Yoongi
Hae'yle bir az konuşdukdan sonra eve gitmişdi. Sarah ise mışıl-mışıl uyuyordu ve ben ise onun yanında oturmuş olanları yine düşünmeye başlamışdım. So-Youn'a, Hae'nin benim nişanlım olduğunu söyledim. Ama içimde ya ona zarar verirse diye geçiriyordum. Çünki, So-Youn'la o piç her şeyi yapardı. Onlardan her şeyi bekliyordum, ama benim takıldığım tek şey ise Hae o piçi gördüğünde bir an duraksadı sonra ise hemen kendini toparlayarak bana yardım etmişdi. İçimden bir ses Hae'nin onu tanıdığını düşünüyordum. İlk işim onunla bu mesele hakkında konuşmakdı. Ama şimdilik işim yine ağlayan minik kızımla ilgilenmekdi.
Onu güldürmeye çalışıyordum ama hiç gülmek istemiyordu, bana trip atıyordu sanki.
"Minik kızım, neden babana trip atıyorsun? Ne yapdım sana?"
"Kızım gerçekten sen böyle ağlayınca benim dahada canım acıyor. Lütfen ağlama" ona sıkıca sarıldım ve saçlarını koklayarak öpmeye başladım.
Sarah'da ağlamayı kesmiş ve her zaman olduğu gibi elimi tutmuşdu. Yüzüne bakdığımda ise bana güzel gülümsemesini sundu. Gerçekten kızımın bazen beni çok iyi anladığını düşünüyordum.
"Evet güzel kızım. Şimdi yemek zamanı" ve onuda kucağıma alarak mutfağa geçmişdim. Ona ve kendime yemek hazırlamaya başlarken. Oda oyun yerinde oturmuş oyuncaklarıyla oynuyordu.
-------------------------------------------------------------
Hae
Eve geldiğimde hiç kimseye hiç bir şey demeden odama geçmişdim. Bu gün gördüklerim ve yaşadıklarım beni çok yormuşduve çok sinirlenmişdim. Youn Gu'yu görmem ise dahada beni sinirlendirmişdi. Piç herif, beni Yoongi'nin eski karısıyla aldatmışdı. Bana sapıkca bakmasını ise hiç unutamıyorum bile, ondan çok diksiniyordum.
Yoongi'ye yardım edeceğimi söylemişdim. Ama ne yapacağımı bile bilmiyordum. Galiba nişanlısı olacakdım yada başka bir şey.
"Ah! Gerçekten hayatım bir defada olsa düzgün gitse. Yoongi ile konuşmam gerek" kendi-kendime deli gibi konuşmaya başlamışdım. Çok düşünmeden Yoongi'ye mesaj atmak için telefonu elime aldım ve kilidi açarak ona mesaj yazmaya başladım.
Hae: Merhaba Yoongi. Nasılsın? Sarah nasıl? Yine ağlıyor mu? Rahatsız ettiğim için kusura bakma. Ama ne yapmayı düşünüyorsun?(22:10)
Yoongi:Merhaba Hae. İkimizde çok iyiyiz. Sen nasılsın? Ve rahatsız etmiyorsun.(22:14)
Yoongi:Hayır ağlamıyor ve gerçekten çok mutlu şimdi. Çok teşekkür ederim.(22:14)
Yoongi: Şimdilik him bir fikrim yok. Hala düşünüyorum. Her şeyi dikkatlice yapmalıyız. Çünki sanada zarar vere bilirler. Onlardan her şeyi beklerim.(22:15)
Hae: Bende iyiyim.(22:17)
Hae: Senide anlıyorum. Yoongi, ama her şeyi göze alarak düşünmeliyiz.(22:17)
Yoongi:Biliyorum. Gerçekten kafam çok karıştı (22:20)
Yoongi: Sarah, sana bir şey sormak istiyorum. Bu gün So-Youn'nun yanında gelen o piçi tanıyor musun?(22:22)
Hae: Evet tanıyorum Yoongi. Hem de çok iyi tanıyorum.(22:30)
Yoongi: Sakıncası yoksa nerden tanıdığını söyleye bilir misin?(22:30)
Hae:Eski erkek arkadaşım diyelim. Bir şey mi oldu?(22:40)
Yoongi: Ah, anladım. Sadece onu bu gün gördüğünde şaşırdın ve sonra toparlanmaya çalışdın. Bu yüzden merak ettim. Rahatsız olduysan özür dilerim..(22:50)
Hae: Sorun yok. Neyse şimdilik iyi geceler. Bir şeyler bulursan bana haber etmeyi unutma. Sarah'ıda öpüyorum.(23:01)
Yoongi:Peki, sanada iyi geceler. Oda seni öpüyor.(23:05)
(Görüldü)Mesaja görüldü atarak telefonu kenara fırlatmışdım. Nasıl işe bulaşdım ben diyerek geçirdim içimden. Ve Yoongi ile konuşduğumda sanki farklı bir insan oluyormuşum gibi geliyordu. Belkide ben yanılıyorumdur.
Artık düşünmekden sıkılmışdım, yavaşca yataktan kalkarak dolaba yakınlaşdım, pijamalarımı aldım.
Gömleğimin önünü açmaya başlamışdım ve ondan kurtularak karnımda olan yaraya bakdım. Yaranın üstünü açarak yanımda olan melhemden sürdüm ve iyileşib/iyileşmediğine bakdım. Artık iyileşiyordu ve acı her gün daha da azalmışdı. Yeniden yaranın üzerini kapatarak pijamamı giydim.
Tüm ışıkları kapatarak yatağa geçdim. Alarmı kurarak, yorğun bedenimi uykunun kollarına bırakdım.
-------------------------------------------------------------
Yoongi
Hae ile mesajıaşdıkdan sonra Sarah'ı uyutarak yatağına yatırdım. Kendim ise kolumun sargısını açarak melhemi üzerine sürdüm. Ve yeniden aynı şekilde bağlamaya çalışdım. Ama düşüncelerimden ne bok yapdığımı bile bilmiyordum. Bu zamana kadar kendim her şeyle savaşdım, tüm zorlukları tek başıma hall ettim. Ama şimdi ise kızım için ne yapacağımı bile bilmiyordum. Gerçekten baba olmağın çok zorlukları varmış.
Yatakdan kalkarak kapıyı bağlamaya gittim. Sarah için her önlemi almalıydım. Yoksa bir şey yalnış olursa onlar her boku yaparlardı. Nede olsa ortada para vardı, eğer planımız işe yaramazsa paranın çoğunu onlara verecekdim. Belki hayatımdan sikdirib giderlerdi. Ama nerde, yine sürtük gibi geliceklerinden emindim.
Kaç gündür hiç iyi uyku bile uyuyamamışdım. Zaten mesaj atarak kafamı sikmişlerdi ve bu gün geldiklerinden sonra hiç uyuyamayacakdım. Ama böylede Sarah'la ilgilenmekde dahada zorlanıyordum. Böyle giderse Hae'ni benim evimde kalması için rica edecekdim. Kabul etmesede yine aynı şeyleri yapacakdım. Uykusuzlukla baş edecekdim.
Mutfağa geçerek kendime iki fincan kahve yapdım. Böylece uyumayacakdım ve kızımla ilgilene bilecekdim.
Kahveler hazır oldukdan sonra odama geçerek Sarah'ın yatağınln yanında oturdum. Evet yine gece başlıyordu,her zaman olduğu gibi.
Saat 06:30 ve sonunda sabah olmuşdu. Arada bir az kesdirmişdim, çünki başımın şiddetli ağrısına dayanamıyordum. Telefonu alarak Hae'ye bize gelmesi için mesaj attım ve yatakdan kalkarak rutin işlerimi hall etmek için banyoya gittim.
İşlerimi hall ettikdden sonra Sarah'ın mamasını hazırlayarak ona içirdim ve kendim içinde bir şeyler hazırlayarak TV önünde oturdum. Telefonuma gelen bildirim sesiyle cebimdem çıkararak Hae'nin "Tamam. 10:30 orda olacağım mesajına" görüldü atarak yeniden TV'yi izlemeye başladım.
Gerçekten uzun bir süredir TV'ye bazen hiç bakamıyordum. Sarah büyüdükce tüm zorluklarıda büyüyordu ve ben gerçekten bazen zorluk çekiyordum. Ama yine de kızımla olmak bana huzur veriyordu.
Saat 10:30 olmuşdu ve Sarah'da yeni uyanmışdı, bense Sarah'ın kiyafetlerini giydirerek Hae'nin ne zaman geleceğini düşünüyordum. Ve o an kapı çalmaya başlamışdı, işte sonunda gelmişdi. Sarah'ı kucağıma alarak kapıyı açmaya gittik. Ama gördüğüm yüzle olduğum yerde kalmışdım...