bu iki gün ne güzel momentlar aldık amk kafayı yicem yakında🔪 yorumlarınız harika olduğu için hemen gaza gelip yb yazmaya heveslendim bb
serhat'ın dudağıma bıraktığı küçük öpücüğün etkisini tüm organlarımda hisseder gibiydim. dudaklarını benimkilerden ayırdığı esnada adeta zaman kavramını yitirmiştim. ağzım açık bir şekilde ona bakarken bu anın cidden yaşanmış olduğunu yeni yeni idrak edebiliyordum.
ben henüz öpücüğün etkisinden çıkamamışken serhat içeri doğru adımlayarak iki eliyle yakama yapıştı. sağı solu belli olmayan adamdan yüzüme sert bir yumruk beklediğim için gözlerimi kapattım sıkıca. kapının kapanma sesini duymamla birlikte sırtımın duvara çarpması bir oldu.
ağzımdan dökülen acı dolu inleme henüz havaya karışmamışken yeniden o yumuşaklığı hissettim dudaklarımda. ruhum çekilirmiş gibi hissederken bir öpüşün insana nasıl bu şekilde hissettirebileceğine de akıl erdiremiyordum.
anın şokunu atlatmayı başardığımda gözlerimi açtım. dudaklarımızı ayırmadan omzunu kavradığım adamın sırtını duvara yasladım. serhat buna karşılık arsızca kalçasını benimkine doğru bastırdığında gülümsemeden edemedim.
bir elim serhat'ın boynunda gezinirken diğer elimle kalçasını avuçladım. ağzıma dökülen inlemesi beni zirveye çıkarırken bu adamla birlikte olmayı her şeyden çok arzuluyordum. kalbim ağzımda attığı sırada ikimiz de nefes nefese kalmıştık.
serhat dudaklarımızı ayırdığında salona doğru hızlıca yürüdü. elindeki telefonu beceriksizce cebine sokmaya çalışırken gözlerime baktı. "tek seferlikti. sakın ümitlenme barbaros." dedikten sonra hızlıca kapıdan çıkıp uzaklaştı.
önümdeki şişkinliği şimdilik boşvererek hızlıca balkonda adımladım. serhat'ın koşar adım kaldırımda yürümesini izledikten sonra sandalyeye attım kendimi.
yeterli değildi. aramızda inkar edilemeyecek bir cinsel çekim vardı. benim için bir ilişkideki en önemli şey ten uyumuydu ve şu ana kadar hiç kimseye bu denli çekildiğimi hatırlamıyordum.
onunla yalnızca öpüştüğümüzde bile bu kadar zevk alıyorsam, altımda olduğunda neler olabileceğini tahmin bile edemiyordum. aklımda canlanan senaryoları keyifle hatrıma kazırken içeriden bildirim sesini işittim.
ağır hareketlerle kalkıp odama gittim. bildirim sınıftaki eray'dandı. hayırdır inşallah diyerek sohbete girdim.
kanka takılalım mı biraz
anlaşılan bizim rahat elemanın canı sıkılmıştı. bugün boş günümüzdü. aslında serhat'a eşyalarını toparlamasında yardımcı olacaktım ama hala yanıma gelip gelmeyeceğinden emin değildim. kendisine siktir git dememden sonra çekip gitmişti.
ardından ironik bir şekilde tutkulu bir öpüşme yaşamış olsak da mevzu bahis serhat olduğu için bir sonraki hamlesini kestirebilmem pek mümkün değildi. bu yüzden eray'a cevap vermeden önce serhat'a yazdım.
işin bitince eşyalarını toplayıp bana geliyorsun
o adama güvenmiyorum
telefonun tuş kilidini kapatıp cebime attıktan sonra mutfağın yolunu tuttum. kendime güzel bir filtre kahve hazırladığım sırada telefonumdan bildirim gelmişti.
