Bölüm~1

5 1 5
                                    

Yine karanlık yollarda deli gibi yürüyordum. Bana ihanet etmek öyle mi sikik herif! Bir yandan kendi-kendime konuşuyor, bir yandanda yerdeki taşı tekmeliyordum.

Bir bebeğin bağırma sesiyle kendime gelmişdim. Bu geç saatlerde bebeğin dışarda ne işi vardı?

Hemen sesin geldiği tarafa koşmaya başladım. Dar ve karanlık bir yerdi, galiba çıkmaz sokakdı. Sokağa girerek sonuna kadar koşmaya devam ettim ve evet bulmuşdum. Büyük bir duvarın önünde kucağında zorla ayakta durmaya çalışan bir adam ve ona bıçakla saldıran bir serseri vardı. Zaten hayatımda böyle şeyler olmasa şaşırırdım. Bir az ön tarafa gittim ve şansıma önümde sopa şimdi sıçdım senin ağzına. Hızlıca koşarak sopanı elinde bıçak olan adamın kafasına geçirdim. Yerinde öylece kalmışdı, bacak boşluğuna bir tekme atarak yere düşürdüm. Ayakta zorla duran adamın yanına gittim.

"Bayım iyi misiniz?" kolu amelyatlıydı galiba, çünki sadece bir kolla bebeği tutmaya çalışıyordu. Bebek ise korktuğu için ağlıyordu, galiba hiç susmak istemiyordu. Belki de kötü bir şey olacağını haber veriyor?

Arkamdan gelen sesle bir az önce sopayla kafasına vurduğum adamın ayağa kalkdığını anladım.

Arkamı döndüğümde bıçakla üzerimize koşuyordu. Bende öne atılarak adamı tutmaya çalışsamda başaramamışdım ve karnıma bıçak sokmuşdu alçak herif! Canım acısada ayakta durmaya çalışıyordum. Zorla güç toplayarak adamın erkekliğine elimdeki sopayı vurdum ve adam acıya elindeki bıçakla yere düşdü. Acıyla öyle bağırıyordu ki bomboş sokakda sesi yankılanıyordu.

Yanımdaki adam ise telefonla konuşuyordu galiba polisi aramışdı. Ben ise sonunda kendimi yere bırakmışdım. Bebek ise ağlamayı durdurmamışdı, ağlamaya devam ediyordu. Sonunda adam telefonda konuşmayı bitirdi ve

"Lütfen kızım, ağlama artık. Bir yeri mi acıyor? Gerçekten senden özür dilerim kızım" bebeğin yanaklarına bir kaç öpücük bırakdı ve ben tarafa döndü

"Sizden de çok özür dilerim. Lütfen bağışlayın beni. Amelyatım yeni oldu ve kolumu hiç kıpırdatamıyorum, sizinde yaralanmanıza sebeb oldum. Çok ama çok özür dilerim. Bu arada bebeğimi kurtardığınız içinde çok teşekkür ederim" mahçup bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Ah, ben iyiyim bayım. Bebeğinizin iyi olması beni mutlu ediyor. Merak etmeyin" adam sadece yüzüme bakıyordu. Ben ise sadece gülümsüyordum. Bir gün ölecekdim buralarda gerçekten.

"Bir şey sormak istiyorum. Bebek neden ağlıyor?"

"Gerçekten hiç bir fikrim yok. Aç değil, bezi temiz,hiç bir sorunu yok ama ağlaması susmuyor. Çıldıracağım resmen"

"Bana verir misiniz bebeği?"yüzüme dikkatlice bakmaya başladı.

"Ama siz yaralısınız?"

"Benim için sorun değil." dediğimde bebeği bana uzatmışdı. Bebeği kucağıma aldığımda ağlamayı kesmiş ve yüzüme dikkatlice bakmaya başlamışdı. Eliyle parmağımı tutarak gülümsemişdi, bu tatlılığa ölücekdim şuracada.

"Ağlamayı kesdi, vay be" adamın dediklerine sadece gülümsemekle yetinmişdim. Polislerin geldiğini anladığımda minik bebekle birlikde ayağa kalkdım. Ve yere baktığımda serseri adam bayılmışdı

"Siz yaralısınız ama...Gerçekten sizden yeniden özür dilerim ve yeniden size teşekkür ediyorum" adamın dedikleri karşısında sadece "sorun değil" diye bilmişdim.

Polisler yanımıza geldiler ve içlerinden biri konuşmaya başladı.

"Yoongi hyung, iyi misin? Herif nerde?"

