuyordu. Cielo en büyük kadın olduğu için kocası Albertoyla birlikte masanın en dik köşesine otururdu. Bonita yeni kazıttığı saçları ve koca küpeleriyle tam bir siyahi müdüreydi.Elodia:Bugün ileri kimya sınavından A+ aldığımı biliyor musunuz? Tabii pek de önemli bir mesele değil, diğer her dersten A+ aldığımı düşünürsek fakat yine de haber veriyim dedim.
Herkes Elodia'yı alkışlarken Carl ve Angie birbirlerine bakıp Elodia'nın taklidini çıkarıp güldüler.
Carl:Benim tatlı ve başarılı ablam. Ben hepsinden A+ alamasam bile şuanda senden daha çok para kazanıyorum YouTube sayesinde. Sürekli başarılarınla övünmene gerek yok.
Angie yanlışlıkla kahkaha attı. Elodia çok sinirlenerek ayağa kalktı.
Elodia:Ohio'nun en genç siyahi kadın şirket sahibi olduğumda kimin daha çok başarılı olduğunu tartışırız. Ayrıca sana gelince Angie. Aramızda kan bağı bile yok ve sen Fernández bile değilsin. O beyaz kıçını ailemizden çek.
Bonita:Elodia, düzgün konuş! Diye bağırdı annesi.
Carlos:Hem beyaz hem de siyahi göte sahip bir melez olduğum için bir şey söyleyebilir miyim?
Eva:Carlos şimdi de sen başlama!
Hepsi birlikte kahkaha attı. Alberto hepsine samimi bir bakış atarak:
-Burada beyaz veya siyahi tartışması olamaz. Hepimiz Latiniz.
Emanuel saatine baktı.
-Nerede kaldı bu Lorenzo ailesi?
Sonunda kapı çalmıştı. Lorenzo ailesi ellerinde bavullarla içeri girdiler. Uşaklar bavulları yeni evlerindeki odalara taşırken bay Lorenzo içeriye girip asil bir selam verdi.
Bay Lorenzo:Bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
Alberto:Yalnızca İspanyolca konuşulur bu evde. Bunu unutmayınız.
Bay Lorenzo:Kusura bakmayın efendim.Uzun bir sohbet ve ziyafetin ardından Angie Gabriel ile konuşma fırsatı yakalamak istedi. Angie Gabriel Lorenzo'yu önceden tanıyordu. Lisenin en popüler ve güzel kızlarından oluşan bir arkadaş grubu vardı ve kendisi de öyleydi. En yakın arkadaşı Madison Gabriel ile yatmışlardı fakat Madison Gabriel'e sırılsıklam aşıktı. Angie aralarını yapmak istiyordu.
Angie:Pişşt, hey! Madison konusunu bir daha düşüneceksin öyle değil mi? En azından benim için, lütfen.
Gabriel:Ben ilişki yapmam anladın mı beni? Bir kere yattık bir daha yatmak istiyorsa tamamım fakat daha fazlasını düşünmesin.Thomas Lorenzo elinde şarapla evi incelerken kocaman asılı bir tabloya gözü çarptı. İki tane bebek.
Thomas:Bu tablo neyin simgesi acaba?
Eva'nın gözleri dolmuştu. Neyin simgesi olacaktı. Yıllar önce kaybettiği iki yavrusunun tablosuydu.
Camila:Ah, onlar teyzemin çocuklarının tablosu. Yıllar önce kayboldular. Adları Sofia ve Marcus. Her doğum günlerinde kocaman bir parti düzenleriz. Anılarına. Bir gün çıkıp gelmelerini bekliyoruz hala.Camila gece boyunca Thomas ile konuşmak için fırsat yakalamaya çalışıyordu. Thomas'ı çok beğenmişti ve onunla aynı çatı altında yaşayacakları için heyecanlıydı fakat Thomas onunla pek ilgileniyor gibi değildi. Tamamen tabloya odaklanmıştı. İçinde kötü bir his vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernández Ailesi
General FictionFernández ailesi yıllar sonra kaybettikleri ikizleri bulabilecekler mi?