Şimdi ki derse bütün binalar aynı anda girecekti. Herkes neden 4 binanın aynı anda ders yapacağını merak ediyordu. Herkes toplanmış hocanın gelmesini bekliyordu. Bella etrafına bakarken Draco ile göz göze geldi. İkisinin de yüzünde küçük bir tebessüm oluştu. Sonra Bella yüzünü yere eğdi. Draco'nun onu kızarık bir şekilde görmesini istemiyordu. Sonunda Profesör Mcgonagall geldi.
"Herkes yerlerine geçsin. Bu gün Yule Ball için toplandık.
Herkes fısır fısır konuşmaya başladı.
"O ne?"
"Ne ball?"
"Ders boş!"
Gibi bir sürü konuşmalar dolaşıyordu.
"Sessizlik! Yule Ball hepinizin katılması gereken çok özel bir balo. Dışarıdan da okullar geleceği için güzel bir şekilde dans edebilmeniz lazım. Yani ders boş değil! Bu ders dans etmeyi öğreneceksiniz. Şimdi hareketleri göstermek için bir gönüllüye ihtiyacım var."
Kimseden ses çıkmıyordu ve herkes gözlerini kaçırıyordu.
"Peki madem gönüllü kimse yok o zaman ben seçiyorum. Weasley gel buraya!"
"Ne, ben mi?" Dedi Ron.
Herkes gülmeye başlamıştı.
"Evet sen. Hadi çabuk. Vaktimiz yok!"Ron Profesör Mcgonagall'ın yanına geçti.
"Şimdi elini belime koy."
"N- nereye?" Dedi Ron utangaç bir şekilde.
"Belime!"
Herkes kahkahalarla gülüyordu. Ron sonunda elini Mcgonagall'ın beline koydu ve dans etmeye başladılar. Göstermeyi bitirdiklerinde Ron yerine geçti.
"Şimdi herkes kendine eş bulsun. Dans edeceksiniz!"
Herkes birbirleriyle eşleşiyordu. Hermonie Ron ile eşleşmişti. Harry ise Cho ile. Bella onları hiç yakıştırmıyordu. Gerçekten iğrençlerdi. Ama arkadaşı mutluysa o da mutlu olmalıydı. O yüzden saygı duyuyordu. Bella eşleşen kişilere bakarken bir ses duydu. Draco boğazını temizleyip Bella'nın dikkatini çekti. Elini uzatmış çekici bir şekilde Bella'ya bakıyordu.
"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"
Bella o an için en mutlu kişi olabilirdi. Karnında uçuşan kelebekleri yok sayarak gülümseyerek elini tuttu. Draco hızla onu kendine çekti. Bella hayatında ilk defa bir erkekle dans edecekti. Ve o kişi sevdiği çocuktu. Çok heyecanlıydı. Bir şeyleri mahvetmemeyi umdu.Draco hızla Bella'nın belini kavradı. Draco'nun ellerinin belinde olmasını düşünmek bile harikaydı Bella için. Bella da hızla ortama uyum sağlayarak ellerini Draco'nun boynuna doladı. Birbirlerine çok yakındılar. İlk başta yavaş yavaş sallandılar. Sonra Draco hızlandı. Ayaklarıyla ritim tutmaya başladı. Bir yandan hızlı bir yandan da yavaş dansa uyum sağlıyordu. Bella bunu nasıl yapabildiğini anlayamamıştı. Draco nasıl bu kadar güzel dans edebiliyordu?
(Bu şekilde dans ediyorlar gibi düşünebilirsiniz)
Herkes dans etmeyi bırakmış Draco ile Bella'yı izliyordu. Aynı peri masalı gibi bir görüntüleri vardı. Birbirleriyle anlatılamayacak bir uyum içerisindeydiler. Draco Bella'yı döndürdükten sonra belinden tutup aşağı doğru tuttu. Birbirlerine bakıyorlardı. Gözleri başka hiçbir şey görmüyordu. Sanki orada sadece ikisi vardı. Bella'nın aklından geçen tek şey Draco'yu o an öpmekti. Draco'ya yaklaştı. Tam öpeceği anda yanlarında başka insanlar olduğunu hatırladı. O yüzden hayalini gerçekleştiremeyip Draco'dan ayrılmak zorunda kaldı. Herkes onları alkışlayınca selam vermeleri gerektiğini anlayıp selam verdiler."Gerçekten harikaydınız çocuklar. Tebrik ederim. Bravo!" Dedi Mcgonagall.
"Teşekkür ederiz efendim." Dediler ve ders bitti.
Sınıftan çıkınca Bella'nın yanında anında Hermonie belirdi.
"O kadar güzel dans edebildiğini bilmiyordum."
"Ben de."
"Draco'nun yanında farklı biri oluyorsun sanki."
"Saçmalama Hermonie. O an öyle gelişti. Draco'ya ayak uydurmalıydım."
"Çok güzel uydurdun merak etme. İkiniz birlikte çok tatlısınız."
"Olmayacak hayaller söylüyorsun Hermonie."
"Yule Ball'a birlikte gidince öyle söyleyecek misin acaba?"
"İyice saçmalıyorsun şu an."
"Tamam göreceğiz. Seni baloya götürecek."
