''Sahtekar bir düzenbaz beni takip ediyor gibi... Sıkıcı. Daha iyisini beklerdim.''
''Kibarlığı geride bıraktık anlaşılan.''
- - -
Kalın kabanını üzerine ivedilikle geçirirken soğuk havayı derin derin içine çekti Tom Riddle. Bugünün yoğun bir iş günü olmayacaktı onun için. Yoğunluğu bırakın bir iş günü bile değildi bugün. Kovulmuştu. Özellikle de son çalıştığı yerdeki aksi üstlerini düşününce bu kaçınılmazdı zaten. Yoğun bir iş günü, kızgın bir Riddle, kovuluş: Giriş, gelişme, sonucuydu Riddle'ın iş hayatında. Bir çok iş başvurusunda bulunmuş hiçbirine de tam uyum sağlayamamıştı işe alındığında. Yenisine de iki gün sonra başlayacaktı. En geç bir haftaya kovulurdu muhtemelen.
Kemikli, uzun parmaklarıyla içe dönük yakalarını düzeltip katladı yavaşça. Yavaşlık ve zamanda akıp gitme hissi mucizevi bir his gibi çok güzeldi. İyi hissetmek için meşakatli yollara ihtiyacı yoktu insanların. O da bunun farkındaydı, o yüzden anı hissedip gözlemlemekle meşgul oluyordu çoğunlukla. Ağır çekim hareketleri de ona bu uğurda eşlik ediyordu bilhassa.
Kendini hızla dışarı attığında ev kapısı da ters esen rüzgarın etkisiyle çarparak kapanmıştı. Eliyle yol kenarında durmuş müşterisini bekleyen at arabası sahibine işaret verip adımlarını oraya doğru hızlandırdı. Tam o esnada gözüne çarpan ayrıntıyla önce ondan beklenmeyecek bir şekilde irkildi, ardından da hayranlık kıvılcımları çaktı içinde. Bukle saçlı bir kadın yüzünün önünü kapatan yayvan şapkasını yüzüne iyice yapıştırmış karşıdaki taş yoldan çıplak ayaklarıyla yürüyor, ardında kanlı ayak izleri bırakıyordu. Kanı görünce taşlı yolda böyle yürüdüğü için ayaklarının yara olduğunu düşünebilir ve kanın buradan geldiği çıkarımına varabilirdiniz ancak kadının etrafına yabancı gelen bakışları, kısılmış dudaklarının ardından fısıltı halinde çıkan ıslıklı melodiyi, her bir adımını atışında iyice kasılan ve savunma pozisyonuna geçecekmiş gibi duran bedeni etrafa tuhaf bir ürkü yayıyordu.
''Bir sorun mu var, Bayım?'' Arabacı dalgın bakışlarla ileriye doğru bakan adamı küçük yuvarlak gözlüklerinin ardından diktiği bakışlarla izliyor, gidecekleri yolda muhtemel bir sorun olup olmadığını düşünüyordu. Adam soluk mavi irislerinde beliren ve pek de normal görünmeyen anlık parıltıyla arabacıya döndü, tek kelime dahi etmeden at arabasının küçük kapısını açtı. Koltuğa yerleştiğinde gözlerindeki o parıltının yitip yerine yalnızca aynı soluk mavileri, bıraktığında cevapsız bırakılmanın, kale alınmamanın şaşkınlığını gizleme çabasına giren arabacıya yolu tarif etmişti. Kadının olduğu yere tekrardan baktığında orada olmadığını fark edip her zamanki yavaşlığı geri gelmiş ve o mide bulandırıcı his de yok olmuştu. Lanet etti bu duruma, gördüğü acayip sanrılara bir yenisinin daha eklendiğini düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Out Of Mind (Tomione)
FanfictionKendi karanlığından kurtulmaya çalışan tarafını bastıramadı genç kadın, bir kez olsun oyunlarında kendi benliğini göstermek, tanrısallaştırılmış hikayesinde perdelerin ardından bakabilmek istedi. Arzusunu bastırmadı daha fazla, kutsanmışlığın asil y...