Ah ne saçmalıyorum acaba tabiki normal bi gün size germek için böyle söyledim.Araba ilerliyordu ve bunu hatırladıkça heyecandan ölecek gibi hissediyorum daha doğrusu ne hissettiğimi bilmiyorum çünkü Bade çok üzgün duruyor.Bade 13 yıllık 2 yaşında tanıştığım ve 13 yıldır en iyi arkadaşım olan kişi bundan dolayı Bade'nin ruh hali banada yansıyor galiba. Gözleri dolmuş bi haldeydi ve tedirgindi çünkü tırnakları ve saçıyla oynuyor bunu sadece tedirgin olduğu zamanlar yapar.
-"Bade neyin var?"diye giriş yaptım konuya.Dalgınlığının verdiği etki ile yerinden sıçradı dolu olan gözlerinden bir damla yaş süzüldü.Kendimi bi boşluğun için de hissetmeye başladım çünkü onu daha önce böyle görmemiştim.Konuştuğum an gözlerinden yaşlar gelmesi kendimi kötü hissetmeme neden oldu.
-Şey Ekrem'den ayrıldım kabul sevmiyordum ama ne bileyim kendimi kötü hissetmeme neden oldu biraz dinlenmek istiyorum,dedi ve başını dizime koydu. İçimden söylendim "Ah Bade yalan söylemeyi bile bilmiyor seninkinin adı Ekrem bile değil Kerem"
-Birşey mi dedin,diyerek başını bana çevirdi.
-Yo müziği mırıldanıyordum,diyerek yırttım.Acaba ne olmuştu yalan söylemesini gerektiren daha doğrusu söyleyememesini...
Teomanın paramparça müziğini 3. kez başa sarışım,arkadaşlarımın ara sıra bana dönüp gülümseyerek bakmaları,Bade hariç...
Nihayet kamp alanına gelmiştik.Bade gözlerini tekrardan araladı ve kamp alanına geldiğimizi anladı ve şunları mırıldandı duyduğum kadarıyla:
-Vay be buraymış,acaba neden böyle dedi hoşuna mı gitti ki evet galiba hoşuna gittiği için.Ateşin kolumu dürtmesiyle refleks olarak yerimden sıçradım.
-Kızım kafayı mı yedin gelsene,dedi bunları düşünürken hiçbirşey yapmadım mı cidden diye düşündüm.
-Dalmışım kusura bakma
-Bi Bade bi sen bu iş böyle yürümez devam ederseniz gece ayılara yem olacaksınız,dedi sadece Bade kısmı dikkatimi çekmişti demek ki onlarda farkındaydı Bade'nin normal davranmadığının.
Arabadan inip kafamı kaldırdım ve karşımda çadırları kuran Berk,Duman ve Bade.Onlara yardım etmek için gittiğimde Duman'ın kurduğu çadırın saplandığı tarafa bastım yalnışlıkla, ve çadırın bozuluşu Duman'ın altında kalışı.Görmeniz lazımdı çadırın altında bir balık edasıyla çırpınıyordu.Herkes kahkahalar içindeydi Bade hariç sadece tebessüm etti o ise...
Artık tüm gün boyunca Badeyi izlemeyi planlıyordum ne olduğunu anlayabilmem için çünkü gerçekten çok garip davranıyordu.
Duman çadırın altından çıkmayı başarabilmiş ve kalkıp Ateş'i azarlıyordu.
-Ya oğlum salak mısın ne basıyorsun ordayım işte görmedin mi.Dua et buraya Aralık için geldik yoksa... Ve durdu
-Ya abi tüm sürprizi bozdun ayrıca ben değil Aralık yaptı,dedi Ateş.Oh şükürler olsun doğum günüm için gelmişiz içimdeki ürperti azda olsun hafiflemişti.
-Benim için mi?, dedim sanki anlamamış gibi
-Yok benim bi hamsterım var onun için onun adıda Aralık, diyerek dalga geçiyordu Berk.Evet bana hamsterım diyordu.
Çadırlar kurulmuş hepimiz en büyük çadırın içerisinde toplanmış susuyorduk.Bunlar ne zaman oldu hatırlamıyorum bile.Ateş ve Berk hangisinin ödün toplamak için gideceğine karar vermek için taş-kağıt-makas oynuyorlardı 15 dakikadır. Allah bilir hangimize cool görünmek için yapıyorlar bunu.Duman ikisinin kulağını tutup çadırdan çıkardı ve
-Yürüyün hep birlikte gidiyoruz,deyip Kumsal'a göz kırptı.Söyledim mi hatırlamıyorum ama Duman Kumsal'dan hoşlanıyor.
-Sende gel istersen biz bir takım onlar bir takım olur ve en çok kim odun toplayacak yarışması yaparız,dedi.
-Dördümüz bi takım olup yapalım şunu,diyerek Kumsal Duman'ı tersledi ve ayağa kalktı.
-Kızlar biz gidiyoruz birşey olursa bunu kullanabilirsiniz,diyerek Berk elime bi telsiz tutuşturdu.
-Görüşürüz,dedi Bade soğuk bir sesle
Sadece susuyorduk.Yalnız değildik aslında ben,Bade be Bade'nin saati evet 5 dakikanın içerisinde saatine 86. bakışı bu yüzden böyle söyledim ve evet saydım.Bade aniden bana dönüp baktı ağlıyordu.
-Bade iyi misin?!,diye döndüğünü hatırlıyorum.Bana cevap vermden çantasına feneri,telefonunu ve kimliğini koyduğunu hatırlıyorum.Çadırdan çıkıyordu,kolundan tuttuğum an duraksadı
-Aralık özür dilerim,13 yıl için özür dilerim,en iyi arkadaşım olduğun için özür dilerim sadece susup beni dinlemeni istiyorum,dedi.
Kolunu bırakmadan sustum ve onu dinlemeye karar verdim.
-O tedirgin oluşumu sadece sen anladığın için özür dilerim,seninle burada kaldığım için özür dilerim,bana değer verdiğin için özür dilerim,Aralık ,dedi ve duraksadı.
-Aralık ,dedi tekrardan ve devam etti" İsmin çok güzel bunu birdaha söyleyemeyeceğim diye çok korkuyorum,ya da birdaha konuşamayacağım için"ve tekrarladı"Aralık yaşadığım için özür dilerim"
-Ne saçma...Bade dur,Bade'nin çadırdan çıkışı benim onu tutmaya çalışmam arkasından koşturmam karanlık olduğu için hiçbirşeyi görememem ve durup oraya oturup ağlayışım...Hatırlıyor musunuz size Bade üzgün olduğu için kendimi bir boşlukdaymış gibi hissediyorum demiştim aynı hissin 100 katını yaşıyordum ormanın ortasında oturmuş ağlıyordum nerede olduğumu bile bilmiyorum ya da kamp alanının nerede olduğunu,Badenin sözleri kafanda yankılanıyor bana kendi yaptığı şeyler için özür diliyordu.
-Neden sustum ki,kahretsin neden,diye bağırıp ağlıyordum.Bade neredeydi,nereye gitmişti bunları bilmemek beni o boşluğa itiyordu.
-Ah kahretsin ya kahretsin aptal telefonum yanımda ve feneri var niye açmadın aptal Aralık,dedim bağırarak Bade sadece bunu unutmam yüzünden gitmiş gibi hissediyordum.Fenerimi açıp etrafa baktım uzaktan görünüyordu çadır ama benim umrumda olan çadıra dönmek değildi Bade'yi bulmaktı.
Aniden gelen 2 silah sesi,benim çığlıklar arasında sese doğru koşmam ve sanki iki kişinin daha dallara çarpa çarpa kaçışı,Bade burda değildi.
Ne ,bir saniye o Bade'nin t-shirt'ü kanlar içerisinde şok içerisinde etrafıma bakınmam ve sanki vurulmuş birinin yerde sürüklenmesi ile oluşan çimlerin üzerindeki kan tek hatırladığım şeyler...
B-Bade ölmüştü.
B-Bade ölmüştü.
B-Bade ölmüştü.
Çantası burada değildi.Evet yoktu.Çığlıklar içerisinde hıçkıra hıçkıra hiç hatırlamadığım kadar ağlamam Bade'nin t-shirt'üne sarılarak... Yüzüm kan olmuştu t-shirte sarıldığımdan dolayı ama bu şuan umrumda olmayan tek şey olabilir.Bu hissi size nasıl anlatabilirim bunu bile bilmezken yazıyorum bu satırları.En yakın arkadaşınızı düşünün ve onun öldüğünü keşke bir kez daha sarsılsaydım diye kendinize vurduğunuzu ve t-shirtüne sarılmak ile yetinebildiğinizi,sustuğunuz için öldüğünü düşünerek kendinizi suçlamanız.Onunla mutlu olduğunuz anları unutacağınızı düşünün ve bunları düşünürken arkadaşınızın öldüğünü.Artık bensiniz.Ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi bilmiyorum.Demiştim ya bir boşluk vardı artık o boşluk yok aslında var ama ben bu boşluğun içerisine düştüm ve ben bunun farkında değilim o yüzden yok sanıyorum.Artık o boşluğun içerisinde yaşamak zorundayım galiba bu boşluk artık hayatımın vazgeçilmezi olacak...