"Bazen insanlar güzeldir. Görünüşleriyle değil, söyledikleriyle değil. Olduklarıyla."
-markus zusak■ dördüncü bölüm
"Gelebilir miyim?" dedi Jimin stüdyoya adım atarken. Dudaklarını yaladıktan sonra Jeongguk'un en sevdiği gülümsemeyi takınmıştı, utangaç gülümsemesi. Jeongguk kucağında gitar varken kocaman gülümsedi ve oturduğu yerden doğruldu hafifçe. "Gel Minie," dedi gözleri yok olacak kadar gülümserken. Sesindeki heyecan belli oluyordu, Jimin onu ilk defa stüdyoda ziyaret ediyordu. Dersi erken bitmemişti, hatta gösterileri olacağı için fazladan çalışmışlardı ama Jeongguk kendini o kadar fazla kaptırmıştı ki gitara ve sözlere, Jimin'in ders bitimini fark edememişti.
"Seni burada bulamayacağım diye endişelenmiştim," dedi Jimin, Yoongi'nin de Koreli olduğunu anladığında hafifçe eğilerek selam vermişti. Yoongi hafif baş selamıyla karşılık verdiğinde ikisini yalnız bırakmak için stüdyodaki odaya ilerledi. Jeongguk şimdi tüm ilgisini gitardan çekmiş, karşısında saçları nemli duran sevgilisine veriyordu. Yanını sakince pat patladığında Jimin mesajı alarak hemen yanına oturmaya gitmişti. Jeongguk Jimin'in yanağından öptü, burnunu boynuna sürttü ve bu Jimin'in kıkırdamasına sebep oldu. "Fazladan pratik bile yaptım ama senin işin daha bitmemiş." Jeongguk dudak büzerek kafa salladığında işlerinin daha ne kadar sürebileceğini hesaplamaya çalışıyordu.
"Aslında bakarsan Yoongi hyung da yoruldu, bugün bitirmemiz en iyisi. Hemen gelirim," Yoongi'nin girdiği odanın kapısını tıklattıktan sonra ses vermesini bekledi. Cevap aldığında kapıyı aralamış ve, "Bugünlük bitirelim mi?" diye sormuştu sevimli olmaya çalışarak. Odaya girdi Jeongguk, Yoongi kafa sallayıp gülümsese bile içi rahat etmemişti.
"Hyung?"
"Aklıma bir şey takıldı," dedi Yoongi, eliyle yanına gelmesi için Jeongguk'a işaret vermişti. "Senin bu gösteri şarkılarını yaptığından dans klubünün haberi var mı?" Kafasını yana eğdikten sonra dudaklarını büzmüştü Jeongguk ama yakalanmanın verdiği utanç yüzündeydi. "Belki..." Kısa cevap verdiğinde daha iyi olacak sanmıştı ama Yoongi bakışlarını yakalamıştı. Bu yüzden tekrardan sordu, karşısında kardeşi gibi olmuş bu çocuğun aşkı yüzünden çabalamasını seviyordu. "Jeongguk?"
"Yok." Yoongi kahkaha attığında suçlu çocuklar gibi yerinde tuhaf hareketler yapan Jeongguk'a bakıyordu sadece. "Aptal aşık olmana ve bunu Jimin'in etkisinin olmasına bayılıyorum," dedi gururlu ifadeyle. Yoongi Jeongguk'u daha öncelerden tanıyordu. Babasının yanına her gelişinde merkeze iner ve stüdyoyu ziyaret ederdi. Korede kuzeni Namjoon sürekli biriyle mektuplaştığında ve mektuplaştığı kişinin de aynı kuzeni gibi müzikle ğraştığını öğrendiğinde tıpkı Namjoon gibi o da mektup yazmaya başlamıştı gizemli şarkıcıya. Yoongi besteler yapıyordu, arka planla ve müzikle ilgileniyor ve tamamen sanat eserleri yaratıyordu. Namjoon ve Jeongguk onun kenarda bir rap albümüyle uğraştığını biliyordu ama ne dedilerse Yoongi yayınlamayacağını söylüyordu. "Seninle aynı boyda diye sevdin Jimin'i," dedi Jeongguk gözlerini kısıp Yoongi'ye bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tarte aux pommes | jikook
Fanfictionelma sevmeyen park jimin, bahçesindeki en lezzetli elmalardan jeon jeongguk için elmalı turta yapardı.