Sabahın erken saatlerinde korkarak uyandım. Rüyamda ne gördüğüme dair bir fikrim olmasa da korktuğum kesindi. Olduğum yerde bir süre tavanı izleyip sakinleşmeyi bekledim ama olacak gibi değildi kalbim felaket derecede hızlı atıyordu. Yavaşça yataktan doğruldum ve telefonuma uzandım. Saat 5'e geliyordu. Sinirle telefonu yerine bıraktıktan sonra hızla yataktan kalktım. Bütün uykum kaçmıştı. İşin ilginç yanı ise rüyamda ne gördüğümü bile hatırlamıyordum. Pencerenin önüne doğru yürüyüp camı açtım. Sessizce dışarıya bakarken gözüme karşı kaldırımda tek başına oturan birisi çarptı. Uzun süre o kişiyi inceledim hal ve hareketleri o kadar tanıdık geliyordu ki. Bizim okuldandır deyip tam geçiştirecektim ki bir anda istemsizce bağırdım.
"Araba seni ezecek kalk oradan!"
Çocuk panikle ayağa kalktı ve yolun karşısına geçti. Sonrasında kafasını bana çevirdi ve anlamayan bir ifadeyle bana bakmaya başladı. Ne olduğunu bende bilmiyordum. Durup dururken neden bağırmıştım ki. Bende çocuğa garip garip bakarken yolun karşı tarafında bir araba hızla tam olarak çocuğun oturduğu yerin üzerinde takla atıp duvara çarptı. Öylece bakakalmıştım. Ne olduğunu tam olarak idrak edemiyordum. Çocuk hemen kafasını bana çevirdi ve teşekkür edercesine bana baktı. Sonrasında koşarak kazanın olduğu yere gitti. Uzun süre olduğum yerden kıpırdayamadım. Az önce tam olarak ne olmuştu öyle. Ben geleceği mi görmüştüm diye düşündüğüm sırada arkamdan bir ses duydum.
"Sadece 6. Hissin biraz kuvvetli o kadar medyum falan değilsinnnn!"
Sesi duymamla kafamı çevirdim ama kafama çarpan yastıkla kendimi yerde buldum. Ben az önce dışımdan mı düşünmüştüm. Ah hadi ama dedim içimden. Sinirle yerden kalkıp yanıma düşen yastığı elime aldım. Tuttuğum gibi sert bir şekilde yastığı Arden'in kafasına fırlattım. Arden kendini hemen geriye çekse de ben onu çoktan kafasından vurmuştum. Kendi kendime zafer dansımı yaparken ambulansın sesi bütün mahalleyi doldurdu. Ambulansın sesini duyana kadar olanları unutmuşum. Ani bir hareketle hemen cama doğru koştum. Bir anda her yer kalabalıklaşmıştı daha az önce kimsecikler yoktu burada ne ara herkes buraya toplanmıştı ki. Şaşkın şaşkın camdan olanları izlerken telefonum çalmaya başladı. Hızlı adamlarla telefona ulaştım ve kim olduğuna bakmadan açtım. Baya panik yapmıştım sanırım her hareketimi hızlı hızlı yapıyordum. Telefonu sakince kulağıma götürdüm. Ve o benim bayıldığım muhteşem sesi duydum.
"Günaydınnn Davşanımmm"
Kulağıma dolan bu sesle kendi kendime gülümsedim. Bir anda olanları tekrar unutmuştum. Bende aynı enerjiyle cevap verdim.
"Günaydınn Pandammm"
Telefonun öbür ucundan hafif bir tebessüm sesi geldi. Onu her gün böyle mutlu görmek beni kat be kat daha fazla mutlu ediyordu.
"Ne zaman uyandın? Ben aradığımda hep uyuyor olursun normalde. Yoksa hiç uyumadın mı?"
Kendi kendime gülümsedim. Beni ne kadar da iyi tanıyordu ama.
"Bu sabah çok garip bir sabah aslında. Sabah bir anda erkenden uyandım. Sonrasında da tuhaf şeyler oldu."
Bunları söylerken yine olanları hatırlamıştım yavaşça yataktan kalkıp cama doğru yürümeye başladım.
"Ne oldu? İyi misin? Seni almaya geleyim mi? Bugün birlikte gidelim okula."
"Kayla cevap versene iyi misin?"
Bir anda kendime geldim. Cevap vermeyi mi unutmuştum ben az önce. Bugün çok garip davranıyordum. Galiba uykumu alamamıştım. Muhtemelen o yüzdendi.
"İyiyim sevgilim. Sanırım bu sabah uykumu alamadım. O yüzden mal gibi dolanıyorum."
O sırada uzun zamandır odada olmayan ama benim yokluğunu yeni fark ettiğim Arden söylenerek odaya girdi. Sabah sabah neye sinirlenmişti bu yine diye kendi kendime düşünürken odanın kapısı çalındı. Arden kapıyı açmak için hareket edince bende Aktan'la konuşmaya devam ettim. Yaklaşık yarım saat kadar daha konuşmuştuk. Aktan sürekli gerçekten iyi olup olmadığımı sormuştu ben iyiyim desem de bir türlü onu ikna edememiştim. Bu yüzden bugün beni almaya gelecekti. Telefonu kapattıktan sonra hızlıca saate baktım. Saat 7 ye geliyordu. Hızlıca hazırlandım ve Arden'in yanına gittim. O çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Geldiğimi görünce kocaman gülümsedi. Bende ona dil çıkarttım ve odadan çıktık. Aslında Arden'in ailesinin de beni ailemin de maddi durumu gayet iyiydi ama biz birlikte kalmak için yurtta kalıyorduk. Yurt okula uzak olsa da sabah giderken çok eğleniyorduk. Hem burada bize karışan kimse yoktu. Zaten bu yıl bitmek üzereydi. Sonrasında 1 yıl daha okuyup liseyi bitirecektik. Lise bittikten sonra üniversite için hepimiz Amerika'ya gitmeyi düşünüyorduk. Tabi içimizden birisi sınıfta kalmazsa. Hızlıca yurdun çıkışına gittik biz dışarı çıktığımızda Aktan ve Arın çoktan gelmişlerdi. Koşarak Aktan'a sarıldım. O sırada Aktan ani bir hareketle beni kucağına aldı. Ben daha ne olduğu anlamadan kendimi Aktan'la arabanın arasında buldum. Aktan bana muzur muzur bakarken. Bende hemen kaşlarımı çattım. Herkes bize bakıyordu ama benim umurumda değildi. O sırada Aktan tam da benim beklediğim gibi dudaklarıma yapıştı çok seviyordum. Her şey den ve herkesten çok. Öpüşürken ellerimi saçlarında gezdirmeye başladım. Saçlarını seviyordum. Ama Aktan'ın en sevdiğim yeri gözleriydi. O ela gözlerine her baktığımda ona daha çok aşık oluyordum. Ah be adam diye geçirdim içimden. Sen bana ne yaptın böyle. O sırada Arden'in sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum
Novela JuvenilHerşey bir uçurumda başlamıştı ve orada bitmeliydi. Aslında benim için son gelmişti ama bilmediğim bir şey vardı bu bir son değildi...