Önümüzdeki yüzlerce
insanı atlattıktan sonra
kendimizi dışarıda
bulmayı umuyorduk, fakat
önümüzde dizilmiş ona
yakın dev cam asansör
tersini söylüyordu.
Şaşırmış ve ne olduğunu
anlamaya çalışır bir
şekilde yakınımdaki
askere yöneldim ve
sordum:
'' Çıkış buradan değil mi?
Yoksa bir sorun mu oldu,
çıkamayacak mıyız? ''
Mavi üniforma içine
bürünmüş asker ilk önce
beni süzmüş, biraz
düşünmüş , sonra cevap
vermişti:
'' Sakin ol evlat, hiçbir
sorun yok. Ama bilmeni
isterim ki artık Darphin'
de ( Christopher ve
ailesinin savaş öncesi
yaşadıkları ve sığınağın
altında bulunduğu şehir )
yaşamayacaksınız. Bütün
vatandaşlar ülkenin batı
kısmına taşınacaklar. ''
Şaşkınlığımı ve merakımı
gidermek amacıyla
geldiğim asker neler
olduğunu daha da merka
etmemi sağlamıştı,
yukarıda ne olmuştu?
Cevap arar bir şekilde
askere yeniden baktım
ama ağzından dökülen
sözler yerime dönmemi
sağlamıştı:
'' Başka soru yok, merak
ettiğin her neyse
öğreneceksin. ''
Hayal kırıklığına uğramış
şekilde ailemin yanına,
sıraya geri döndüm ve
beklemeye başladım.
+++++
Asansörlere binen
yüzlerce kişiden ve geçen
bir saatten sonra
asansöre binebilmiştik.
Camdan silindir
yükselirken ve altımızda
kalan yüzlerce insanı
karıncaya çevirirken
düşündüğüm tek şey
yukarıda neler olduğu,
neden eski evimize geri
dönemeyeceğimizdi.
Asansör iki dakika kadar
süren bir kalkıştan sonra
yukarı doğru olan
yolculuğunu
tamamlamıştı. Metalik
renkteki pürüzsüz kapılar
iki yana doğru açıldı ve
bizi yüzlerce kişinin
önünde dikildiği devasa
bir pencere ile yalnız
bıraktı. Ellerimle önümde
dikilen insanları ittiriyor
ve neden ağladıklarını
anlamaya çalışıyordum.
Birkaç dakikalık uğraştan
sonra dışarıyı görebilmiş,
neden ülkenin batı
yakasına taşınacağımızı
da anlamıştım:
İki yıl öncesine kadar
yaşadığım şehir, tamamen
harabeye dönmüştü.
Eskiden masmavi
gökyüzünü yansıtan cam
binaların neredeyse hepsi
yıkılmış, çelik iskeletleri
ortaya çıkmıştı. Yerlerde
çürüyen cesetleri ve
etraflarına üşüşen aç
köpekleri görebiliyordum,
olan her şeyi durdurmak
istercesine camı
yumruklamaya başladım
ama hiçbir yararı
olmuyordu. O kadar
sinirlenmiştim ki ağzıma
gelen her şeyi
söylüyordum:
'' Sizi lanet olası aptallar,
hepsi sizin suçunuz.
Oraya gelirsem ağzınızı
parçalayacağım, kafanızı
koparıp köpeklere yem
edeceğim. Sizi...''
Bir anda ağzımı kapatan
el konuşmama engel
oluyordu, neden beni
durduruyordu ki. Emin
olduğum tek şey bu
salondaki herkesin Firex
vatandaşları ateş
insanlarından nefret
ettikleriydi, büyük ihtimal
ağzımı kapatıp beni
ailemin yanına geri çeken
asker de onlardan nefret
ediyordu.
Debeleniyordum ama
olmuyordu, askerin uzun
deneyimler sonucu
kaslanmış kollarından
kurtulamıyordum, sonra
bacağıma bir şeyin
battığını hissettim.
Gözlerim yavaş bir
şekilde kapanırken
kollarımın güçsüzleştiğini
hissettim, bir dakika
içinde her şey kararmıştı.,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT
Bilim Kurguİnsanlık genlerde oluşan önlenemez bir mutasyon nedeniyle dört ülkeye ve dört kategoriye ayrılmıştır: Aquarium Firex Aura Earth Genlerdeki mutasyon insanların saç renklerini de etkilemiş ve her türün sembolü olmuştur. Fakat bu dört dünya devletinin ...