Bölüm 5

170 1 0
                                    

Ona karşı bir şeyler hissettiğim kesindi fakat duygularımın beni ele geçirmesini istemiyordum. Ben kalbi kırılmış aptal bir kızdan fazlası değildim. Duygularımı daha yeni yeni bastırmaya başlamışken bu adam da nereden çıkmıştı? Bu kadar kısa sürede içimde oluşan bu hisler beni salak gibi hissettiriyordu fakat engel olamıyordum. Bana bakışıyla içim eriyordu bana kendimi özel hissettiriyordu. Ona anlatmak isteyip, dilimin ucuna gelip söylemek isteyipte yuttuğum o kadar şey var ki.  Ama yapamıyordum çünkü birinin karşısında güçsüz görünmek, bana acınası gözlerle bakılması en çok korktuğum şeylerden biridir. Tutkularım yüzünden bir anda  düştüğüm için buradaydım ve aynı şeylerin olmasına bir daha asla izin vermeyecektim.

Kapı çaldı. Benim fazla misafirim olmazdı ve sessizliğe mahkumdum. Haliyle bu yeni hayatıma, yeni insanlara alışmak biraz zor olacaktı. Kapının çalmasıyla irkildim ve elimde ki sigarayı düşürdüm.

- Hay aksi!

Halıda ki sigarayı söndürmeden aceleyle kapıya koştu. Gelen ateşti. Yerde ki sigarayı görünce ayağıyla söndürerek;

- Oha be Mira ne halt yiyosun  evi yakacaksın! 

Bu sefer dudağının kenarıyla gülümseyerek;

- Beni çağırmak için numaraya ihtiyacın yok biliyorsun.

- Hadi be sende! Şey.. kapı öyle aniden çalınca heyecanlandım ben o yüzden.

- Demek beni heyecanla bekliyordun.

-  Bugün yine ukalalığınız üstünüzde Ateş Bey!

Miranın bu hallerine  bayılıyordum, o sert çıkışları beni mutlu ediyordu.

- Niye yüzüme bakıyorsun öyle, acıkmadın mı? Yiyecek bir şeyler getirmiştim.

- Hemen hazırlıyorum.

Mira gittikten 15 dk sonra mutfaktan kırılma seslerine Miranın küfürleri  karışmıştı. Ateş hemen koştu.

- 2 dk yalnız bırakmaya gelmiyor ya napıyosun?

- Siktir ya, bir şey yapığım yok! Elim..

- Dur, gel bakıyım buraya.

Eli bayağı kanıyordu, bu halini görmeye dayanamamıştım. Elini bakmak için tuttuğumda göz göze geldik ve bir süre öyle kaldık. Gözlerinin içinde kaybolmuştum sanki. Öyle yakınlaşmıştık ki.. Aramızda sadece birkaç santim kalmıştı ki kendime geldim.

- Şey.. Sanırım dikiş atılması gerekiyor, baya açılmış bu. Hastaneye gitmemiz lazım.

- Ne hastanesi ya, bırak hallederim ben.

- Nasıl halletmeyi düşünüyosun Mira hanım, kendin mi atacaksın dikişi?

- Hiçbir yere gelmiyorum.

- Gelmiyorsun demek?

- Evet. Gel-mi-yo-rum!

- İyi sen istedin bunu.

Mirayı zorla kucağına aldı ve bağırışları içinde salona kadar getirdi.

- Bırak, bırak beni delirdin mi sen  ya?

- Geliyor musun, yoksa seni dışarıya kadar böyle mi götürmemi istersin? İnan bana bunu yapacak gücüm var.

- Tamam, tamam be öyle olsun!

- Bende öyle düşünmüştüm. 

Ateş önce elini hastaneye kadar açık tutmaması için bir sargı beziyle sardı. Arabasıyla gelmişti ve Miranın elinden tutmuştu. Arabaya gelene kadar hiç konuşmamışlardı. Sonunda sessizliği Ateş bozdu.

- Acıyor mu?

- Biraz.

- Yarım saate gelmiş oluruz.

Mira sanki uzun zamandır dışarı çıkmıyormuş gibi arabanın camından etrafa bakınıyordu. Sanki dünyayı yeni tanıyormuş gibiydi.

Sonunda gelmişlerdi ve Ateş Mirayı kapıyı açıp indirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin