1.BÖLÜM:RÜYA

297 32 11
                                    

Karanlık bir yere doğru koşuyorum. Nereye ve neden koştuğumu bilmeden. Anne diye bağırıyorum ama kimseden ses çıkmıyor. Sonra bir anda annem beliriyor karşımda. "Bundan sonra biz yokuz kendine iyi bak güzel kızım. Asla hayallerinden vazgeçme her zaman seni izliyor olacağız seni çok seviyoruz. Umudunu kaybetme o yaşıyor, her zaman senin yanında olacak. Onu bulduğunda bir daha asla bırakma." diyor ve bir anda kanlar içinde yere yığılıyor. Kan ter içinde kalmış bir halde uyandım. Her zaman ki gibi bir kâbustu. Ama o kadar gerçek gibiydi ki yine de kötü bir etki bırakmıştı üzerimde.

O gittiği günden beri uykularıma sık sık böyle kabuslar konuk oluyordu. Yataktan alelacele çıktım. Masanın üzerinde duran telefonuma uzandım ve annemin numarasını tuşladım. Bana çok uzun gelen bir süre boyunca çaldı fakat cevap yoktu. Babamı aradım ama o da cevap vermedi. Çok çabuk telaşlanabilen bir yapıya sahip olduğum için bazen çok gereksiz şeyler için telaşlanıp ortalığı boş yere velveleye veriyordum.Umarım yine boş yere telaş yapıyorumdur diye düşünerek odamdan çıktım. Yan odada uyuyan teyzemi uyandırmak için teyzemin odasına girdim. Yatağa yaklaşıp, yatağın ucundaki küçük boşluğa oturdum. "Teyze."
Teyzemin de uykusu hafif olduğu için kolayca teyzemi uyandırabilmiştim.
"Ne oldu Gece?" Ne söyleyeceğimi bilemedim. Ne anlatırsam anlatayım yine boş yere telaş yaptığımı söyleyecekti. Gördüğüm kâbusu da ona anlatmak istemiyordum. Eğer onu yine gördüğüm kabuslar yüzünden uyandırdığımı söylersem haklı haksız dinlemeden azarlayıp, sayıp sövecek ve hiç bir şey olmamış gibi yatağına dönüp uykusuna kaldığı yerden devam edecekti. O yüzden kabuslardan teyzeme bahsetmeden cevap verdim.

"Anneme ulaşamıyorum. Ve babama da. Endişelenmeye başladım teyze." Kendine gelmeye çalışıyordu. Gözlerini avuşturdu ve bir süre boş boş suratıma baktı. "Endişelenecek bir şey yok tatlım. Saatten haberin var mi senin? Ben görüştüm annenle. Gayet iyiler. Yol yorgunu oldukları için uyuyorlardır büyük bir ihtimalle. Sen de gidip uyu yarın tekrar ararsın." Teyzem hep böyle umursamaz bir insandı. Bazen onun gibi olmayı o kadar çok istiyordum ki. Ama itiraf etmeliyim ki bu huyu gerçekten çok sinir bozucuydu. Söyledikleri içimi rahat ettirmese de mecburen kabullendim. Teyzemin tekrar uykuya daldığını anladığım sırada odadan çıktım. Ama her gece olduğu gibi bu gece de bana uyku olmadığını çok iyi biliyordum.

O beni bir başıma bırakıp gittiği günden beri uyku uyuyamaz olmuştum. Salona geçip masanın üzerinden yarım kalan kitabımı aldıktan sonra camın kenarındaki karşılıklı koltuklardan birine oturdum. Babamın işi olmadığı zamanlarda bu koltuklara oturur birlikte kitap okurduk, gitar çalıp şarkı söylerdik, dertleşirdik. Bazen de sadece oturup dışarıda yağan yağmuru izlerdik. Saatlerce kitap okuyabilme potansiyeline sahip olan ben şuan sadece bir kaç dakika okumuş ve sıkılmıştım. Annemi gidecekleri yere vardıklarında bana mesaj atması konusunda sıkı sıkı tembihlemiştim ama annem mesaj atmamıştı. Git gide daha çok endişeleniyordum. Saat 2.37'di bu saate kadar çoktan varmış olmaları gerekiyordu. uyyakalmış olabilirlerdi fakat babamın aksine annemin uykusu çok hafifti, zil sesini duyduğu anda uyanırdı. Annem ve babam iki haftalığına tatile gitmişti, benim ısrarlarımla.

