Cansel'in boğazı düğüm düğümdü.Hatice Teyze'ye darılmak mı? O bu zamana kadar sakladıysa elbette bildiği bir şey vardı.Ağlaya ağlaya sarıldı Hatice Teyze'ye.Ondan ayrılmak çok zordu.Neden hep sevdiklerinden ayrılmak zorunda kalıyordu ki ?Hatice Teyze''Benim şimdi gitmem gerek kızım,işim var.Sende toparlanıver.''dedi.Cansel yatağına oturdu.Hatice Teyze'nin getirdiği eşyalara baktı.Pembe bir kazak,kahverengi dümdüz bir etek ve bir de defter vardı.Annesinden kala kala bu üç parça kalmıştı.Kazakla eteği alıp kokusunu içine çekti ama belli ki Hatice Teyze bunları daha önce yıkamıştı.Kazakla eteği kucağına koyup defteri eline aldı.Bu bir günlüktü.Annesinden ona anılar kalmıştı.Heyecanla günlüğü açtı.İlk sayfalarda okul anılarından ,arkadaşlarından, sevdiği şeylerden bahsetmişti.Cansel hepsini kendi yaşıyormuş gibi okudu.Bir sayfa daha çevirdi ve kucağına bir papatya düştü.Annesi bu papatyayı kırlara giderken toplamış ve bir tanesini burada saklamıştı.Cansel papatyayı öpüp kokladı.Sayfayı bir kez daha çevirdi ama bu son sayfaydı.Günlük daha yarılanmamıştı bile ve bu sayfa diğerlerine göre ne kadar da dağınık yazılmıştı.Cansel okumaya başladı.Orada şunlar yazıyordu:
''Günlük.Bugün annemler taziyeye gideceklerdi.Bende evde tek kalmayayım diye beni de Esra'ya bırakacaklarını söylediler.Esra benim amcamın kızı ve onunla vakit geçirmeyi çok seviyordum.Beni bırakıp gittiler.Evde Esra ile birlikte Macit Amcam da vardı.Onun neden taziyeye gitmediğini merak etmiştim.Yengem de taziyeye gitmişti.Benle Esra şiir yazmayı çok seviyorduk.O gün Esra'ya yazdığım şiiri okudum çok beğenmişti.Sıra ondaydı ama Macit Amcam Esra'ya bakkala gidip sigara almasını söyledi.Mahallenin başındaki bakkaldan değil iki sokak yukarıdaki bakkaldan almasını söyledi.Esra babasından korkardı hemen tamam deyip kalktı.Bende onunla gidecektim ama Macit Amcam sen dur o alıp gelsin dedi.Ben ısrar edince kızar gibi oldu.Macit Amcamdan çekiniyordum, bende ısrar etmekten vazgeçip Esra'yı beklemeye başladım.Biraz sonra Macit Amcam bana oyun oynamak isteyip istemediğimi sordu bende Esra'yı bekleyeceğimi söyledim.Macit Amcam karşımda durmuş beni izliyordu.Ayağa kalktı, kemerini açmaya başladı.İçimde büyük bir korku vardı.Amcama ne yaptığını sordum ama o bana cevap vermek yerine daha da yaklaştı.Ağlıyordum, uzaklaşmaya çalıştım ama kollarımı ve bacaklarımı bırakmıyordu...''
Cansel devam edemedi.Ayağa kalktı,ağlamaktan defter sırılsıklam olmuştu.Pencereyi açtı,nefes alamıyordu sanki.Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı ve tekrar yatağa oturup günlüğü açtı.
''Esra gelene kadar bana ne yapmıştı babası.Canım ne kadar çok yanıyordu.Esra bendeki hali anladı mı bilmiyorum.Bende bir şey söylemedim zaten.Annemlerin gelip beni bu cehennemden kurtarmalarını bekliyordum.Nihayet gelip beni aldılar.Bugün taziyeye giden onlardı ama cenaze ben olmuştum.Eve gelir gelmez başıma geleni anneme anlatmak istedim.Onu mutfakta tek görünce hemen yanına koştum ve her şeyi anlattım.Bana inanmadı!Amcan öyle bir şey yapmaz dedi.Adamın yuvasını mı dağıtacaksın dedi ama dağılan paramparça olan beni görmüyordu.Ağladım, anne bana inan dedim ben kötü bir şey yapmadım bana kötü bir şey yaptı.Ama nafile annem bana inanmadıysa kim bana inansın ki?''
Burada bitmişti günlük.Annesi bir daha günlüğü açmamıştı belli ki.Cansel tekrar elini yüzünü yıkadı.Çıktığında sevinçten yerinde zıplayan Sena'yı gördü.O kadar mutluydu ki Cansel'in ağladığını farketmemişti bile.Hemen Cansel'i oturtup konuşmaya başladı.Annesinin onu maddi zorluklar yüzünden bırakmak zorunda kaldığını,durumları düzelince Sena'yı aramaya koyulduğunu ama aramalarının bir sonuç vermediğini söyledi.Birbirlerine kavuştukları için çok mutluydular, bir de Sena bir erkek kardeşi olduğunu öğrendi.Cansel ne kadar onun sevincine ortak olmaya çalışsa da annesi bir türlü aklından gitmiyordu.Yarın erken kalkacakları için oyalanmadan yattılar.Sabah erkenden kahvaltı yaptılar.Cansel, zorlukla Hatice Teyze'den aldığı adrese gitmek için yola koyuldu.Annesine o pisliği yapan adam şuan bir bakımevinde kalıyordu.Cansel bakımevinin bahçesine baktı.Oradaki hemşirelerden birine o adamın hangisi olduğunu sordu.İlerde bir ağacın altında tekerlekli sandalyede oturuyordu.Bir deri bir kemik, yüzü gözü çökmüş biri idi.Boş gözlerle etrafına bakıyordu.Cansel içindeki nefretin daha da arttığını hissetti.Koşar adım oraya ulaştı.''Neden?!'' diye bağırdı Cansel ve devam etti ''Anneme bunu neden yaptın? O masum kız çocuğuna bunu nasıl reva gördün?!''Hemen yanıbaşlarına bir hemşire geldi.Cansel farkında olmadan çok bağırmıştı.Hemşire adamın alzheimer olduğunu ve beş yıl önce geçirdiği bir trafik kazasında belden aşağısının felç olduğunu söyledi.Bakımevine geldi geleli de kimseyle konuşmamıştı.Cansel ''Beter olsun!'' dedi ve oradan ayrıldı.Yurda geldiğinde Sena çantalarla birlikte onu bekliyordu.Artık hayal ettikleri şeyleri gerçekleştirebileceklerdi.Bunun ilk adımı bugün bu yurttan ayrılıp üniversiteye adım atmaktı.Cansel ve Sena,Hatice Teyze ile vedalaştılar.Bu tam bir veda da sayılmazdı çünkü onlar birbirlerine farklı bağlarla bağlanmışlardı.Gelen otobüsle yola çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT
JugendliteraturGenç bir kız , onun acı dolu hayatı. Bu hayata tutunmasını sağlayan insanlar.. Cansel'in hikayesi her gün gördüğümüz, bildiğimiz ama kimsenin umursamadığı acıları barındırıyor.