what an idiot

296 15 10
                                    

selam arkadaşlar yeni bir hikaye ile karşınızdayım

medya mike

umarım beğenirsiniz

bölüm hakkında ki iyi kötü bütün yorumlarınızı bekliyorum xoxo





Ağzımdaki kanları kaldırıma tükürdüm ve sırıtmam genişlerken arkamda ki duvara yaslandım. Okuldan kaçmış ve önüme gelen ilk çocuğa yumruk atmıştım çünkü canım sıkılmıştı.

Çocuk kızsın triplerine girdiğinde ise tekrar yumruk atmamla daha fazla dayanamamış ve yumruğu çeneme geçirmişti.

Nefes nefese karşımda ki çocuğa baktığımda yumruklarımızı anlaşmış gibi uzattık ve yumruklarımızı tokuşturduk.

"Hadi görüşürüz." diyip ayaklandığımda "Çok kafa kızsın." dedi. Gülümseyerek el salladığımda yürümeye başlamıştım bile. Üzerimde ki gri yüksek bel şortun bir kısmı burnumdan akan kan ile boyanmıştı. Bir süre boş boş şortuma baksamda çok umursamadım ve yürümeye devam ettim.

Köşeyi dönüp okulumuzun olduğu sokağa girdiğimde Mike'a görünmeden nasıl sınıfa girebileceğimi düşünüyordum.

Ağzıma tekrar metalik tat geldiğinde onu tekrar yere tükürdüm ve elimi dar cebime uğraşarak soktum. Okulum görüş açıma girdiğinde derin bir nefes almıştım. Okulda ki öğretmenlerden korkmam gerekirken *yüzümün her yeri morarık olduğu için yeniden kavga ettiğimi anlayacaklardı* ben erkek kardeşimden korkuyordum.

Uzun gri duvardan sarkıp bahçedekilere kısa bir göz gezdirdim ve Mike'ı ortalıkta görmememin etkisiyle bahçeye adımımı attım. Birkaç adım atamadan sağ tarafımdan vücuduma gelen darbe ile dengemi kaybetmiştim.

Aşağı doğru düşüşe geçtiğimde dizlerimin çok yarılmaması üzerine dualar etmeye başladım. Önce diz kapaklarımın betona sürtündüğünü sonrada şimşek gibi tüm nöronlarımın acıyı beynime iletmesi ile neye uğradığımı şaşırdım.

Ağzımdan istemsiz acı dolu bir inleme kaçtığında bana çarpan çocuk da yeri boylamıştı.

Popomun üzerine oturup sinirle çocuğa baktığımda onun da bana aynı sinirle baktığını fark ettim. Sinirim yavaş yavaş şaşkınlığa dönüşürken kalakaldım. Benim kızgın olmam gerekirken onun da sinirle bana bakması bende derin bir şaşkınlık hissinin yukarı çıkmasına sebep olmuştu.

Beyaz saçı, köşeli yüzlü ve boş bakışlı çocukla aramızda geçen bakışma sonrası ikimizde aynı anda "Gerizekalı mısın?" diye bağırdığımızda biraz ürpermiştim.

Onun sinirle ifadesi ve gergin çenesi gevşerken kaşları biraz çatılmış ve bembeyaz teni biraz kızarmıştı.

Yüzü çok pürüzsüzde ve bu beni üzmüştü. Çünkü turuncumtırak saçlarım ve çillerim ile karakterim tam bir karmaşa içerisindeydi.

O ise.

Tam olarak bir uyum örneğiydi.

Buz gibi bakışları ile beni biraz daha süzdükten sonra hızla ayağa kalktı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Oturduğum yerde morarıklar içinde yüzüm ve kanayan dizlerimle kalakaldığımda yüzümün sinirden cayır cayır yanmaya başladığını hissedebiliyordum.

Küfrederek ayağa dikildim ve aramızda biraz mesafe olan buz çocuğa "Gerizekalı öküz." Diye bağırdım. Çocuk elini sallayıp arkasını bile dönmeye tenezzül etmediğinde olduğum yerde sinirle tepindim.

İki YanlışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin