new life again (jjk)

17.

Mesaj chohee diye biri mesaj atmıştı ister istemez gözüm mesaja takıldı. 

'' Kookiee söz vermiştin buluşacaktık''

telefonu geri yerine bıraktım ve

O: açtım

jk: Onunla herhangi bir samimiyetim yok

O: bana açıklama yapmana gerek yok jungkook. özel hayatınla ilgilenmiyorum. 

**burda durmak istemiyordum fakat şuan bunu jungkook;'a söylersem yüksek ihtimal kız mesaj attığı için mutsuz olduğumu düşünecek o yüzden bu salağa biraz daha katlanmalıyım**

jk: ne düşünüyosun. bak yemin ederimki bi alakam yok kızla. jin hyung belki seni unutum diye bi kız ayarladı o da bu ne kadar yüz vermesemde kız peşimi bırakmıyor.

biraz mutlu olmuştum amann bananee

O: Umrumda değilsinn.

üzülmüştü

jk: hadi ama olivia bişileri düzeltmeye çalışıyorum ama sen hiç yardımcı olmuyorsun bana. 

O: uğraşma jungkook yapma, yapmak zorunda değilsin

jk: ama seni çok özledim ve herşeyi düzeltmek istiyorum. lütfen bana yardımcı ol

bana bakarak konuşuyodu 

O: önüne bak gerizekalı senin yüzünden ölmek istemiyorum.

jungkook önüne dönmüştü.

*

araba durmuştu

jk: in güzelim

arabadan indim ve bi deniz kenarında olduğumuzu fark ettim

o: umarım aç olduğumu biliyosundur. burda yemek yiyebileceğimiz bir yer yok.

jungkook cevap vermedi ve arabadaki poşetleri aldı ve elimden tuttu. anına elimi çektim ve arkasından gitmeye başladım

ohaaa karşımda aşırı güzel hazırlanış bi yer vardı gri-siyah ve beyaz temalı kocaman bir açık çadır içinde geniş bir masa ve barbekü vardı. hakkını yiyemezdim çok güzeldi.

O: niye buraya geldik

jk: sevdiğime ellerimle yemek hazırlıcam

O: jungkook senden bana yemek hazırlamanı istemiyorum. ben gitmek istiyorum. seni görünce yok oluyorum anladınmı. o an aklıma geldikçe deliriyorum.

jk: lütfen bi kaç gün güzel vakit geçirelim geçmişi bir kaç günlüğüne unutup sohbet edelim sonra istersen hayatından da çıkıp giderim ama şimdi izin ver özlediğim anın tadını çıkartayım.

kafamı salladım ve sandalyeye oturdum

jungkook işe koyuldu ve bi anda bana baktı

jk: yardım etmiycekmisin

o: farkındaysan sen beni buraya zorla getirdin. bide yardım mı edicem sana yürü git len

jk:tamam olivia sen otur ben yaparım

o: tamam

jungkook göz devirmişti

madem beni burda tutcan bende anın tatıdı çıkarıp seni pişman edeyim.

*

o: hadii ama jk amma yavaşsın.

jungkook bana bakıp geri döndü

jk: buyrun hanım efendi herşey hazır

yanında geçtim ve omzuna omzumla çarpıp oturdum.

* 

yemeğimizi yerken jungkook konuşmaya başladı

jk: naptım burda değilken

madem güzelce sohbet edicez olay çıkarmaya gerek yok

o:amerikaya gittim okulumu orda bitirdim.

jk: kimin yanında kalıyodun

o: annemin

jk: annenle konuşuyomusun

o: evet o kadar uzun sürmedi kavgamız

jk: annenle babanı hiç yan yana görmedim uzun zamandır niye

o: boşandılar

jungkook şok olmuştu 

jk: neyse

jk: bu işe nasıl başladın

o: amerkaya ilk gittiğimde lise sondum liseyi bitirip üniversiteyi londrada okudum. hazırlık bölümündeyken bi hocam oyunculuk hocasıydı ondan ders alıyodum sonra bi teklif geldi hocamabeni oynatmak istesikleri bir film gerçekten çok iyi tutan bir filmdi. kabul ettik öyle ilerledi.

jk: peki şarkıcılık

o: üniversite 2. sınıftayken max ile tanıştım bi delilik yapıp şan eğitimi almaya başladık müzik hocam ders sonunda söyldiğimiz şarkıyı kayıt alıp bizim şirkete göndermiş ordan gelişti işte bişeyler.

jk: ben başaracağına inanıyodum

jk: peki baban ne dedi bu olanlara 

yediğim yemek boğazımda kalmıştı öksürdüm

jk: iyimisin

kafamı salladım ve 

O: yaklaşık 4 buçuk yıldır konuşmuyorum babamla.

gözlerim dolmuştu

o: şu saaten sonrada konuşmak istemem 

jk: anladım peki baban vergi ödüyomusun ( salladım arkadaşlar burayı takmayın)

o: ödüyodum bitti ama. 

jk: acaba baban o vergiyle ne yapıyodu

o: BTS'nin vergilerini ödüyodu

jungkook ağzındaki suyu fışkırttı

o: hayvan yavaş ol

jk: ne dedin sen

o: bilmem ne dedim, neyse ne

* 

yemeğimizi yemiştik 

o: jungkook 

jk: efendim

o: hava kararıyo hadi beni eve geri götür.

jk: eve gitmiycezki

o: lan ne diyo gerizekalı gidip denizin altındamı uyuyarım

jk: güzelim ne boş konuşuyorsun sen ya. git çadırın arkasını bak orda uyuycaz.

dedi bende kalkıp çadırın arkasına baktım 

o: ohaa bu kadarını düşünmüş olamazsın beee

********************************