0.4

191 19 3
                                    

Barbaros her zamanki saatinde çiçekçi oğlanı görmeye gidiyordu.Dün Emir'e motoruyla tur attırdığını o unutmuştu bile ama Serhat unutmamıştı.Sessizce kırılıyor,sessizce kıskanıyordu.
Aralarındaki her şey sessizdi ne de olsa.Birbirlerine bir şey söylemeye hakları yokmuş gibi yaşıyorlardı.
Barbaros yoldayken Serhat da kasaya dikilmiş onu bekliyordu.Bazen işi olmasa da onsuz o köşeye gidip oturmak garibine gittiği için kasadaydı hep.
İşte gelmişti dövmeci adam.
Bugün çiçekçi oğlanın en sevdiği tişörtünü giymişti.Sanki dün bozulduğunu anlamış da gönlünü alıyormuşçasına ama bunlar sadece boş ihtimallerdi Serhat'ın kafasında.
Tabii ki de farkında bile değildi Barbaros.Serhat da öyle davranacaktı.Motorun park ettiğini görünce kafasını kasaya indirip bir şeylerle oyalanıyormuş gibi yaptı ve Barbaros'un onu irkitiyormuş gibi yapıp içeri girmesini bekledi.
Dünkü kıskançlığını üstünden atmak istercesine ilk adımı o atıp dövmeci çocuğa yaklaştı.Çenesini omzuna dayayıp ezbere bildiği kollarındaki dövmelerde gezdirdi ellerini.Barbaros da başını ona yasladı.
Rutin bir gündü işte.
Bir süre öyle kaldılar.Dövmeci oğlan Serhat'ın boş kollarında dolandırdı parmaklarını.'Bunları doldurmak için sabırsızlanıyorum.'Sessiz kaldı Serhat.Artık rüyanda görürsün demek yoktu.Akışına bırakacaktı.
Sessiz kalması Barbaros'un da ilgisini çekmiş olmalıydı ki Serhat'ın çenesini yasladığı omzunu çekip dar omuzlarını avuçladı.
'Bu evet demek miydi.'
Çiçekçi çocuk omuzlarını kurtarıp köşelerine doğru yürümeye başladı.
'Bakarız.

white camellia |barbaros x serhat|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin