*BÖLÜM NOTU -> Arkadaşlar bana gelen mesajlar çok iyiydi. Hepinize çok teşekkür ederim. Farklı bulmanıza çok sevindim. Bu bölümde biraz başları üzülme aşamaları gibi ama orta ve sonra yine eski halini alıp üzgün halden çıkıyoruz. Üzgünlük bize göre değil ! :D Bu bölümü ilk yorum yapan okuyucuma ithaf etmek istiyorum. Sevgilerle...*
“Hocam ?”
“Efendim Eren ?”
“Başka yere otursam olmaz mı ?”
Bende sana çok meraklıydım. -Allah'ım, sanırım eve gidince ağlamaktan öleceğim.- Sınıftan hayvan gibi 'heyoooo', 'zaa', 'ayı yer seni', 'hahahoğ' diye sesler geliyordu. Bildiğiniz hayvanat bahçesi. O değilde, rezil oldum be.
"Eren oraya otur veya geç şurada ayakta dikil."
"Tamam." Şurada dikilirse hiç şaşmam... Ne yapıyor ? S*ktir.
"Eren, ne yapıyorsun ?"
"Hocam, seçimimi yaptım ve dikiliyorum ?" Daha fazla dayanamayacağım. Kitaplarımı hızlıca sıranın üstünden alıp çantama koydum. Çantayı sırtıma atıp, hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Bu kadar saygısızlığa ne gerek vardı ? Benimde bir insan olduğumu unutmayabilirdin. Umarım o yükseldiğin yerden aşağı direk iniş yapıp çakılırsın. Küfür etmek istemiyorum ama en adi... Neyse.
***
Dersten çıktığımda mal gibi ağlamaya başladım. Arkamdan gelen bir kişi dahi olmadı. Tamam, sınıfın koşarak "Beste, gel canım buraya." demesini beklemiyorum ama en azından birisi çıkıp gelebilirdi. Ece bile gelmedi, pislik... Merdivenlerden indim ve okulun bodrum katına indim. Herkes dersteydi. Okul, sessiz, sakin ve korkunçtu. Depo gibi kullanılan, eşyaları koydukları odaya girdim. Bir ay önce nöbetçi olduğumda anahtar bende kalmıştı ve vermeye üşendim... Ama bakın, lazım oldu. Aslında lazım değil ama lazım. Nasıl oluyorsa işte. -Bazen ne dediğimi ben bile anlamıyorum.- Eski bir sandalyenin üstüne oturdum. Başka ne yapabilirdim ? Baş aşağı mı dursaydım yoksa çömelerek mi otursaydım ? Fazla gereksiz şeyler düşünürken kapının açılma sesini duydum. Arkamı döndüm ve dönmez olaydım. Şaşkınlıktan donuk kaldım. Konuşamıyordum.
"Sınıftan çıktıktan sonra seni takip ettim. İstemedim ama hoca zorladı."
"B-B-Burada ne işin var ya ? Ayrıca sağ ol, gerizekalı."
"Biliyorum, kötü bir şey yaptım ama..."
"Ama ne ?!"
"..."
"Bak, susuyorsun çünkü nedeni yok. Kiloluyum, çirkinim ama bununla sadece ben dalga geçebilirim. Beni orada öyle küçük düşürdün ki senden hayatım boyunca nefret edeceğim."
"Bugün okulda ilk günüm ve mahvediyorsun."
"Bütün suç bende mi ? Asansörden sonra sınıf peki sınıftan sonra ne var ?"
"Özür dilerim, tamam mı ? Yeter çok uzattın."
"Özür dilemek hiçbir şeyi geçirmiyor ama eğer buradan gideceksen affediyorum. Beni yalnız bırak."
"Tamam." Kapıyı hafifce kapattı ve gitti. içimi yakıyor, ilk kez böyle bir şey hissediyorum. Ondan ölümüne nefret edebilirim ama aynı zamanda ondan hoşlanmaya başladım. Beni küçük düşüren, beni şaka oyuncağı gören birine aşık olmaktansa ölürüm daha iyi. O sersem, hayatının en büyük hatasını yaptı. İstesem onu öldürebilirim. Bu kiloyla valla üstüne atlasam felç olur. Sonra helvasını yeriz. -Fındıklı olursa sevinirim.-