final

1.4K 111 29
                                    

✿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonunu göremeyene kadar ellerimizi sıkıca tutup yürüyelim, gidecek çok yolumuz var çizginin sonu yok gibi.

Derin konuşmak istiyorum, daha da gidelim. İleri doğru atlayış var elimi tut ve güven bana.

Her şeyi kelimelere dökemesek bile birbirimizin gücünü biliyoruz. Bütün gün seni düşünüyorum, aşkına delicesine bağlıyım. Başkaları ne derse desin güven bana.

Sorunların üstesinden gelemeyecek olsak bile küçük güçlerimizi ona dayanmak için topladık, güven bana ve yavaşça gülümse.

(...)

"Hey Lisa!" arkamdan ismimin seslenilmesi ile ilerlediğim koridorda durmuş, tamamen arkama dönmüştüm. Defilenin sahiplerinden biri olan Bay Martin bana doğru ilerliyordu. Benden birkaç yaş büyük olmasının dışında klasik bir Amerikan erkek yüzüne sahipti. Fransa'ya gelmemizin üzerinden yaklaşık üç gün geçmişti ve bugün de şovun son günüydü hatta şu son birkaç dakika içinde sonlanmıştı.

"Yine her şey için tüm ekip adına teşekkür ederim." tam karşımda durduğunda gülümsemiş ve başımı sallamıştım. "Davetiniz için ben de teşekkür ederim, büyük bir keyif aldım." aramızda geçen birkaç diyaloğun ardından yanından iyi günler diyerek ayrılmıştım.

Şimdi ise acele bir şekilde arka taraftan çıkmaya çalışıyordum, Jungkook'u arabayı çalıştırması için erken göndermiştim ve bekletmeyeceğime dair bir şeyler de gevelemiştim. Şu an yaklaşık on dakikadır bekliyordu, umarım kötü bir şey olmazdı. Zaten şu defile olayı için hâlâ bana kızıyordu fakat bu benim işimdi, onun keyfine göre hareket edemeyecektim. Ayrıca bu konu üzerinde kuzeni Jisoo da onu sakinleştirmeye çalışmıştı nedeni ise stilistlerden birisinin o olmasıydı. Bazen gerçekten onu çekemiyordum, küçük çocuklar gibi naz yapıyordu.

Çantamı elimde sıkıca kavramış ve güvenliklerin yanından geçerek otoparka ulaşmıştım. Karşıda siyah aracın önünde dikilen Jungkook'u gördüğümde nefesimi seslice dışarı vermiş ve ona doğru ilerlemeye başlamıştım. Benim ona doğru geldiğimi fark edince bir tepki vermemiş ve sürücü koltuğuna binmişti. Ben ne kadar bu duruma şaşırsam da bir ses çıkarmamış ve ön koltuğun kapısını açarak arabaya yerleşmiştim.

"Geç kaldın?" sesindeki soru sorar tavrı ile ona döndüğümde bana bakmadan arabayı çalıştırmış ve otoparktan yavaşça çıkmıştı, galiba ben erken şaşırmıştım. "Evet, birkaç kişiye rastladım." kısaca sorusunu yanıtladığımda usulca kafasını sallamıştı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Gezeriz diye düşünmüştüm ama eğer yorgunsan otele de geçebiliriz." önüme seçmem için iki seçenek sunduğunda birkaç saniye düşünmüş ve yorgun olup olmadığımı sorgulamıştım. "Gezelim."

La La Lost You | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin