Komutan da dahil herkesin yüzünde
büyük bir şaşkınlık vardı, Cassia ve
ben hala göz gözeydik. Bakışlarımı
yemyeşil gözlerinden çektim ve
kimseyi umursamadan odadan
koşarak uzaklaştım, bembeyaz
fayanslarla kaplanmış koridor
soğuktu. Koridor boyunca uzanan
floresan lambalar çok nadir de olsa
sönüp yeniden aydınlanıyordu.
Kendimi gözlerimi açtığımda
bulduğum sedyeye attım ve gözlerimi
kapattım; kesinlikle etkili bir
propaganda spotu hazırlamalarını
sağlamıştım ama kendime hakim
olamamamın verdiği sinir daha
kuvvetliydi.
Gözlerimden süzülmek için
çabalayan birkaç yaşa engel oldum
ve kendime hatırlattım; ben
güçlüydüm yada güçlü olmak
zorundaydım.
Odaya giren ayak sesi dikkatimi
dağıttı, başımı kaldırdım ve baktım.
Bu Cassia' ydı, gözlerine daha önce
fark edemediğim bir hüzün ve umut
karışımı yayılmıştı. Yanıma geldi ve
oturdu, elimi tutması ile damlaların
serbest kalması ve sedyenin
soğuk metaline damlaması bir
olmuştu. Cassia sessizliği bozmak
istercesine konuşmaya başladı:
'' Bak Chris; bilmeni isterim ki olan
hiçbir şey aramızı bozamaz, ayrıca
öpüşmekte bu kadar iyi olduğunu
bilmiyordum. ''
İkimiz de kahkaha attık; Cassia' nın
en zor durumlarda bile beni
güldürülmesini seviyordum, her
zaman bu kadar dayanıklı olmasını
seviyordum. Daha dikkatli düşününce
ben onu seviyordum.
'' Seni seviyorum. '' diye fısıldadım.
Cassia hafifçe sırıtarak karşılık verdi:
'' Ben de seni, ama böyle bir korkak
olmaya devam edersen bunu
yeniden düşüneceğim. ''
'' Üzgünüm, ben neden böyleyim
anlayamıyorum. Hareketlerim ve
düşüncelerim birbirini
tutmuyor, beynim sanki bana karşı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT
Science Fictionİnsanlık genlerde oluşan önlenemez bir mutasyon nedeniyle dört ülkeye ve dört kategoriye ayrılmıştır: Aquarium Firex Aura Earth Genlerdeki mutasyon insanların saç renklerini de etkilemiş ve her türün sembolü olmuştur. Fakat bu dört dünya devletinin ...