Uyanmamın ve yola çıkışımızın
üzerinden birkaç saat geçmişti,
binalar devasa bir labirentteymişiz
gibi korkutucu bir his yaratıyordu,
bitmez bir labirent. Korkuyordum ve
meraklıydım, nereye gidiyorduk?
Bakışlarımı mola için paslı arabanın
üzerine uzanmış David' de topladım,
sarı saçları dağılmış ve pis
görünüyordu. Birkaç adım attım ve
kaldırıma oturmuş Cassia' nın yanına
yerleştim, üzerindeki açık yeşil tişört
çeşitli yerlerinden yırtılmış ve
eskimişti. Bu sabah binadaki küçük
kampımızı terkettiğimizden beri pek
konuşmamıştık, daha çok gözlerimiz
konuşmuştu; bana bakarken
parlayan gözlerini aklımdan
çıkaramıyordum, bu tuhaftı.
'' Hey, naber Cassia? Şey, ben... şu
öpücük konusunda konuşmak
istiyordum. ''
'' Merak etme Chris - artık bana
böyle seslenmeye başlamıştı - bir
sorun yok. İkimiz de sana karşı
duygularım olduğunu biliyoruz, bir
şeyler yaşamayı gerçekten çok
isterdim ama küçük bir sorun var,
ben Lydia' yı biliyorum. ''
'' Ama artık Lydia yok Cassia; sadece
sen varsın ve ben sadece seni
önemsiyorum. ''
'' Chris ben bilmiyorum, bence biraz
düşünmem lazım. Tamam mı? ''
Başımı yukarı aşağı salladım ve
David' in yola devam etmemizi
belirten el hareketini gördüm.
Ayakkabılarımın tabanı soyulmaya ve
eskimeye başlamıştı, bağcıkların
uçları kopmuştu (aglet ). Kollarımdan
destek alarak ayağa kalktım ve
Cassia' nın arkasından giderek grubu
takip etmeye başladım.
Yol boyunca birkaç hayvan
görmüştük; fareler, normal boyutta
kuşlar, ama hiçbiri David' in
anlattıkları gibi kana susamış
mutasyonlar değildi. Yol boyunca
çoğu kez karnım acıkmış ama
dayanmıştım, o haplardan bir tane
daha almayacaktım, gerçi David' in
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT
Science Fictionİnsanlık genlerde oluşan önlenemez bir mutasyon nedeniyle dört ülkeye ve dört kategoriye ayrılmıştır: Aquarium Firex Aura Earth Genlerdeki mutasyon insanların saç renklerini de etkilemiş ve her türün sembolü olmuştur. Fakat bu dört dünya devletinin ...