Güneş: Terk edilmek ne iğrenç bir şey.
Güneş: Ben asla birini terk edemezdim sanırım.
Güneş: Yani bir ilişkiye başlamak için iki kişinin ortak kararı gerekirken ayrılan kişinin sormaması çok saçma değil mi?
Çınar: Ne diyecek ki?
Çınar: Benimle ayrılır mısın mı?
Güneş: Ödösödöaöfl Böyle diyince de garip oldu.
Güneş: Ama en azından bir fikrini sorabilirler ayrılmadan önce.
Güneş: Direkt bitirelim diyip bırakılmaz mesela ya da bilmiyorum demek ki doğrusu bu.
Çınar: Hiç kimseyi terk etmedin mi?
Güneş: Hayır, terk edilmek bana daha uygun.
Güneş: Sen? Hiç terk ettin mi birini?
Çınar: Hayır ama zaten sadece bir ilişkim oldu bugüne kadar.
Güneş: Herneyse bu felsefi yaklaşımdan sonra biraz da normale dönelim.
Güneş: Napıyorsun?
Çınar: Halamın çocukları geldi, odamı karıştırmalarını engellemeye çalışıyorum.
Çınar: Buldukları her şeyi nasıl merak edebilirler amk
Güneş: oha ŞCÖAÖDÖAÖXLD
Güneş: Bizde de annemin birkaç arkadaşı var ve onlardan birinin küçük kızıyla ben uğraşıyorum.
Güneş: Şu an ne yapıyor dur bir bakayım.
Güneş: Oha düzleştiricimi açmış!
Güneş: Ben iki dakikaya geliyorum.
Çınar: {Ses kaydı 0.38 saniye}
Gelen bildirimi duysam da ne olduğuna bakmadım. Düzleştiricimi adının Duygu olduğunu bildiğim kızdan alırken ise olabildiğince sinirliydim. Çocukları seviyordum ancak bu kadar meraklısını da ilk kez görmüştüm. Geldiğinden beri odada girmediği yer kalmamıştı. Sertçe bacağıma vurmasıyla inledim.
"Seni neyle besliyorlar?"
Çocuk sorumu umursamayarak bir kez daha küçük ama acıtan yumruklarını bacağıma geçirince kendimi istemsizce ondan biraz uzaklaştırdım.
"Seni anneme şikayet ederim, onu ver!" demesiyle gözlerim büyürken düzleştiricime sarıldım.
"Oldu paşam."
Küçücük çocukla çocuk olmam yanlıştı ancak bu kız odamda girmedik yer bırakmamıştı. Üstelik 7 yaşındaydı, ben 7 yaşında böyle değildim.
Kızın ağlamaya başladığını görmemle şokla düzleştiriciyi yatağa bıraktım ve ona ilerledim. 7 yaşında bir çocuk neden saçını bu kadar düzleştirmek isterdi sanki? Üstelik çok güzel kıvırcık saçları vardı.
"Neden ağlıyorsun Duygu?"
Duygu gözündeki yaşları sildikten sonra önüne eğilen bana baktı ve hâla ağlarken konuşmaya devam etti. "Benim saçlarımda seninki gibi düz olsun! Annem bunu kullanıyor, gördüm evde. Ben de istiyorum!"
Ellerimle küçük ellerini tuttum ve bana bakmasını sağladım. "Ama senin saçların zaten çok güzel ve sana çok yakışıyor. Keşke benim saçlarım da seninki gibi kıvırcık olsaydı." Ondaki gibi güzel durmayacağını bilsem de bunu hep istemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Apati | Texting
Short Story30.08.2019 Bilinmeyen: Güneşi hiç düşündün mü? Bilinmeyen: Kimsenin sevmediği o yıldızı ya da sevilse de hep ikinci plana atılan o yıldızı? Bilinmeyen: Ay hep daha güzel geldi herkese, oysa kimse güneşin ne kadar yalnız olduğunu görmedi. Bilinmeyen...