okumaya başladığınız tarihi şuraya alalım ➡
•
Jaehyun
Büyükannem ve büyükbabam, Japonya'da yaşıyorlardı. Her yaz, ailem beni tatile onları ziyarete götürürdü. Küçük bir köyde yaşıyorlardı ve büyük bir arka bahçeleri vardı. Yaz aylarında orada oynamayı severdim. Oraya vardığımızda büyükannem ve büyükbabam beni her zaman kollarını açarak karşıladılar. Ben onların tek torunuydum, bu yüzden beni şımartıyorlardı.
Onları en son 7 yaşımdayken yaz tatilinde görmüştüm.
Her zamanki gibi, ailem Japonya'ya bir uçak bileti aldı ve havaalanından büyükbabamın evine gittik. Beni gördüklerine çok sevindiler ve bana verecek çok fazla sayıda küçük hediyeleri vardı. Ailem kendi başlarına biraz zaman geçirmek istedi, bu yüzden birkaç gün sonra, beni büyükannem ve büyükbabamın yanına bırakarak Japonya'nın başka bir yerine gittiler.
Bir gün arka bahçede oynuyordum. Büyükannem ve büyükbabam o sırada evin içindeydi. Sıcak bir yaz günüydü ve dinlenmek için çimlere uzandım. Bulutlara baktım ve güneşin yumuşak ışınlarının ve hafif meltemin hissinin tadını çıkardım. Tam kalkmak üzereyken tuhaf bir ses duymuştum.
"Po, po, po, po, po, po, po..." Ne olduğunu bilmiyordum ve nereden geldiğini anlamak çok zordu. Sanki biri sesi kendisi çıkarıyor gibiydi... Sanki derin, kadınsı ama aynı zamanda erkeksi bir sesle defalarca "Po, po, po, po..." diyorlardı.
Etrafa bakıyordum, gürültünün kaynağını arıyordum ki aniden arka bahçeyi çevreleyen yüksek çitlerin tepesinde bir şey fark ettim. Hasır şapkaydı. Çitin üzerinde durmuyordu, çitin arkasındaydı. Ses oradan geliyordu.
"Po, po, po, po, po, po, po..." Sonra, şapka sanki biri takıyormuş gibi hareket etmeye başlamıştı. Şapka çitin arasındaki küçük bir boşlukta durmuştu ve aynı zamanda içine bakan bir yüz görebiliyordum. Bir kadındı. Ama çitler yüksekti. Neredeyse sekiz fit uzunluğundaydı.
Kadının ne kadar uzun olduğunu görünce şaşırmıştım. Ayaklık mı yoksa bir tür yüksek topuklu ayakkabı mı giydiğini merak ettim. Birkaç saniye sonra, yürüdüğümde, o garip ses sanki benimle birlikte kaybolarak uzaklaşmıştı.
Şaşkınlıkla kalktım ve eve geri döndüm. Büyükbabam ve büyükannem mutfakta çay içiyordu. Masaya oturdum ve bir süre sonra büyükanne ve büyükbabama gördüklerimi anlattım. O ayırt edici sesten söz edene kadar bana gerçekten ilgi göstermiyorlardı.
"Po, po, po, po, po, po, po..." Bunu söylediğim anda ikisi birden
donmuştu. Büvükannem gözlerini, şaşkınlıktan dolayı olsa gerek, büyüyerek elleriyle ağzını kapatmıştı. Büyükbabamın yüzü ciddileşmişti, ve anında beni kolumdan yakalamıştı."Bu çok önemli," dedi yoğun bir sesle. "Bize tam olarak söylemelisin. Boyu ne kadar uzunluktaydı?"
Korkmaya başlamıştım. "Bahçe çiti kadar uzun." dedim.
Büyükbabam beni soru yağmuruna tutmuştu resmen. "Nerede duruyordu? Bu ne zaman oldu? Ne yaptın? Seni gördü mü?"
Bütün sorularını elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım. Birden koridora çıktı ve bir telefon görüşmesi yaptı. Ne dediğini duyamadım. Büyükanneme baktım ve titriyordu. Büyükbabam hızla odaya geldi ve büyükannemle konuştu.
"Bir süreliğine dışarı çıkmam
gerek, " dedi. "Burada çocukla kal. Bir saniye bile gözlerini ondan ayırma.""Ne oluyor büyükbaba?" Ağlamaya başlamıştım.
Bana üzgün gözlerle bakarak sorumu cevaplamıştı. "Hachishakusama Joy, ama genellikle Hachishakusama denilir, tarafından beğenildin." dedi.
•
eveeet, bir sadaka etiket alabilir miyim?
bol bol yorum görmek isterim ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hachishakusama • jaehyun + joy ✔
Horror"Po, po, po, po..." ❀ started: 23.11.2020 ❀ finished: 23.11.2020 ❀ eight feet tall'dan uyarlanıp çevrilmiştir. #1 - horror #45 - korku #401 - gizem #620 - gerilim