⁰⁷

1.2K 123 60
                                    

*Bir önceki bölümü okumamış olanlar olabilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Bir önceki bölümü okumamış olanlar olabilir. Bildirimler gitmemiş. Bakmayı unutmayın!*

Yüzümdeki makyajımın yenilenmesinin ardından tekrar kameraya doğru dönmüştüm. Sarı saçlarımı omzumun arkasına düşürmüş ve poz vermeye başlamıştım. Evet, şu anda çekimlerdeydim ve sabahtan beri kıyafet değiştirmekten sıkılmıştım. Bi an önce eve gidip, uyumak istiyordum.

Dışarıda kar yağarken, benim çekimlerde ne işim vardı bilmiyordum. Erteleyebilirlerdi, burası az da olsa halî ile soğuktu ve benim üzerimde hatrı sayılacak kadar kapalı giysiler yoktu.

Teker teker yüzüme patlayan flaşlardan sonra duruşumu değiştiriyordum. Farklı pozların ardından kameraman geriye çekilmiş ve bana bakmıştı. "Bugünlük yeter, sabrın için teşekkürler Lisa." ona selam vererek çekimlerin olduğu yerden çıkmış ve üzerimi değiştirmek için benim adıma ayrılan odaya girmiştim. Yorucu geçen günler birbirini kovalıyordu, benim dinlenmeye vaktim olmuyordu ve bu süreçte yemek yemeyi unutuyordum, sonrasında da zayıflıyordum. Formumu kaybetmemek için elimden geleni yapıyordum; spor, pilates, dans bunlar gibi birçok şeyi yapmaya çalışıyordum.

Üzerimdekilerden kurtulduktan sonra kendi kıyafetlerimi giymiş, ardından şişme siyah montumu da üzerime geçirmiştim. Odanın içinde duran makyaj masasının üzerinde duran çantamı açmış, içinden telefonumu alarak gelen mesaj ve aramalara bakmıştım. Bu sırada bulunduğum odanın kapısı tıklanmıştı. Arkama dönüp, girebilmesi için onay verdiğimde, gelen kişi buradaki çalışanlardan biriydi.

"Lisa hanım bu sizeymiş." elindeki zarfı bana uzatan kıza bakmış ve gülerek elinden almıştım.

"Teşekkürler, iyi akşamlar." bana tebessüm ederek, odadan ayrıldığında, elimdeki beyaz zarfa bakmaya başlamıştım. Üzerinde Seul'den geldiğine dair bir pul yapıştırılmıştı. Merak ederek büyük ve beyaz zarfı yırttığımda içinden sade bir düğün davetiyesi çıkmıştı.

Kaşlarımı çatarak davetiyeye bakmaya başladığımda, kapağını açıp, bunu bana kimin gönderdiğini öğrenmiştim.

Jeon Chae-young

Loren ile birlikte evleneceğinin haberini aldığımda, şaşırmıştım. Çünkü Chae daha gençti, altı üstü benden bir yaş büyüktü. Umarım onun için en güzeli olurdu. Düğün tarihine baktığımda önümüzdeki haftanın tarihini görmem ile nefesimi dışarı vermiştim. Şu an oraya gitmek istemiyordum, daha erkendi. Onunla karşılaşmak istemiyordum, yüzleşmek için daha zamana ihtiyacım vardı. Fakat en yakın arkadaşımın en mutlu gününde onu yalnız bırakmak bencillik olurdu. Chae çok üzülürdü.

La La Lost You | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin