Merhaba, çok uzun zaman geçti ama yine buradayız. Bu bölüm için çok heyecanlıyım.
Umarım beğenirsiniz 🌈🎅🍒
Seonghwa'dan
"Aşkım hazırsanız çıkalım mı?"
'Evet, hazır mısın Minyoung?'
'Hazırım~'
"O zaman hadi gidelim"
'Gidelim!'
Yarın akşam yeni yıla gireceğimiz için bazı hazırlıklar yapmak için alışverişe çıkıyoruz.
Aklımda birkaç şey var, Joong ve Minyoung'a sürpriz yapmak istiyorum.
Onlara belli etmeden hediye ve bir şeyler daha alacağım.
Tabiki bu bir sır.
...
Yol boyunca Minyoung bize okulda neler yaptığını anlatırken gülüşüyorduk.
Birkaç eğlenceli konuşmadan sonra ilk mağazamıza vardık.
İlk önceliğimiz ağaç süslemeleriydi. Çünkü genelde ilk hediyelere girişerek ağacı tamamen unuturuz ama bu sefer daha tedbirliyiz.
Kırmızı ve bolca parlak renkli ağırlırlıklı süsleri seçtikten sonra diğer mağazamız yiyecekler ile alakalıydı.
Oraya doğru giderken gözüme ışıltılı bir mağazadaki mavi çift yüzükleri takıldı.
Sıradan bir maviye benzemiyordu. Açıkçası çok hoşuma gitmişlerdi ve yakından da görmek istemiştim.
Telefonum çalıyormuş numarası yapıp,
"Joongie~ telefonla konuşmam gerekiyor. Minyoung ile önden gitseniz sorun olur mu?"
'Peki, önce atıştırmalıkları mı almalıyız?'
'Evet baba en önemlisi~'
'Öyleyse sonra görüşürüz'
Işıltılı mağazaya doğru koşar adımlarla ilerledim ve resmen içeri daldım.
Direkt yüzüklere doğru ilerledim ve tekrardan inceledim.
Joong maviyi sever ben de seviyorum.
Mağaza görevlisi yanıma geldikten sonra güzelce paketlettim ve hızlıca yanlarına gittim.
Nerede olduklarını tahmin ettiğimden telaşlanmama gerek yoktu ama onlarla aramda 1-2 metre varken başka bir şey için telaşlanmam gerektiğini düşündüm.
Minyoung alışveriş arabasında sakince oturuyor. Hongjoong ise biriyle gülerek konuşuyordu.
Onu tanıdığımı sanmıyorum. Uzaktan biraz izledikten sonra dibine geçtim ve adamı süzdüm.
Uzun boylu, açık kumral tonlarında saçları vardı.
Tch ondan kesinlikle daha yakışıklıyım.
'Hongjoong onu tanıyor musun?' dedi.
Evet beni tanıyor. O sırada Minyoung araya atladı ve konuştu.
'O benim babam'
'Oh, anladım. Benimle tanıştırmamıştın Joong.'
'Denk gelmediniz'
Kızdığımı anlamış olacak ki sahte bir gülücük attı ve konuşmayı bıraktı.
'Sonra görüşürüz Joong~'