Filmlerdeki gibi gözümün içine eden güneş ışıklarıyla rahatsızlıkla gözlerimi araladım.Baş ucumda duran saate baktığımda 13:30 olduğunu görmemle ofladım.Şimdi kahvaltı çoktan yapılmıştır.Beni de uyandırmaya cesaret edememişlerdir.Doğrulup fazlasıyla açık olan askılımı çekiştirdim.Ama yine kapanmadı.Omuz silkip yataktan kalktım ve omzumdan düşen askıyı düzelttim.Saçımla oynayıp odamın kapısını açtım.Tam kapatacakken yatağın üstündeki telefonumdan gelen mesaj sesiyle odama girip telefonumu aldım.Al işte.TURKCELL.Şort ve askılıdan oluşan siyah pijama takımımın şortuna telefonumu tıkıştırıp merdivenlerden indim.Mutfağa girip kendime birşeyler hazırlamaya başladım.Topuklu ayakkabı sesiyle başımı mutfağın kapısına çevirdiğimde annem günlük gözlerini daha da belli eden koyu yeşil elbisesi ve siyah ayakkabılarıyla karşımda duruyordu.Lanet olası herkes renkli gözlüydü bi Ayaz ve ben evlatlık gibi kalıyorduk.Yine Ayaz dedim.Annem açık kahve düz saçlarını savurup yanıma geldi.Bir şey olmuş gibiydi.Kaşlarımı kaldırdım.
-Kızım ben odanda bekliyorum.Biraz konuşabilir miyiz?
-Tabi anne sen çık ben geliyorum.
Annem başını sallayıp mutfaktan çıktı.Merdivenlerden çıktığına ve odama girdiğine dair sesler gelirken bende kahvaltı tepsimi kucaklayıp odama çıktım.Odama girdiğimde annem yatağıma oturmuş bekliyordu.Telefonumu yatağıma fırlatıp tepsimi hem makyaj hem de çalışma masası olarak kullandığım masaya koydum.Yatağıma oturup bacaklarıma yorganı çektim ve ellerimi kucağıma koyup tam bir ciddi konuşma pozisyonu aldım.
-Kızım dün baban ve ben evde değildik ama kahvaltıda zar zor Mert'in ağzından laf alabildim.Dün Ege ve Bade gelmiş kavga etmişsiniz anlatır mısın?
Derin bir nefes aldım ve tüm ince ayrıntılarına kadar anneme anlattım.Ayazlı olan yerleri de anlatmıştım ve annem gülmüştü.Normalde ailemize uygun mu ? sana uygun mu ? seni mutlu ediyor mu gibi sormasını bekliyordum ama herhalde önceden tanıyordu.Annem yataktan kalkıp dolabıma yöneldi.Üst raftan daha önce varlığını bile farketmediğim beyaz kutuyu aldı ve dolabımı kapatıp karşıma oturdu.
-Anne bunlar ne dediğimde kutuyu kucağıma koydu.Kutuyu açtım.İçinde binlerce resim çıktı.Hepsi özenle kırmızı kapaklı bir albüme yapıştırılmıştı.Albümün kapağını açtım.Resimde iki çocuk vardı.Nerden baksan 4-5 yaşında olurlardı.İnternetteki minik aşıklar gibi duruyorlardı.Kızın koyu kahverengi beline kadar saçları ve simsiyah iri gözleri vardı.Başına da siyah ponponlu bir bere takmıştı.Bir de erkek çocuk vardı.Onun da tatlı kahverengi saçları ve kahverengi gözleri vardı.O da başına düz gri bir bere takmıştı ve kolunu resimdeki kızın omzuna atmıştı.Kameraya gülümsüyorlardı ve oğlanın yanağında kızınsa dudağının biraz üstünde şirin gamzeleri vardı.O an farkettim.Bu Ayaz ve bendim.Hızla anneme baktığım sırada annem gülümsedi.
-Siz çok küçüklükten beri tanışıyorsunuz aslında.Ama Ayaz bir ara annesi ve babasıyla yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştı.Şimdi karşılaştığınızda birbirinizi tanımamanız gayet doğal.
Şaşkınca fotoğraflara baktım.Bir fotoğrafta Mert de vardı ve ben ortada gülümserken biri bir yanağımdan diğeri de bir yanağımdan öpmüştü.Ben de bir fotoğrafta Ayaz'ın yanağından öpmüştüm.Daha birsürü fotoğraf vardı pamuk şeker yediğimiz burnumuzun yanağımızın pamuk şeker olduğu ve güldüğümüz fotoğraflar.
-Anne ben inanmıyorum cidden çok şaşırdım annem gülümsedi.
-Kızım bugün için bir planın var mı?
-Yok anne neden
-Ece (hizmetçi) kolunu kırmış da bugün temizlik günüydü temizlik yapar mısın diyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seviyorum.
Humorİlk aşklar yalan mıdır hep?Herkes ilk aşkıyla evlenip hayatı boyunca mutlu olacak kadar şanslı olabilir mi? Tam aradığınız aşkı bulduğunuzda,yaşadığınızda,hissettiğinizde ve mutlu olduğunuzda,herşeyin yalan olduğunu öğrenip tüm duygularınız susuz ka...