Daha ilkini bitirmeden başladığım 2. Kurguma hoşgeldiniz! Umarım beğenirsiniz. Bunu daha planlamadan yazdığım için çok iyi olmayabilir. Şimdiden kusura bakmayın! İyi okumalar! Medya hikayedeki Harry. Yani saçları uzun ama çok değil. Neyse yeniden iyi okumalar!
"Ah Ni yeter!" Selam. Ben Harry. Ve kavga ettiğim kişi de en yakın arkadaşlarımdan biri olan Niall . Kendisi beni en nefret ettiğim şey olan sıkıcı etkinliklerden birine götürmeye çalışıyor. Haftaya olacak 'Dünyanın en iyi Orkestrası 'na götürmeye çalışıyor . Ama merhaba ben Harry Styles ve o gün 3 tane sınavım var ve yine belirtmek isterim bu sınavlar bu çakma sarışın yüzünden kaçırdığım sınavların yalvararak izin aldığım telafi sınavları. Neymiş bir ilk olacakmış 4 saat sürecekmiş. Ben o kadar sürede ölürüm be!
"Ama Harry! Sana bu ölmeden önce yapılacaklar listemde bir... Yok iki numara demiştim !"
"Birincisi ne Niall?"
"Ah Harry, bunu bilmeni beklerdim. Tabii ki dünyanın en büyük adana kebabını yemek. Arkasından da bi üç kilo baklava olsa var ya ooffff. Canım çekti şimdi ."
"İşin gücün yemek Niall."
"Harry eğer gelirsen hepimiz birden sınıfta kalacağız hadi ama."
"Oda senin yüzünden. Liam'ı da böyle aldın götürdün o zeki çocuk da senin yüzünden harap oldu. Sen zaten tembelsin sana sözüm yok ama bizim suçumuz neydi lan çakma sarışın?"
"Şimdi Hericim. İki seçeneğin var. Ya benle gelirsin ya da gelmezsin. Sonuçlarını düşünerek cevap ver."
Bir adet beyin fırtınasına başladım. Eğer onunla gitmezsem büyük ihtimalle konuşarak başımın etini yiyecek ve ömürlük trip atacaktı. Bi de benim kredi kartımı alıp kendine kral ziyafeti çekeceğini saymazsak. Öbür yanda da onlunla gidip sınıfta kalmak ve aynı seneyi arkadaşlarımla yeniden okumak, konuların temelini bildiğimiz için daha çok takılabilmek vardı. Nereden bakarsam bakayım ikinci seçenek daha makuldü.
"Seninle gelmeye karar verdim sarı çiyan." dememle üstüme atladı.
"BU İYİLİĞİNİ ASLA UNUTMAYACAĞIM HARREH!" diye bağırarak üstüme atlayınca kampüsteki herkes bize döndü.
"Ne iyiliği ni?" dedim.
"Ya şey ben onu sana söylemedim mi? Önemli bi şey değil ya Londra'da olacakmış bi de biletleri senin kartından aldım. "
"Sadece bir kere soracağım ve bana ilk soruşumda cevap vereceksin tamam mı Niall. Hayır deme lüksün yok soruyorum. Toplam ne kadar tuttu Niall?" gözlerini kaçırdı ve
"Yaaa bence sana göre uygundu ama ben ödeyemezdim."
"Niall."
"Tamam be. 3000 dolar tuttu toplam"
Bir an gözlerim karardı.
"Niall iki bilete 3000 dolar mı verdin salak! Bi de benim kartımdan almış! Tanrım sen benim aklıma mukayyet ol yoksa keseceğim ben bu sarı boku."
"Ama Harry! Öyle deme bak. Business class bilet aldım ne güzel! Rahaaat rahat gidip geleceğiz. "
"Bi de gidiş dönüş almış salak! Lan sarıcığım bak bari sadece gidişi öyle alsaydın ya."
"Ay valla dönüşte boynumun tutulmasına hiç niyetim yoktu Harry. Hem benimki gibi narin bir bedenin ve güzel sarı saçların sahibine business class değil de ne yakışır?"
"Ben ne yakışacağını çok iyi biliyorum Niall. Dayak ."
"N-nası ya"
"Islak odun olur, levye olur, oklava olur, tekme olur, tokat olur, yumruk olur , merdane olur, cop olur. Olur da olur. Sen birinin seni benim elimden alması için dua etmeye başla bence ."
Ve bu sırada içeri Liam girdi. Benim poğaça yanaklı kankam. Niall ikimizi sinirlendirir, sonra onu kurtarmamız için diğerine sığınırdı. Ama bugün onu bırakmak gibi bir niyetim asla yok.
" Liam sakın araya girme bu ikimizin de yararına. "
" Harry sakin ol ve silahını yere indir dostum. Ne oluyor bana anlatacak mısınız?"
Niall olayı beni haksız gösterecek şekilde anlatırken ben de ona öldürücü bakışlar atıyordum.
"Liam sen bunun yerine benle gel." bu derken beni göstererek dedi.
"Ama Niall sen de haksızsın. Ben de olsam ben de böyle yapardım."
"N-ne yani kartından kendime birseyler almama kızar mısın?"
"Niall ne yaptığını söyle de beni yorma."
"Ya pek bir şey değil aslında kendime bir kostüm arıyordum sonra bir bakmışım aaaa. 2 elbise, 3 kostüm, 2 ayakkabı bir tane de paten almışım yanlışlıkla."
"Harry sen mi başlarsın ben mi başlayayım?"
"Bence ikimiz aynı anda dalalım. Ama yüzüne vurma. Orkestrada iyi görünsün."
Yine çok dövemedik. Çünkü kıyamadık. Daha çok ben kıyamadım. Liam aslında çok sert biri ama bizim yanımızda kuzu oluyor. Ne kadar baskın kişiliğinin önüne çok geçemesede yumuşuyor.
" Her yerim ağrıyor be insafsızlar. Bu yapılır mı benim gibi minik, minnacık bir civcive."
" Harry olmasa ben seni daha döverdim sen Harry'ye dua et. Hem zaten yaklaşık 5 dakika dövdük o da çok vurmadan. Vurduklarımız koluna, karnına bacağına geldi. Harry yüzüne vurma dediği için vurmadım. Sanki seni infaz ettik."
Bir kahkaha kopardım. "Valla Ni senin her yerin ağrıyor Liam'ın ve benim ellerimiz darmadağın. Bakar mısın kanıyor. Pansuman parası vereceğiz bir de."
"Baksana Harry ben bunu para vereceksek az daha döveyim. İçimde kalmasın."
Abartma bakışları attım. Artık bahtımın karanlığı yüzünden başıma gelecekleri beklemekten başka çarem yoktu.
Daha ilk kurgum bitmeden başladığım ikinci kurgumla birlikte merhabalar! Biraz text olacak aralarda. Onu tam becerebilecek miyim bilmiyorum açıkçası daha önce text yazmadım. Umarım beğenmişsinizdir. Ben kaçar.
Bu da Niall'ın dövüldükten sonraki abartılı draması.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Simple But Effective ¦ L.S
FanfictionHarry'nin en sevmediği şey orkestra gibi sıkıcı şeyler. Ama Niall ölmeden önce yapılacaklar listesine bunu çoktan eklemiş bile. Peşinden en yakın arkadaşını sürüklemeyi düşünen ve bunu gerçekleştirmiş olan Niall, son dakikada hastalanıyor ve 2. kurb...