Demek ismi Yoongi'ymiş. Yoongi amelyatlı kolunu göstererek "bir az kolumda sorun var. Ve ben çokda önemli değilim. Bu hanımefendi yaralı, hemen hastaneye gitmeli"demişdi.

"Jungkook adamla diğerleri ilgilensin. Bizi hastaneye götür"

"Ah, hayır ben iyiyim gerçekten. Sadece eve gitmem gerek". Yalan söylüyordum acıdan öle bilirdim. Ama evde arkadaşım ve kardeşim vardı. Yalnız kalmalarına izin vermezdim.

Jungkook denilen ve Yoongi şaşkınca yüzüme bakdılar. Ama hiç biri benim söylediklerimi dinlemeden zorla hastaneye götürdüler beni

-------------------------------------------------------------

Yavaşca gözlerimi açmışdım. Dikkatlice tavanı izlemeye başladım, beyaz tavan ve nefret ettiğim o koku. Yavaşca kalkdım ve odada yalnız olduğumu anladım. Yanımda ki minik masaya bakdım ve telefonumu gördüğümde çok sevinmişdim. Arkadaşımı aramak için telefonu kilidden açdım ve aramaya başladım. Bir kaç saniye sonra telefonu açmışdı.

"LAN SİKİK BEYİNLİ NERDESİN?! YİNE NE BOK YEDİN DE GELMEDİN?! SENİ ÇOK MERAK EDİYORUZ BURDA APTAL!" bağırdığı için telefonu kulağımdan uzakta tutuyordum.

"BAĞIRMAYI KES VE BENİ DİNLE!"yüksek sesle konuşduğum için yaram acımışdı.

"Bu gün gelmeyeceğim eve. Yarın sabah geleceğim belki. Ve geldiğimde her şeyi anlatacağım. Kendinize iyi bakın ve merak etmeyin. Kardeşimede iyi olduğumu söyle. İyi geceler!"hiç bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapatmışdım. Arkadaşım hiç alışmamışdı böyle benim mallığıma. Bir anne gibi her zaman destek olurdu, evin babası bendim. Kardeşim ise çocuğumuz gibiydi. Ama eve para getiren kardeşim ve bendim. Arkadaşım ise sadece evde olurdu. Bazen eğlenmek için dışarı çıkardı bizimle.

Yine anlamsız düşüncelere kapılıyordum ve böyle olmakdan nefret ediyordum artık. Odamım kapısı dikkatlice açılmışdı ve ben sadece kapıdan kim girecek diye o tarafa bakıyordum. İçeri giren kucağında bebekle olan Yoongi'ydi. Benim uyanık olduğumu gördüğünde.

"Rahatsız ettiysem özür dilerim. İyi misiniz? Yaranızda çok fazla ağrı var mı? Yada her hangi bir probl-~ve minik bebek yine ağlıyordu. Yoongi ise ne hemen paniklemişdi. Tek kolunda bebeği uyutmaya çalışıyordu.

"Bebeği bana vere bilir misiniz?"

"Çok isterdim ama yapamam, şuan yaranız incine bilir. Özür dilerim"

"Her seferinde özür dilemeyin lütfen. Sorun değil onunla uyumayı bende isterim." gülümseyerek bana bakmaya başlamışdı ve kendini bir anda toparlayarak bebeği kucağıma verdi ve yanımdaki koltukta geçti. Minik bebek ise kucağıma geldiğinde gülümsemeye başlamışdı ve bende ona yaklaşarak yanağına öpücük bırakdım.

Yarım saat sonra minik bebek uyumuşdu ve Yoongi konuşmaya başladı

"Gerçekten çok teşekkür ederim. Ve kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Min Yoongi. Buda benim kızım Sarah"

" Tanışdığıma memnun oldum. Bende Kim Hae. Siz iyi misiniz?"

"Evet çok iyiyim. Ve lütfen siz'li konuşmayalım."

"Tamam" diyerek kucağımdaki Sarah'a bakmaya başladım. Aynı babası gibi beyaz tenliydi ve tombik yanaklarıyla çok tatlı görünüyordu. Kendimi zor tutuyordum yoksa ısırırdım.

Kendi içimden sen ne hallere düşdün be diyerek geçirdim. Çünki ilk defa yaralandığım için hastaneye gelmişdim.Çok zaman evde kendi kendime tedavimi ediyordum.Acım çok olsada zorlada olsa dayanıyordum ve evdekilere hiç bir şey belli etmiyordum. Ama arkadaşım her şeyi anlasada sadece susuyordu. Yine anlamsız düşünceler ve yine çaresiz bir ben...

Destiny?~M.Y.GHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin