Hae
Alarmın ve telefonuma gelen bildirim sesiyle gözlerimi açmışdım. Alarmı kapatarak, Yoongi'nin yazdığı mesaja bakdım. Bana onlara gelmem için rica etmişdi ve bende 10:30 geleceğimi bildirerek yataktan kalkdım. Banyoya giderek güzel bir duş aldım ve her gün olduğu gibi sport giyinerek odadan çıkdım.
Sana ve kardeşim hala uyuyorlardı bu yüzdende onları uyandırmamak için dikkatli davranarak kendime yemek hazırladım. Yemeğimi yedikden sonra evden çıkdım.
Söylediğim gibi artık 10:30 oluyordu ve bende bir az hızlı olarak Yoongi'nin evine taraf gitmeye başladım.
Evlerine ulaşdığımda kapıda gördüğüm yüzlerle hiç memnun olmamışdım. So-Youn ve piç Youn Gu ordaydı. Bir dakika, So-Youn ağlayan Sarahı kucağında sakinleşdirmeye çalışıyordu ve Yoongi'de Youn Gu'dan kurtulmak istiyordu. Sikdim şimdi sizin belanızı!
Etrafıma bakınmaya başladım ve yerde içki şişesini gördüğümde sessizce evin arkasından diğer tarafa geçerek Youn Gu'nun yanına geldim ve elimdeki şişeni kafasına vurduğum gibi hayvan gibi bağırmaya başlamışdı ve Yoongi'yi bırakarak kafasını tutuyordu.
Bende So-Youn'a bakıyordum ki, bebeğe şaplak atmak istiyordu. Tam öne atılacakdım ki Youn Gu bacağıma tutarak benim düşmemi sağladı. Şiddetli düşmem sayesindü yaram dahada çok acımaya başlamışdı. Acıyı boş verek ayağa kalkmak istedim ama piç izin vermiyordu ve So-Youn'da arabaya doğru gidiyordu. Yoongi nerdeydi?
Beni tutan Youn Gu'nun erkekliğine sağlam bir tekme atarak hızlıca ayağa kalkdım.
"Seni sikeceğim Hae!" diyerek bağırmaya başlamışdı. Bense hızlıca koşarak So-Youn'un saçından yapışdım ve bebeği bırakması için iyice kendime çekdim saçlarını. O saçlarının acısından bağırırken bende kucağından Sarah'ı alarak, ayak boşluğuna dizimi vurdum ve yere düşerek bayılmışdı.
Bir yandan polisi araken bir yandanda kucağımda Sarah'la eve doğru koşmaya başlamışdım. Evin içine geçerek kapıda bayılan Yoongi'yi görmemle şaşırsamda hemen kendimi toparlayarak kapıyı iyice kilitledim.
Polise evin adresini vererek hemen buraya gelmesini söyledim. Bende o zamana kadar Yoongi'nin kendine gelmesi için ne yapacağımı düşünüyordum ki yanda içi dolu su olan vazoyu götürerek yüzüne dökdüm. Ve hemen kendine gelmişdi, bebeği onun kucağına vererek dışarı çıkdım. İkiside yerde ölü gibi uyuyorlardı. Şimdi ise onları bir yere bağlamam gerekdi ki kaçmasınlar.
-------------------------------------------------------------Sonunda polis gelmiş ve bizden her şeyi sorarak o ikisinide tutuklamışdı. Polislerden biri Jungkook olduğu için önceden Yoongi ona her şeyi söylemiş galiba. Çünki geldiği zaman iyi olub/olmadığımızı sorarak onlarıda tutuklamışdı.
Her kes gittikden sonra eve geçdik. Ve uyuyan Sarah'ı yatağına yatırmak için odasına gittim. Yoongi ise oturma odasında yorgun halde oturuyordu. Sarah'ı yerine dikkatlice yatırarak Yoongi'nin yanına geçdim.
"İyi misin? Ameliyatlı kolun kanıyor. Hemen bakmalıyız Yoongi" telaşlı şekilde yüzüne bakmaya başladım.
"Merak etme Hae. İyiyim ben. Her şey için özür ve-" sözünü dudaklarına koyduğum parmağımla kesmişdim.
"Özür ve teşekkür etmeyi kes artık. Bin defa söyledin. Sorun değil iyiyim ben. Sen çok yorgunsun şimdi git uyu ben Sarah'la ilgilenirim"
"Sorun değil,Hae. Böyle iyiyim"
"Değilsin kalk hadi. Ve yarana bakmalısın"
"Yarayı boş ver hiç bir şey yok"
Sözünü dinlemeyerek yarasına bakmak için sargıyı açmışdım. Youn Gu piçi sayesinde yarası kanamışdı. Hayvan herif! Üzerini kapayarak masanın üzerinde duran ilk yardım çantasını açarak bana lazım olanları götürdüm. Sonra ise Yoongi'nin yarasına pansuman yapıb melhem sürdüm ve aynı şekilde yeni sargıyla bağlamaya başladım. İşim bittikden sonra onun uyuması için odaya gönderdim. Kendim ise buraları temizleyerek koltukta oturdum. Telefonu ön cebimden almak istediğim zaman üzerimin bir az kan olduğunu fark etmişdim. Sikdir benimde yaram kanamışdı!
Yarama bakmam için tişörtümü bir az yukarı kaldırdım ve tahmin ettiğim gibi kanamışdı. Yere düşdüğüm için olmuşdu. Aynı şekilde bende pansuman yaparak melhem sürdüm ve üzerini kapatarak hiç bir şey olmamış gibi telefonumla ilgilenmeye başladım.
Çok sıkılmışdım, Sarah ve Yoongi hala uyuyorlardı. Bense mutfağa geçerek her ikisi için ayrı-ayrı yemek yapmaya başladım.
Yoongi için yemeği bitirdikden sonra Sarah'ın mamasını hazırladım ve onu içirmek için odaya geçtiğimde gördüğüm şeyle şaşırmışdım. Yoongi ve Sarah oyun oynuyorlardı, ben bunların uyuduğunu sanıyordum.
"Siz ne zaman uyandınız?" ikiside yüzüme bakıyorlardı.
"Ah, anneye yakalandık" Yoongi'nin söyledikleri karşısında şok olmuşdum. Ve oda söylediklerini yeni anlamışdı ki bir an hüzünlendi. Kendimi toparlayarak Sarah'ın yanına giderek mamasını içmesi için onu kucağıma aldım ve mamasını içirmeye başladım.
"Yoongi? İyi misin? Söylediklerini anlıyorum. Bir bebeğin annesiz ya da babasız büyümesi çok üzücü bir şey. Ama söylediklerin içinde sorun yok. Kendini üzdüğünde Sarah'ında ne kadar çok üzüldüğünü düşün lütfen."
"Bilmiyorum Hae. Annesi dediğim kadın bebeği parası için istiyor. Ve Sarah'ın ne kadar acı çekdiğini görmüşsün belki."
"Biliyorum. Sadece bir az zaman lazım her şey yoluna girecek bundan eminim."
Yoongi sadece kafasını sallayarak beni onayladı ve ayağa kalkarak odadan çıktı. Bende kucağımda bana sevimli bakışlar atan Sarah'a bakdım.
"Seni yeni tanısamda kalbim senin için her şey yapmam gerektiğini söylüyor ve bende senin için her şey yapacağım minik kızım"