"Tamam."_2 hafta sonra_
Yule Ball'a sadece 3 gün kalmıştı. Herkes hazırlık yapıyordu. Bütün herkesin aileleri baloda giyecekleri kıyafetleri göndermeye başlamıştı. Herkesin baloya gideceği bir eşi vardı. Bir tek Bella'nın yoktu.
"Sana söyledim Hermonie. Beni davet etmeyecek."
"Hemen umudunu kaybetme. Daha 3 gün var. Belki son gün davet edecek. Bilemezsin."
"Beni boşu boşuna ümitlendirme Hermonie. Davet etmeyecek işte."
"Edecek. Şimdi bunu düşünme. Elbiselerimize bakmak ister misin?"
"Geldiler mi?"
"Evet!"
Koşarak odalarına gittiler. Hermonie'nin elbisesi çok güzeldi. Hermonie hemen giydi. Gerçekten çok yakışmıştı.
"Nasıl oldum?"
"Harikasın."
"Seninkini açsana."
Bella tam açacakken vazgeçti.
"Ben şimdi açmayacağım. Belki baloya bile gitmem."
"Saçmalama Bella. Sadece Draco seni davet etmedi diye kendine bunu yapamazsın. Bu baloya sadece bir kere gideceksin. Bir kere bunu deneyimleyeceksin. Bunu yapmana izin veremem. Bu baloya katılacaksın ve balonun en güzel kızı olacaksın."
"Draco ile gitmek çok güzel olurdu."
"Draco'yu unut. Eğer seni davet etmezse kendi kaybı. Senin gibi harika bir kızı kaçırmış olacak. Ama sen hiçbir şey kaybetmeyeceksin. Çünkü sen tek başına da parlıyorsun. Parlamak için başkalarına ihtiyacın yok.( Bu söz hepinize gelsin. Hepiniz tek başınıza çok güçlüsünüz ve hepiniz birer pırlantasınız. Başkalarına ihtiyacınız yok:)
"Teşekkür ederim Hermonie. Sen bir insanın sahip olabileceği en iyi dostsun."
Bella Hermonie'ye sıkıca sarıldı.
"Tamam baloya gideceğim ama elbisemi şimdi açmayacağım."
"Sen nasıl istersen. Ama baloya geleceksin!"
Bella onaylayınca ikisi de birbirine gülümsedi.Baloya son 2 gün kalmıştı. Draco'dan hala ses yoktu. Bella hala elbisesine bakmamıştı. Aslında çok merak ediyordu ama Draco ile gitmeden bakmak istemiyordu. Bella koridorda tek başına yürürken bir anda kafası birinin göğsüne çarptı. Kafasını kaldırdığında o kişinin Draco olduğunu gördü.
"Pardon." Dedi Bella ve yanından geçip giderken Draco onu kolundan tutup kendine geri çekti.
"Konuşabilir miyiz?"
"2 haftadır yüzüme bakmıyorsun şimdi mi konuşmak istiyorsun? Ben seni anlamıyorum Draco. Biraz benimle ilgileniyorsun sonra yüzüme bakmıyorsun. Ne yapmaya çalışıyorsun? Şunu söyleyeyim ben o sandığın kızlar gibi değilim. Beni kullanıp atamazsın anladın mı beni?! Sen kimse değilsin!" Bella neden böyle bir şey dediğini bilmiyordu. Ama Draco hak etmişti artık.
"Ben özür dilerim. Seni bu kadar üzdüğümü bilmiyordum. Haklısın yaptığım çok saçma ve çocukçaydı. Sanırım ben bağlanmaktan korkuyorum. Sana bağlandıktan sonra sana zarar vermekten korkuyorum."
Bella Draco'dan hiç böyle bir cevap beklemiyordu. Bu ne demek oluyordu? Draco onu seviyor muydu yani? Bella çok heyecanlandı. Ama hiçbir şey söylememeye karar verdi.
"Benimle baloya gelir misin?"
Bella duyduğu soruyla şoka girmişti. Hiç beklemiyordu. Heyecandan hiçbir şey söylemeyince Draco konuşmasına devam etti.
"Bağlanmaktan korktuğum için bu kadar geç kaldım. Özür dilerim."
Bella hızla Draco'ya sarıldı. Birbirlerinin kokularını içlerine çektiler. Bella kafasını Draco'nun boynuna gömdü. Draco'yu o an öpmeyi her şeyden çok istiyordu ama bir türlü cesaret edemiyordu.
"Bu, benimle baloya geleceğin anlamına mı geliyor?"
"Evet. Bunu ne kadar zamandır bekliyordum bilemezsin."
"Seni beklettiğim için üzgünüm."
"Sorun değil."
"O zaman dans provası yapmak ister misin?"
"Çok isterim."
"Bana bu dansı lütfeder misiniz güzel kız?"
Bella Draco'nun elini sıkıca tuttu.
"Tabii ki yakışıklı çocuk."
Draco yine Bella'yı hızla kendine çekti. Ortada bir müzik olmamasına rağmen sanki müzik varmışçasına uyumla dans ediyorlardı. O anı ikisi de asla unutmayacaktı.Merhaba! Nasılsınız? Aslında balo için biraz daha bekleyecektim ama aklıma yazacak hiçbir şey gelmedi. O yüzden yazdım. Bölümü beğendiniz mi? Sizce kitap nasıl gidiyor? Yorumlarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum.❤️❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/243850654-288-k303202.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy ile Hayal Et
FanfictionDraco ile Hogwarts'ın içinde hayal etmeye hazır mısınız?