yeni bir hikayeyle karşınızdayım >3< keyifli okumalar yorum yapmayı unutmayın !!
Su yeşili ve beyaz enine çizgileri olan tişörtü kafasından geçirip aynada kendine baktı. Giyecek bir şey bulamayınca Yeonjun'un gardırobundan ödünç almıştı fakat üstüne bu kadar büyük olmasını beklemiyordu. Yani boyları arasında o kadar da fark yoktu değil mi? Neden bu kadar büyük olmuştu? Bolluğu gizlemek için üstüne lacivert hırkasını geçirdikten sonra gözlüklerini de takıp aynada kendini son bir kez kontrol etti.
"Yakıştı merak etme." aniden duyduğu ses kısa olanın yerinde sıçramasına sebep olmuştu. Pembe saçlı genç, Beomgyu'nun yüzündeki sert ifadeyi yumuşatmak için yavaşça yaklaştı.
"Üstünde güzel duruyor, tişörtüm."
"Teşekkür ederim," gülümseyerek en yakın arkadaşına cevap verdi. "Çıkalım mı?"
"Çıkalım tabii. Hediyeler sende mi?"
"Evet, mutfaktaki torbadalar."
"Tamam, ben hediyeleri alayım sen de ayakkabılarını giy."
"Kapıda bekliyorum."
Magic Island'a geldiklerinde Yeonjun Beomgyu'nun elinden tutup her zamanki köşelerine sürükledi. Magic Island, Bayan Kim ve birkaç sene önce vefat eden eşinin antika eşyalarla donattığı sıcak bir kafeydi. Beomgyu, Yeonjun'la tanıştığı yıl, yani yaklaşık beş sene önce, keşfetmişti Magic Island'ı. Gel zaman git zaman arkadaşlarını da kendine alet etmiş, bir bakıma buluşma noktaları haline getirmişti burayı.
Bugün de Soobin'in organizasyonu ile Kai'nin yirmi ikinci yaş gününü kutlamak için toplanmışlardı. Vakit geç olduğu için yalnızca az evvel gelen Taehyun ve Beomgyu'yla Yeonjun vardı. Işıklar her zamanki gibi yeteri loşluktaydı. Arka planda da Kai'nin son zamanlarda sıkça mırıldandığı Dean'in Half Moon parçası çalıyordu. Soobin, Bayan Kim'i bu tarzda bir şarkıyı çalmaya ikna edebilmek için, epeyce bir aegyo yapmış olmalıydı.
Masadakiler minik sohbetler ederken Soobin ve ardından doğum günü çocuğu Kai aralarında geçen hararetli bir konuşmayla masadaki yerlerini aldılar.
"Bu kadar uğraşmana gerek olmadığını söylemiştim hyung." Kai söyleniyordu fakat gözlerindeki parıltıdan aslında memnun olduğunu anlayabilirdiniz. Soobin çatık kaşlarıyla sessizce bir şeyler mırıldandı, bu ikilinin pek de ciddi olmayan bir şekilde didişmesine yol açmıştı.
"Yirmi ikinci yaşın kutlu olsun Kai." dedi Yeonjun sesinin duyulabilmesi için hafifçe bağırırken, elindeki hediyeyi sallıyordu. Kai Soobin'le tartışmayı bırakıp Yeonjun'a güzel gülümsemelerinden birini yolladı.
"Teşekkür ederim hyung," diye cevap verdi. "Yemekten sonra açayım."
"O halde yemeklerimizi söyleyelim."
Yemeklerini güzelce yedikten sonra Bayan Kim'den izin alarak kafeye soktukları içkileri yudumluyorlardı. Taehyun çakır keyifliğin verdiği rahatlıkla masadan kalkıp kendini müziğin ritmine bıraktı. Tek başına sıkılmış olacaktı ki masadakileri de kaldırmaya çalışıyordu.
Yeonjun ve Beomgyu kolayca ikna olmuşlardı, masadan kalkıp hafifçe dans etmeye başladılar. Soobin araç kullandığı için alkol almıyordu dolayısıyla dans havasında değildi, Kai de onu yalnız bırakmak istemediği için umarsızca dans eden arkadaşlarını gülerek izlemekle yetiniyordu.
Beomgyu üniversitedeki son senesinde, tüm o dersler ve iş bulma telaşından eğlenmeyi unutmuş gibiydi. Bu yüzden anın tadını çıkarmaya karar verdi. Elinde birası, hafif terlemiş vücudu dağınık dans hareketleriyle Yeonjun ve Taehyun'a temas ediyordu. Masadaki çiftin kendisini gülerek izlediğini fark ettiğinde Beomgyu da gülmeden edemedi, çok mutlu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
senses | beomjun
FanfictionKai'nin doğum günü için tek dileği, yakın arkadaşlar Beomgyu ve Yeonjun'un öpüşmesiydi. beomjun - yeongyu side sookai