Bir insan ölmeyi nasıl diler? Nasıl ister bunu? Kendi canına, hayallerine, umutlarına, heveslerine nasıl kayar? Bu kadar kolay mı yaşadığın onca yılı, onca acıyı, onca sevinci, onca gözyaşını toprağın altına gömmek?
Kimi cezalandırır insan kendine kıyarken? Onu yaratan Tanrıyı mı, onu bu raddeye getirenleri mi, yoksa bunca şeyi yaşamasının tek sebebi olan kendisini mi? Yine de değer mi gerçekten nefesini kesmeye?*****
"Kim Taehyung, yaptığınız hatanın bedelini nasıl ödeyeceksiniz? Kesin kurallar olduğunu biliyorsunuz. Kimse sizin bir hayalci olduğunuzu bilmemeliydi. Başınız büyük belada."
Genç çocuk oldukça korkmuştu. Hem kendine hem de dostuna ne olacağına dair en ufak bir fikre sahip değildi. Yardıma ihtiyacı vardı ama ne Jimin vardı ne de buradaki abileri onu savunabilirdi.
"Namjoon hyung, yardım et.."
"Namjoon hyung değil, lordum. Böyle bir durumda senin için abi olmam görevime ters düşer. Yaptığınız hata çok büyük Tae. Kusura bakma ama seni ne Namjoon hyungun olarak ne de lordun olarak ben bile kurtaramam."
Masum gencin gözünden çaresizce bir damla yaş düştü. Korkuyordu. Bir köşede arkadaşının çaresiz halini hüzünle izleyen Hoseok koşarak yanına geldi ve onu kollarının arasında teselli etti.
"Ağlama minik. Bir yolunu bulacağız."
Onu saran kollara sıkıca tutundu. En azından hala ona destek çıkan bir abiye sahipti.
"Her zaman mutlaka bir yol vardır.."Bir süre abisinin sözlerini düşündü. Genç çocuk bu işten kurtulmak istiyorsa bir yolunu bulmaktan başka çaresi yoktu zaten.
*****
"Yoongi!"
Ona gelmişti. Aklına ondan başkası gelmemişti çünkü. Madem bir hayalci olamazdı o zaman o da insan olurdu. En azından planı bu yöndeydi.
Uzun sararmış otlara narin bir şekilde dokunarak esen rüzgarı teninde hissetti kısa boylu. Nerede olduğunu bilmiyordu ama burayı sevmişti. Kulaklarının birkaç saatte aşina olduğu sese çevirdi yüzünü. Onunla kavuşan gözleri saniyesinde yumuşamış, mutlulukla parlamıştı. Heyecan ve sevinçle cıvıldadı, onu bu derece mutlu eden şahsın ismini. Aynı zamanda hızlı adımlarla ona ilerliyordu.
"Tae!"
Onlar karşı karşıya gelince bütün sararmış otlar yeşile dönmüştü. Bunu hangisinin yaptığından emin değildi Taehyung ama bu onu mutlu etmişti.
"Beni kabul ettiğin için teşekkür ederim Yoon."
Kısa boylu minik bir tebessümle başını eğdi. Bir süre öylece durup gözlerini kaldırdı.
"Burada olduğum ilk anda bir rüyanın içinde olduğumu anlamıştım. Ve senin burada olduğunu da. Seni çok merak ettim, her ne durumda olursak olalım seni zaten hayallerime alırım fakat bu durum farklı."
Uzun olan bu itiraf karşısında mutlu olmuştu. Bir kelebek hayal etti önce, yavaşça onlara yaklaşan kelebek Yoongi'nin saçlarına tıpkı bir toka gibi kondu. Kısa olan bunu sevmişti, bu şey her neyse değerli hissettirmişti. Sanki başının üstüne konan bir kelebek değil Tae'den gelen masum bir öpücüktü. Teşekkür etmeye gerek duymadı Tae. Büyüğünün onu anladığını biliyordu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreamer ~{Jikook}~
ФанфикJeon Jeongguk hayal kurmayı severdi. Park Jimin ise Jeon'un kurduğu tek hayaldi.. -Jikook- #jikook 41 #taegi 20 Başlangıç tarihi: 01.10.2020 Bitiş Tarihi: 06.02.2021 Lunastelll🎑⭐