Uzun bir sessizliğin sonunda nihayet bir yer bulup kahveleri aldıktan sonra masalardan birine oturduk. Aşırı gergin hissediyordum. Ne o konuşuyor ne de ben açacak konu bulabiliyordum.
En sonunda dayanamayıp ilk adımı attım. "Resim çizerken çok odaklanmış gözüküyordun. Gerçekten bölümünü seviyor olmalısın."kahvemden bir yudum alıp sessizliği bozduğum için rahatlamış bir gülümseme takındım.
"Seviyordum."o da bir yudum aldıktan sonra gözlerini benimkilere sabitledi. Konuşurken göz teması kurabilen insanlardan hep çekinmişimdir. Bu yüzden gözlerimi karton bardağı tutan ellerime indirdim.
Verdiği cevap ilgimi çekmişti, düşünmeden ikinci bir soru yönelttim. "Şimdi sevmiyor musun?"
"Bir şey hissetmiyorum."iyice meraklanıp tekrar yüzüne baktım ve yine göz göze geldik.
"Bunun bir sebebi var mı?"gerçekten burnumu sokmamam gereken konuları bulup üstelemekten benden iyisi yoktu.
Cevap vermeden sadece gözlerimin içine baktı. Yutkundum, bahsetmek istemediği çok barizdi.
"Sen neden model olmak istedin?"İlk defa soru soran taraf olduğu için şaşırdım. Benim hakkımda bir şeyleri merak etmesi hoşuma gitmişti.
"Aslında bu işten haberim bile yoktu. Sadece okula geri dönebilmek için paraya ihtiyacım vardı ve arkadaşlarım benim için araştırıp bulmuşlar."
"Neden paraya ihtiyacın vardı?"yüzünde ki belli belirsiz bir sırıtma olmuştu sorusundan sonra.
Kaşlarım çatıldı, yüzümde ki gülüş silindi. Yaptığı şeyi tabii ki anlamıştım. Benim gibi özel konulara girip rahatsız olmamı istiyordu.
Susup aynı şekilde ona baktım. Keyfi yerine gelmişe benziyordu. Kendince intikamını almıştı işte.
Ortamı yeniden büyük bir sessizlik kapladı. Bir süre geçtikten sonra sıkılmış olmalı ki saatine bakıp ayağa kalktı ve "Tanıştığıma memnun oldum," ismimi bilmediği için duraksadı.
"Shoyo."
"Shoyo."diyerek uzaklaştı.
Koltuğa tam anlamıyla gömülüp gözlerimi yumdum ve az önce olanları değerlendirmeye başladım. Aslında kızacak durumda falan değildim, benim yaptığımı o da bana yapmıştı. Bu sadece biraz sinir bozucuydu o kadar. Her şeyden öte kendimi zor tutmuştum. İnsanı içine çeken derin bir sesi vardı, görünüşü ve yaydığı auradan bahsetmiyorum bile. Kişiliği ise belirsizdi. Sessiz, sakin ve içine kapanık duruyordu ama son yaptığı onun aslında zeki biri olduğunun da kanıtıydı. Gerçekten kusursuzdu, ne diyebilirdim ki?
Sıkılıp ben de dışarı attım kendimi. Hava kararmıştı, elimi telefonuma atıp rehberimde ilk sırada kayıtlı olan kediciğimi aradım. Uzun bir süre çaldıktan sonra telefonu nefes nefese açtı. "Alo, Shoyo iyi misin?"
Arkadan gelen sesleri duyunca göz devirdim. Çok yanlış bir zamanda aramıştım. "İşin varsa sonra ararım."
Arkadan Kuroo'nun gülüşlerini duyabiliyordum. Minik arkadaşıma acıdım. "N-ne işim olucak Shoyo? Çıktıysan seni almaya geliyorum."
"Boşver rahatsız olma sen, ben yarım saate ordayım."duraksayıp kendi kendime sırıttım ve ekledim. "Kuroo'ya selam söyle."
"Aptal Shoyo."diyerek yüzüme kapadı telefonu. Bir iki saniye ekrana bakıp güldükten sonra eve doğru yürümeye başladım. Neyse ki Kenma'nın evi buraya yakındı yoksa bir de hergün yol parası... fakir adamım ben.
<3<3<3<3
Bu da böyle kısa bir bölüm oldu
![](https://img.wattpad.com/cover/248274576-288-k232957.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nü model [kagehina]
FanficÜzerimi zar zor örten ince bir bez parçasıyla uzun tabureye oturmuş, güneşin değil o koyu bakışların çıplak tenimdeki sıcaklığıyla sarhoş oluyordum.