2. BÖLÜM

27 7 0
                                    

Koşuyordum.

Olabildiğince hızlı koşuyordum. Önüme birileri çıkıyordu ama ne kim olduklarını görebiliyordum ne de dediklerini duyabiliyordum.

Bina dört katlıydı ve ben üçüncü katında kalıyordum. Ama sanki bir gökdelenin en üst katından iner gibi uzun gelmişti o merdivenler bana. Binanın kapısını hızla ittirdikten sonra bir anlık duraksadım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Tereddüt etsemde daha sonra keşke dememek için tekrar koşmaya başladım. Görecektim ve bitecekti. Bunu da dünkü gördüğüm rüyayı da ardımda bırakıp içimde şüphe kalmadan devam edecektim. Dış kapıya kadar koştum. Ellerim direkt kapı koluma gitti. Kapıyı açmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Beni gören güvenlik kulübesinden fırladığı gibi kollarıma yapıştı.

"Ne yapıyorsun sen?" Ellerimi yakalayıp beni kapıdan uzaklaştırdı.

"Kaçmıyorum." dedim ellerinden kurtulmaya çalışırken. "Kaçmayacağım, dışarıda biri var, onu görmem gerek." Ama bırakmıyordu.

"Ne diyorsun sen? Hemen odana dön yoksa kötü olacak, bana zorluk çıkarma."

Hala elinden kurtulmaya çalışıyordum. Direndiğimi görünce çevik bir hareketle arkama geçip bileklerimi birbirine birleştirip sıkıca tuttu. O kadar sıkmıştı ki canım yanmıştı ama umrumda değildi. Tek istediğim kapının dışına çıkmaktı.

"Bak lütfen, sadece kapının önüne çıkacağım. Sende yanımda ol sonra hemen gireceğim tekrar." İkna etmeye çalışırken hala direniyordum.

Telsizini çıkartıp bir şeyler söyledi ama anlamadım. Çünkü aklım başka yerdeydi, onu dinlemiyordum.

"Rahat dur." derken daha çok sıktı bileklerimi. Pes etmek istemiyordum ama başka çarem yok gibiydi.

Birden hiç beklemediği bir anda durdum. Sakinleştiğimi görünce biraz gevşetti ellerini. Şimdi tekrar denemeyi düşündüm ama kapı açılmıyordu ki. Açıkçası kapının kilitli olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Başka bir çıkış yolu aradım fakat büyük duvarlar buna engel oldu. Bir şey olduktan sonra çare aramak pek akıllıca değildi sanırım.

Bedenimi ve başımı olabildiğince ona çevirip kendimden bile beklemediğim bir sakinlikte sordum.

"Bu kapının anahtarı senden başka kimde var? "

"Ne?" derken ki şaşkınlıkla biraz daha gevşedi kollarım.

Sonra gerçeklikten çok uzak bir ifadeyle güldü. "Siz deliler de bir tuhafsınız. Daha şimdiye kadar son gücünle çırpınıyordun, bir anda nasıl hiçbir şey olamamış gibi bu kadar sakin olabiliyorsun."

Boşluğundan yararlanıp bileklerimi ellerinden kurtardım ve ovuşturmaya başladım. Bir hamle yapmak için hareketlendi ama benim bir şey yapmadığımı görünce vazgeçti.

"Deli olan biz değiliz, bu kapının dışındakiler. "

İki görevlinin bize doğru koştuğunu görünce bir adım attım ve gözlerinin içine bakarak konuştum. "Bu yaptığını da unutmayacağım."  Söylediğim bu cümleyle eli direkt güç almak ister gibi belindeki silaha gitti. Gülesim gelmişti çünkü bir an ciddi ciddi korkmuştu. Gerçekten deli olduğumuzu ve her şeyi yapabileceğimizi düşünüyordu. Aslında bir şey yapacağım yoktu ama böyle korktuğunu görmek keyif vermişti.

Bu Aklımın YüzündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin