İlahiyatçıları Ateist/Deist Yapan 27 Soru

18. SORU: İnanmak için tek akıl yetmez mi?

18) Akıl yürütme ile inanç sağlanır mı? 

▪ Bir Müslüman akıllı olabilir hatta aklını kullanması teşvik de edilmiştir Kur’an-ı Kerim’de, lâkin akılcı olamaz. ▪ Bir kere düzene alışan bir akıl, düzen dışı görünen her şeyi reddeder. Şanı yüce ALLAH-u Teâlâ ise yarattığı bu hikmetler dairesindeki düzene da bağlı bir yaratıcı kesinlikle değildir. Hem kendi kudretini beyan etmek hem de gönderdiği peygamberleri tasdiklemek amacı ile mucizeler var etmiştir. İşte bu durumda akılcı bir zihniyet mucizeleri reddeder. O mucizeler ile melekleri, peygamberleri, gönderilen kitapları, hatta yanlış bir ilah tasviri ve sıfatlarından ötürü ALLAH’ı(C.C) da reddetmiş olur.
▪ "Akılcılık" denilen kavram aslında tam mânâsında aklını kullanamamaktır. Beş duyu organının fark etmediği şeyin varlığını inanmakta ya çok zorlanır yahut inkâr eder. Ruh, duygular, evrenin kıyısı gibi kavramları tam olarak anlatmakta çok zorluklar çekmişlerdir.
▪ Akılcılık bir de neticeleri sebeplere bağlayan bir yol izler, çünkü yaptığı gözlemlerden ancak alabildiği odur. Lâkin kuru dallardan meyvelerin yetişmesi, ölü topraktan nice bitkilerin çıkması, bir çekirdeğin içinde ağacın var olup, tükürük kadar bir meniden insanın var olması çook basit sebep dairelerinde kusursuz bir neticenin görülmesi ile sebepler esas işi yapan olmayıp sadece aradaki birer perdedir. Gölge oyunundaki sırrı çözecek kadar büyümüş kimselerin akılları bunları da anlaması gerektir. ▪ Ayrıca dini ve inancı kesinlikle akılla olup biten olarak görmemek gerekir. Akıl sadece inanç hürriyetinden sorumluluk yükleyen bir etkendir, yoksa esas inançla alakadar olan kalptir. Eğer inanç akılla başlayıp son bulan bir şey olsaydı bilimden öteye bir yol görünmezdi. Her şeyin delillendirildiği bir inanca iman etmiş değil de inanmış olurdu insanoğlu.
▪ Ayrıca bazı kesimler sırf bu akılcı tavırları yüzünden "Bilim ve Fen" adında putlar diktiler zihinlerine. Kendilerinin yazar-bozar tahtasında, dünün alayının bugün gerçek, bugünkü gerçeğin yarının alayı olacak sadece beşeri aciz bir gözlem ve deneye dayatılan bu akım sadece akılcı kafaların rahat nefes alabileceği bataklıkımsı sudur. Bilimi iman kuvvetlenmesine vesile yapmak dururken, aklı iman etmeye aracılardan biri görmek varken; bilim tapılan, akıl ise iman aracı gibi yanlış vasıflar ile donatıldı. İnsanoğlu hem taptıklarına hem de kendilerine ağır yükler omuzlanıldı.