Benim fizik tedavi gördüğüm zamanlarda onlar da benim ile birlikte perişan olmuşlardı. Çok kısa bir zaman öncesine kadar, 1,5 önce geçirdiğim kaza yüzünden yardımsız yürüyemiyordum. Şimdiler de ise neden o kazada ölmediğimi sorguluyorum. Geçirdiğim kazadan sonra 2 ay komada kalmıştım. Uyandığımda okyanusu andıran masmavi uçsuz bucaksız gözleriyle beni süzen, üzerinde hastane kıyafetleri ile yatağımın hemen yanındaki koltukta oturan biri vardı. Bana çok tanıdık gelen ama tanımadığım biri. Ben okulun karşısındaki kafeye giderken bana çarpan, komada yattığım sürece başımdan ayrılmayan ve 5 ay önce beni kabuslarımla, korkularımla, anılarımla baş başa bırakıp çekip giden kişi. Beni arabayla çarparak değil ama gidişiyle öldüren kişi. Karan...

Önce kâbuslarla başladı günlerim zehir olmaya son zamanlarda da halüsinasyonlarla. Annem artık kafayı yemek üzere olduğumun farkına varınca Burçin teyze ile bir görüşme ayarladı. Burçin teyze küçüklüğümden beri hep bizimle birlikte olan, annemin en yakın arkadaşı. Burçin teyze ile klasik psikiyatrist hasta konuşmasını yaptıktan sonra annemle de görüştü sonucunda ise bana ağır gelmeyecek ilaçlar kullanmama karar verdiler. Aslında ilaç içmekten nefret ediyordum ama annemin zoru ile bir de kafayı yememek için ilaçları içmek zorunda kaldım. İlaçlar beni biraz da olsa rahatlatıyordu ama yine de kâbuslar ve halüsinasyonlar görmeye devam ediyordum. Gördüğüm halüsinasyonlar o kadar gerçek gibiler ki bazen saatlerce, bazen günlerce etkisi altında kalıyorum. Evimde, odamda bahçemde,hastanede... Her yer de onu görüyorum. Sanki elimi uzatsam ona dokunabilecekmişim gibi geliyor.Anılar canlanıp beni en dibe batırmak için birlik oluyorlar sanki.

Annem ve babamın arası son zamanlarda daha çok kötüleşiyor, ettiği kavgaların sonu gelmiyordu. Uzun uğraşlar sonucunda onları iyi olduğuma inandırıp, tatile gitmelerine ikna etmiştim. Bu ayki hastane kontrolüme gidip geldikten sonra her şeyin yolunda olduğuna inanmış ve tatile gitmeyi zorla da olsa kabul etmişlerdi. Sadece onlar için değil biraz da kendim için istemiştim tatile gitmelerini. Sürekli başımda durup nasihatler vermeleri, beni onun öldüğüne inandırmaya çalışmalarına artık tahammül edemez olmuştum. Ama eğer gördüğüm kâbustaki gibi başlarına kötü bir şey gelirse kendimi asla affetmezdim, affedemezdim. Ben bunları düşünürken bir anda sehpanın üzerindeki telefonum çaldı. Hemen telefonu elime aldım. Annemin aradığını düşünümüştüm ama arayan Kenan amcaydı. Babamın hastaneden doktor arkadaşı. Hemen telefonu açtım."Alo, Kenan amca?"

"Gece."

Bir süre konuşmadı. Ben de konuşmadım. Çünkü ne diyeceğimi bilemiyordum. Kenan amcanın konuşmayacağını anlayınca cevap verdim.
"Kenan amca?"
"Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum Gece..."
"Kenan amca bir şey mi oldu?"
Neden böyle tuhaf davrandığını ve bu saate beni aradığını anlamıyordum.
"Annen ve baban trafik kazası geçirdi şuan bizim hastanedeler." Duyduğum son şey bu oldu.

*******************************************
Kurgu düzenlendi.
Yazım yanlışları, mantık hataları varsa affola.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!

AHUZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin