Rüyalar

3 0 0
                                    

Ter içinde uyandım, uykumdan. Bu seferki olmaması gereken bir rüyaydı.
Bir haftadır, öngörü şeklinde rüyalar görüyordum ve uyurken de en az 1 saat yatakta dönüp duruyordum. Gördüğüm bazı sahneler gerçekte karşıma çıkmaya başladı. Bu geleceği görmek gibi değil de daha çok anı görmek yakalamak gibi. Kısa bir sahne gibi.
Bilim açısından bakarsak rüya Freud'a göre "Rüyalarımızın bazı dileklerimizin gerçek olabilmesini düşünmüş ve buna "dilek gerçekleştirmesi" adını vermiş. Yani uykumuz sırasında bilinçaltımızın, isteklerimizi ve arzularımızı göstermesi şeklindedir," diyebiliriz.
Fakat ben bu işe dinsel açıdan bakan taraftayım. Dine göre ise "Ruhumuz uyku sırasında başka alemleri gezer. O alemlerde bazı olaylara şahit olur. Sonra ruh bedene geri döner. Gezdiği alemlerdeki olayları beyne aktarır," deniyor.
Daha kendime gelemediğim için elimi yüzümü yıkadım. Kendime gelmem gerekiyordu. Rüyanın etkisinden çıkmalıydım belki de birine anlatmalıydım. Kahvaltı yapmadan önce yakın arkadaşım olan Su'ya sesli mesaj şeklinde rüyamı anlattım. Size de anlatayım.
Özgür'ü görüyorum ufak bir oradayız. Karşımdaki tekli koltukta telefonuyla (sürekli oynadığımız oyunu) oynuyor. Arada bir sohbet geçiyor ve ben Özgür'e sarılıyorum ve oda büyüyor. Annem, Özgür'ü annesi ve Mert'i görüyorum. Mert'in saçı normalden daha düzenli taranmış, beyaz polo tişörtü ve siyah kot tişörtü var. Annem ise daha ciddi. Ortamda gülen sadece Özgür ve ben. Mert bile ciddi. Bende ortam yumuşasın diye Mert'e laf atıyorum. O da hafif tebessüm ediyor.
Görüntü değişiyor. Evdeyiz ama evde birkaç parça eşya var. Sanki taşınıyoruz. Mert yine yanımda onunla plan yapmışız, bir yere gideceğiz. Ben eline çanta verirken üstündeki siyah olan ceketi gözüme çarpıyor. Gözlerine bakarak "sen git sana yetişirim" gibisinden konuşuyorum. Orada bir şeyler oluyor.
Yolun karşısına geçmem gerekiyor. Arabalar üstüme üstüme geliyor sanki karşıya geçmemi istemiyor. Bir şekil karşıya geçiyorum. Eski sevgilimi görüyorum aslında hissediyorum. Çünkü onun olduğunu biliyorum ve bakmak istemiyorum. Bisikletiyle dibimde duruyor. Konuşacak gibi olduğunda ben hızlıca yoluma devam ediyorum.
Mert beni beklemesi gereken yerde bulamıyorum. Aklıma "sigarayı içip bana not bırakıp gittiği" geliyor. Endişeleniyorum. Ortaokul arkadaşımı görüyorum. Bana bakarak "o gitti" diyor. O arkadaşıma sarılarak ağlamaya başlıyorum. Ardından o başkası oluyor fakat yüzünü göremiyorum. Hüngür hüngür ağlıyorum. Mert'e verdiğim çantayı beni beklemesi gereken yerde buluyorum. Orda o kadar çok ağlıyorum ki eve geldiğimde sesim çıkmıyor.
Beni bırakıp gitmiş olabileceğini yediremiyorum. Ağır geliyor. Ufacık olan evimde onu arıyorum. Sanki bir yerden çıkıp gitmedim, demesini bekliyorum. Sonra onu evin bir kenarında ağzı bantlı, elleri kolları bağlı şekilde buluyorum. Sakinleşmişken tekrardan yaşlar akıyor gözlerimden.
Mert'in ellerini çözüyorum ve ona sarılıyorum. O sırada uyanıyor. Arada yine hatırlamadığım kısa bir şeyler geçiyor. Evin salonuna gidiyoruz. Ve otururken gözlerimin içine bakarak "Kahve yapar mısın?" diyor. Bende "Aklımdaydı zaten" diyorum.
Ve rüya bitiyor. Kahvaltı ederken bile rüya aklımdan çıkmıyor. Çünkü Mert benim için 'en yakın erkek arkadaş' sıralamasında ilki taşıyor. Erkek olarak ilk güvendiğim insan, uzakta otursa da.
Aradan birkaç gün geçti. Mert ile hiç konuşmadık. Bu rüyamı ona da anlattım fakat kendisi olduğunu bilmiyor. Ben ise kendimi çizime ve derse veriyorum. Fakat rüya kabus gibi yapışıyor yakama. Ne düşünmem gerektiğine karar veremiyorum.
Bir yerde görmüştüm "Eğer seviyorsan sevgili olup mahvetme" diyordu ve bu söz benim felsefem haline gelmişti. Gerçi ben bir kalbim olabileceğine de inanmıyorum. Arkadaşlarım genelde 'duygusuz' derler benim için. Şu zamana kadar konu 'sevgili' olunca hiç yüzüm gülmedi ve bende noktayı koydum.

   Rüyanın da etkisiyle balkona çıktım. Hava yeni aydınlanıyordu. Uzaklara baktım. Uzaklara bakmak bana özgürlüğü anımsatıyordu. Balkondaki sallanan salıncağa oturdum. Sabah saat daha yeni yedi olmuştu. Salıncağın yanındaki kitabımı aldım ve okumaya başladım.

Yanlış HedefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin