☢️TWO PEOPLE?☢️

587 58 34
                                    

Sıkılmaya başlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sıkılmaya başlamıştım. Nasıl bir yere gelmiştik biz böyle. Koridorlarda dolaşıp duruyorduk ama hiç birşey bulamıyorduk.

Bir ihtimal çocukların bana şaka yaptığını düşünmüştüm. Ama yakınlarda özel bir gün yoktu. Ne için şaka yapacaklardı ki?

Tam 6 kişiydik. Diğerlerini de kaybedemezdim.

"Chan hyung acıkmaya başladık ve çok yorulduk. Bir yerde duralım lütfen."

Seungmin'in bıkmış sesi kulağıma ulaştığında arkama dönüp baktım. Hepsi çok yorulmuştu. Kim bilir Jeongin ve Hyunjin ne haldeydi.

"Tamam güvenli bir yere gidince dururuz."

"Güvenli?"

Minho'nun sinirlendiği sesinden belli oluyordu.

"Sakin ol Minho."

"Nasıl sakin olabilirim Hyung. Hyunjin ve Jeongin nerede daha bunu bilmiyoruz. Ne yaptılar, birşey yediler mi?!"

"Bak Minho kavga çıksın istemiyorum. Onların nasıl bir halde olduğunu da bilmiyorum ama biz güçlü olmazsak onları nasıl bulacağız?"

Minho konuşmayıp sesli bir nefes verdi.

Yürümeye devam edip bir odanın önünde durduk.

İçeriyi kontrol edip güvenli olduğuna karar verdiğimde çocukları da yanıma çağırdım.

Herkes kendini farklı bir köşeye atmıştı. Getirdiğimiz çantayı alıp içini açtım. Gerekli malzemeleri çıkartıp çocukları yanıma çağırdım.

Oturup yemeye başladılar. Ben ise sadece izliyordum. Yemek yemek istemiyordum.

Fark etmiş olacaklar ki zorla birkaç şey yedirdiler. Olduğumuz odaya göz gezdirdim. Işık etrafı çok iyi aydınlatamıyordu. Etrafta saat aramıştım ama bulamamıştım. Kolumdaki saate baktığımda saatin kırılmış olduğunu gördüm. Kaçarken biryere çarpmış olmalıydım.

O sırada aklıma telefonum gelmişti. Bunu nasıl düşünememiştim.

"Buldum."

Sevinçle bağırdım.

"Neyi buldun hyung?"

"Telefon. Felix biz buraya telefonla geldik. Çocukları telefonla arayabiliriz."

Çocuklar dediklerime sevinmiş olacaklar ki elleri ceplerine gitti. Hepsi telefonunu çıkartıp Jeongin ve Hyunjin'i aramaya başladı.

Sorunumuz vardı. Telefonlar çekmiyordu.

"Bir bu eksikti."

Düşünmeye başladım. Ne yapabilirdik?

"Hyung biz Seungmin'le dışarıya çıkıp çeken bir yer bulmaya çalışıcaz."

"Hayır olmaz. Sizi de kaybedemeyiz. Ben giderim."

"Ama hyung sen gidersen bu sefer daha kötü olur. Hem iki kişiyiz bişey olmaz."

Aslında biryerde mantıklı geliyordu. Ama gitmelerini de istemiyordum.

Seungmin bana yavru köpek bakışı atmaya başlayınca dayanamayıp izin verdim.

"Bir şartla izin veririm. Eğer birşey olursa direk olarak buraya geri dönüyorsunuz tamam mı?"

"Tamam hyung."

Felix ve Seungmin'i gönderdikten bir kaç dakika sonra içimde kötü bir his oluştu. Neden izin vermiştim ki. Akılsız kafam.

"Chan Hyung birşey bulduk."

Yanlarına gittim. Eski bir bilgisayar vardı. Bir umut çalışıyormu diye etrafına bakmaya başladım. Kabloları tamdı. Açmaya çalıştığında açıldı.

Bir koridoru gösteriyordu. Tam o sırada ekranda iki silüet belirdi. Birisi Felix diğeri ise Seungmin arkalarında da birisi vardı sanki. Bir kız.

Gözlerim sonuna kadar açıldı. İzin vermekle hata yapmıştım.

Kapıya doğru koştum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer odadan çıksaydım diğerlerini kaybedebilirdim.

İşte şimdi sinirlenmiştim. Bağırmaya başladım.

"NESİN, KİMSİN BİLMİYORUM AMA ONLARIN KILLARINA ZARAR GELİRSE SENİ KENDİ ELLERİMLE ÖLDÜRÜRÜM."

O sırada koridorda bir kahkaha sesi duyuldu.

"Ölü birisini öldüremezsin Christopher Bang."

Kahkaha sesi gittikçe uzaklaşıyordu.

Ben ise olduğum yerde kalmıştım. Benim tam adımı nereden biliyordu?

İşte şimdi işler karışmıştı.

------------------

Nasılsınız?

Birileri beni öldürecek çocukları kaybediyorum diye djdkdj

Ben kaçtım kendinize iyi bakın.

✧YELLOW LİNE✧  BANG CHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin