Ömer Vural,16 Aralık

190 10 17
                                    

Gecikmeli de olsa geldi. Sen aslında doğum gününü bile kutlanmasını hak etmiyorsun Ömer.



"En son ne zaman doğum günü kutladın?"

Yutkundum, kaşlarım çatılmıştı. Bana buruk bir şekilde bakıyordu. Biliyordum, onun annesi öldüğünden beri doğum günü kutlanmıyordu. Bu eşşekliği yapanlardan biri de bendim. Bende onun doğum günlerini hiç kutlamamıştım, her defasında onun beni hatırladığı gibi davranmıyordum ona. Ben ne yaparsam yapayım o beni düşünüyordu. İtiyordum ama beni sımsıkı tutmaya devam ediyordu. En çok bana ihtiyacı varken. En çok bana kırgınken ama en çokta benim ona sarılmamı istediği anlarda ben yoktum.

"Benim doğum günlerim hep kutlanırdı," dediğimde bakışlarımı kaçırdım ama o zaten bunun cevabını biliyordu.

"Şanslısın, bunu biliyorsun değil mi?" dediğinde gözlerinin dolmak üzere olduğunu hissedebiliyordum. Bir şey yapmam gerekiyordu. Biraz olsun onu önemsediğimi hissettirmeliydim. Bunu yapmalıyım değil mi?

"İrem."

Bakışları hızla gözlerimle buluştu. Adını benden duymak titremesine sebep oldu.

"Ben hep seni bekledim, hep senin hayalini kurdum, seni içimde sen olmasan bile yaşattım ben." Gözleri dolmaya başlamıştı, her hareketini ezbere bilecek kadar tanıyordum onu. "Sana günlerce ne alacağımı düşündüm."

Siktir.

İç sesim bana küfür ediyordu. Bunu hak etmiyordum.

"Sana ne alsam zaten sende olan şeyler olacaktı. Anlamlı olsun istedim. Önce şiir yazmayı düşündüm. Sonra aklıma başka bir şey geldi. Bugüne kadar seninle tanıştığımız güne özel yani, her ayın 26'sında bilye biriktirmeye başladım."

Yanağından süzülen gözyaşı çenesinde kavis çizerek aşağıya doğru düştü.

"Sana vermeye karar verdim."

Bir kutu uzattı. İçinde hareket eden bilyeler vardı. Gerçekten her ayın 26'sına özel bilye mi biriktirmişti?

Siktir.

"Doğum günün kutlu olsun Ömer Vural."

Buz Parçaları 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin