FORGET

8 1 2
                                    

Ben olduğum yerden kıpırdamaya başladım tam Scarlette adım atacaktım ki masanın üzerin de duran telefon çaldı Scarlett bir anda irkildi kafasını dikleştirdi ve bana döndü;

-Müşteri ile ilgilenir misin ? Telefona bakmam lazım.
+Scarlett.

Elini sus dercesine bana kaldırdı, bir şey diyemeden sesimi kesti.
Scarlett çalan telefona uzandı ve açtı , bende kapıdan giren kişiden emin olmak için yürüdüm kafamı eğdim ve düşündüğüm kişiydi sessiz bir şekilde;

+Alex. Dedim

Alex eğdiği kafasını kaldırıp bana baktı ve ;

×Nasılsın Tammy ? diye sordu.

Alex'e doğru yürüdüm , bu sırada Scarlett telefonu kapattı ve arkadan sesli bir şekilde , ima edercesine;

-Kapımız kapalı. Dedi

Alex'in elinde bir davetiye vardı gözüme yabancı gelmedi. "Bu nedir ?" diye sordum korkarak aslında kendim için korkmuyordum Scarlett için korkuyordum. Alex elinde ki davetiyeyi bana doğru uzattı elime aldım , aldığım gibi Alex arkasını dönüp gitti öyle hızlı çıktı ki sanki içinden "özürdilerim ama buna mecburum" der gibiydi. Alex'in çıkması ile Scarlett'in yanına koştum gözleri dolan Scarlett artık yaşlara boğulmuştu eline aldığı şarap bardağından elinin nasıl titrediğini anlayabiliyordum.
Scarlett çok ağlayan biri değildi onu öyle görmek içimi param parça yapmıştı. Bir anda kafasını kaldırdı ve bana kalemleri gösterdi , ağlamaklı ses tonuyla şunu söyledi ;

-İçim nasıl merak etme , onlar gibiyim.
Dedi.

Kendimi tutamadım doldurduğum şarap bardağını tek yudumda içtim.
Scarlettin karşına geçip oturdum "neler oluyor" diye sormak istemedim çünkü yıllar geçse de Scarlett ne zaman isterse o zaman anlatırdı ve bende o zaman dinlerdim.

2 saat sonra...

Elime telefonumu aldım saate baktım tam 00:00'di. Kafami kaldırıp Scarlette baktım öylece dalmıştı tam "Scarlett" diyecektim ki birden ayağa kalktı eline şarap bardağını aldı ve şarabın olduğu masaya doğru yöneldi bir kaç adım attı ve durdu her şeyi boş vermişcesine elinde ki bardağı bıraktı ve dışarı çıkmak için kapıya yöneldi dışarı çıktı , çıktığı an yağmur başladı sanki Scarlettin dışarı çıkmasını bekliyormuş gibiydi yağmur. Scarlett dizlerinin üzerine çöktü ellerini yere vurarak ağlamaya başladı bu arada bende Scarletti içerden izliyordum beni biri orda görse "neden yanına gitmiyorsun " diye sorardı ama benim şuan Scarletti durdurmam iyilik değil kötülük olurdu şuan ki sinirini burda ağlayarak değil belki başka bir yerde ben yokken farklı bir şekilde alacaktı. Yanına gidemezdim Scarlett şuan ölmüş birinin yakını bense ona "başınız sağolsun" demekten başka çaresi olmayan biriydim.

10 dakika sonra...

Scarlett dışarıda ağlarken ben de düşürüp kırdığı bardağın parçalarını topluyordum. Tuttuğum her parça elimi kesiyordu ne kadar dikkat edersem edeyim ellerim param parça olmuştu. Parçaları topladım ve duvarın yanında duran çöp kutusuna attım. Bir sandalye kesti gözüme üzerinde duran küçük bir battaniye hızlıca oraya doğru yürüdüm battaniyeyi elime aldım ve dışarı çıktım Scarlette ;

+ Yetmez mi ?
Diyerek üstüne elime aldığım battaniyeyi sardım onu ayağa kaldırdım yavaşça kafasını kaldırdı onun ağlamaktan şişmiş gözleri içimi parçaladı sessizce bana ;

-Yeter mi , Tammy ?
Diye sordu.

Bu soruyu sorarken bile gözlerinden yaşlar geliyordu kolumu omuzuna attım ve desteğini bana verdi yorulmuş vücudu ve şişmiş gözleri ile içeri girdik yavaş yavaş yürüdü tam bardağın kırıldığı yere geldik ve bana dönerek;

REMEMBER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin