13. Boş Gözler

3 0 0
                                    

Uyanmamın ve yola çıkışımızın

üzerinden birkaç saat geçmişti,

binalar devasa bir labirentteymişiz

gibi korkutucu bir his yaratıyordu,

bitmez bir labirent. Korkuyordum ve

meraklıydım, nereye gidiyorduk?

Bakışlarımı mola için paslı arabanın

üzerine uzanmış David' de topladım,

sarı saçları dağılmış ve pis

görünüyordu. Birkaç adım attım ve

kaldırıma oturmuş Cassia' nın yanına

yerleştim, üzerindeki açık yeşil tişört

çeşitli yerlerinden yırtılmış ve

eskimişti. Bu sabah binadaki küçük

kampımızı terkettiğimizden beri pek

konuşmamıştık, daha çok gözlerimiz

konuşmuştu; bana bakarken

parlayan gözlerini aklımdan

çıkaramıyordum, bu tuhaftı.

'' Hey, naber Cassia? Şey, ben... şu

öpücük konusunda konuşmak

istiyordum. ''

'' Merak etme Chris - artık bana

böyle seslenmeye başlamıştı - bir

sorun yok. İkimiz de sana karşı

duygularım olduğunu biliyoruz, bir

şeyler yaşamayı gerçekten çok

isterdim ama küçük bir sorun var,

ben Lydia' yı biliyorum. ''

'' Ama artık Lydia yok Cassia; sadece

sen varsın ve ben sadece seni

önemsiyorum. ''

'' Chris ben bilmiyorum, bence biraz

düşünmem lazım. Tamam mı? ''

Başımı yukarı aşağı salladım ve

David' in yola devam etmemizi

belirten el hareketini gördüm.

Ayakkabılarımın tabanı soyulmaya ve

eskimeye başlamıştı, bağcıkların

uçları kopmuştu (aglet ). Kollarımdan

destek alarak ayağa kalktım ve

Cassia' nın arkasından giderek grubu

takip etmeye başladım.

Yol boyunca birkaç hayvan

görmüştük; fareler, normal boyutta

kuşlar, ama hiçbiri David' in

anlattıkları gibi kana susamış

mutasyonlar değildi. Yol boyunca

çoğu kez karnım acıkmış ama

dayanmıştım, o haplardan bir tane

daha almayacaktım, gerçi David' in

ELEMENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin