Evet, sıkıcı ve sıradan bir insanın hayatını okuyacaksınız. Dışarıdan böyle fakat içeriden ? İçerisi öyle değil. Benim içim bildiğin ölü dolu. Her pislik var, o yüzden benim içime sıradan diyemezsiniz. Sana bir şimşek gelir yukardan vallahi çarpılırsın. Ben kimim ? Ben Beste. Yaz tatilini arkadaşlarıyla geçirmek yerine rebitalisyona yatırılan Beste. -Şuanda değilim tabi.- Arkadaşlarım tarafından adım Beste değil ama... Onlara göre şişman Beste. Can boğazdan gelir arkadaşlar. Yapmayın, etmeyin günahtır.
****
"Beste, fazla yeme."
"Tamam anne."
"Beste ekmeği ver."
"Yemiyorum ben."
"Beste buraya gel."
Bu da benim her gün yaşadığım bir diyalog. Her gün annemle bunu yaşamaktan bıktım. Gerçekten bilemezsiniz.... Bir şişmansanız insanların gözü mutlaka sizde olur. Sağlıklı beslenirsen; "O kadar yemiş şimdi kilo vermeye çalışıyor." Fast Food yersen; "Ayıya bak daha çok yiyor." derler. Sizce de insanlarımız fazla salak değil mi ? İşte bu yüzden hiçbir kalabalık ortamda yemek yiyemem. Fobim oldu. Ve şimdi kendimi avutuyorum; "Can boğazdan gelir, Beste." Avuttuktan sonra saate baktım ve okula geç kaldığımı anladığım için kendime bir güzel saydırdım. Fazla oyalanmadan ayakkabımı giymek için eğildim. -Bir gün eğilirken sanırsam nefes alamadığım için öleceğim.- Sonunda bağladım ve ölmedim. Her neyse gitsem iyi olacak. Tabii ki, orada merdiven varken asansörü kullanacağım. Asansörün o iğrenç düğmesine bastım. En son ne zaman silindi ? Iyy, kim bilir kimler dokundu buna ? Aklımdan geçen iğrençlikleri gelen asansör bozdu. Bozması iyi oldu yoksa ben orada ölecektim. Açılan kapıya bakınca direk olarak onu gördüm, yeni taşınmış heralde... Daha önce hiç görmedim. Kumral saç, yeşil göz tam bir yakışıklı erkek tipi işte. Birkaç saniye sonra iki kişinin asansörde benim binmemi beklediğini fark ettim. O, ben ve diğerleri toplam dört kişiydik. Benim binmemle asansörün kırmızı ışığı yandı. N'olur yanma. Sön, sön, sön. Bu demek oluyordu ki, bu kadar ağırlığı kaldıramam. Bizim tatlı çocuk gülerek kafasını yana çevirdi. Sen gülmeseydin iyiydi. Asansörden indim. Hala bizim katta duruyordum. Önceden de böyle olmuştu ama altı kişiydik ve acıtmamıştı. Yavaşca merdivenden inmeye başladım. Belki de binmemem daha iyi oldu. Herşey de bir hayır vardır... Galiba.
****
Sonunda okula gelmiştim. Tabii, bir derse geç kalmıştım.
"Geç kaldığım için özür dilerim."
"Tamam geç kızım. Bir daha olmasın, sonra alışkanlık yapıyorsunuz."
"Tamam hocam."
"Kaç defa diyeceğim hocam değil diye ? Öğretmenim diyeceksiniz, öğretmenim !"
Hızlıca yerime oturdum. Ece fısıltıyarak bir şeyler söyledi. Duymadığım için 'hıhı' diyip geçtim. Sonra duymadığımı anlayınca ilk önce ters ters baktı ve bir kağıda yazdı, bana verdi. Kıza bak ya ? Kağıdı katlamışta katlamış. Bana bir puan bile vermeyen canım öğretmenim(!) dersi anlatırken bizde kağıt açıyoduk öyle işte. Kağıdı açtım; "Kızım, bizim sınıfa biri geliyor. Böyle tatlı ama çok mal bi' çocuğa benziyor. Müdürün odasında gördüm. İşlemlerini bitirmiş, bizim sınıfa geliyormuş. Müdür söylerken duydum bunları." Ece'nin kafasından istiyorum diyenler ? Ben. Banane tatlı çocuklardan. Ben posterlerimle mutluyum. Bu kilolarla biraz zor sevilmek. O yüzden hiç bana göre değil... Ve tam beş dakikadır kağıda bakıp düşünüyorum. Allah'ım. Zil çaldı. Tabii bizim sınıftaki hayvandan farkı olmayan canlılar kapıya akım etti... Ders zili çalınca içeriye girdim.
Sırama doğru giderken birde ne göreyim ? O... Kumral saçlı ve yeşil gözlü yakışıklı erkek. Bir puan dahi vermeyen canım öğretmenim, onu çağırdı. Adı, Eren'di.
"Evet çocuklar. Sınıfımıza yeni biri geldi. Biraz geç kaldı ama olsun. Umarım onuda kendinize benzetmezsiniz. Çalışkan birine benziyor.... Kendini tanıtabilirsin Eren."
"Merhaba, ben Eren. Çalışkan değilim, hayal kırıklığı için üzgünüm. Buraya yeni taşındık. Umarım alışırım." Tabii, benim duyduğum; "Merhaba, ben Eren, vızvızvızvızvızvı vızvızvız" Sınıftaki herkes gülüyordu. Özellikle kızlar çalışkan değilim yerinden sonra delirmişlerdi. Yakışıklı çocuk ya, akbaba gibi üşüşün hemen. Gülmeyin ya sahibi var onun.
"Bozmanıza gerek kalmadı... Eren boş yere otur şimdilık sonra değiştiririm." Hayır, sakın ! Tek benim yanım boş. Allah'ım yardım et. Hiç mi dilek hakkım kalmadı ? Kahretsin, geliyor. Durdu... Neden ?
"Hocam ?"
"Efendim Eren ?"
"Başka yere otursam olmaz mı ?"
----------------------------------------------------------------
Evet arkadaşlar, okuduğunuz için teşekkürler. Bu tanıtım bölümü olduğu için kısa oldu. Normal bölümler en az 2 sayfa olacak. Vote verirseniz bana yardımcı olabilirsiniz :D Bu bölüme +20 okuma gelirse, yeni bölümü hemen yayınlayacağım. Görüşlerinizi yoruma atabilirsiniz...
Sevgilerle SanalKiz.