Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara; "geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.
~ Cemal SüreyaLori'den
Nefesim daralıyor bu gün. İçimdeki kurtulma umudu küçülüyor gibi hissediyorum. Vazgeçmekten o kadar korkuyorum ki... Senden vazgeçmem yaşama umudumdan vazgeçmem demek sevgilim. Ne demiş Yu Hua "Umudumuzu yitirirsek nasıl yaşardık?". Benim her sabah gözlerimi açma sebebim, benim nefes alma sebebim sensin Joseph. Ve kavuşacağımızı biliyorum. Kavuştuğumuz zaman yazdığım bu mektupları mutluluktan ağlayarak okuyacağız...
Her sabahki gibi mektubunu yazdı ve 3 yıldır tüm yazdığı mektupları koyduğu o eski ahşap kutusuna koydu. 3 yıldır bırak dışarıya çıkmayı camdan dışarıya bile bakmamıştı. Özlüyordu güneşi, kuşları, koşturmayı... 21 yaşında olduğunu takmadan sanki 5 yaşındaymış gibi parkta oynamak istiyordu. Artık özgürce dışarıda dolaşmak istiyordu ama nafile... Köşkün kilitli kapılarını açabilmek için büyü yapmayı öğrenmeliydi ancak. Hayatının eşsiz 3 yılını karanlık, güneş ışığının esirgendiği bir odada; belki bir daha asla göremeyeceği sevdiği adama mektup yazarak geçiriyordu. Acaba Joseph de ona mektup yazıyor muydu? Yoksa çoktan umudunu yitirmiş miydi? Kafası iyice allak bullak olmuştu Lori'nin. Eski ahşap masanın üzerinde duran en sevdiği şiir kitabı dikkatini çekti Lori'nin. Bu kitabı çok seviyordu çünkü o kitabı ona Joseph armağan etmişti. Kitabın yapraklarını nazikçe çevirirken bir dize gözüne çarptı. Bu kitabı en az 3 kere okumuştu ama bu dizeyi sanki hiç okumamış gibi heyecan uyandırdı onda.
~~~~~~~~~~~~~~~~
ne çıkar yanımda olmasan!
kalbim senden ibaret değil mi?
Uzaktan sevmek zor demişsin
Etme sevdam
Görmeden sevmek ibadet değil mi?
~Cemal Süreya
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Şiir dizelerini hafifçe okşadı eliyle. "Kalbim senden ibaret değil mi?" Cümlesi yüreğini burkmuştu. Ağlamaktan şişmiş gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silerek buruk bir gülümseme getirdi yüzüne. Çok özlemişti Joseph'i çok... Şu an Joseph'e sarılmaya o kadar ihtiyacı vardı ki. Sımsıkı sarılmak istiyordu ona. Kendinden de nefret ediyordu aynı zamanda, aşkı nasıl bu kadar yoğun yaşayabilirdi ki? Kalbi acıyordu, sanki bıçaklar saplanıyor gibi ağrıyordu kalbi, en kötüsü de ciğeri yanıyordu bu acı tarif edilemezdi, Lori sessizce "başıma gelen en iyi şeyde en kötü şey de sensin Joseph" dedi. İçeri hizmetçi kız girince göz yaşlarını silip boğuk bir sesle "buyrun" dedi. Odasına herhangi birisinin girmesi yasaktı anne ve babası dışında bu yüzden çok şaşırmıştı. Hizmetçi kız henüz gençti 20 bilemedin 22 yaşlarındaydı. Sessizce "efendim anneniz çok hasta, hekimler en fazla üç ay yaşar demişler bu yüzden anneniz ve babanız sizinle konuşmak ister" dedi. Lori aşağı yukarı kafasını sallayıp "geliyorum" dedi. Ayağa kalkıp korkak adımlarla aşağı indi hizmetçi kız odayı gösterdi, Lori odaya girince kapıyı kapattı, karşısında yatakta yatan annesi ve yatağın başında oturan babası vardı. Lori selam verip koltuğa oturdu. Çok geçmeden babası "Lori uzun uzun anlatmayacağım, öncelikle annen çok hasta ve senden biricik evladından son bir isteği var" dedi. Lori "buyrun anneciğim sizi dinliyorum" dedi. Lorinin annesi "kızım bu yaşına geldin senin de mürvetini görmek benim hakkım, yani uzun lafın kısası akşama görücü gelecek, hazırlan" dedi. Lori endişeli gözlerle "fakat benim bir sevdiğim vardır zaten siz de bilirsiniz ki çocukluktan beridi..." Lori sözlerini tamamlayamadan babası sözünü kesti "sakın Lori, sakın unut artık o adamı" dedi ardından gülerek "hoş, unutmasan da acıyı sen çekeceksin umrumda değil, tek bilmen gereken şey seni asla o adama vermeyeceğim" babasının bu acımasız sözleri karşısında Lori gözyaşları ile odadan ayrıldı. Kalbi daha da acımıştı, nasıl böylesine acımasız bir ailenin kızı olabilirdi nasıl...Lori göz yaşları ile odasına çıktı. Odasında tek bir cam bile yoktu, hapis hayatı yaşıyordu bildiğin. Odanın kapısı usulca açıldı gelen hizmetçi kız idi. "Efendim biliyorum haddime değil ama Joseph bey size bir mektup gönderdi" dedi usulca. Lori parlayan gözlerle "mektup mu" dedi. Hizmetçi kız "efendim lütfen babanızın bu durumdan haberi olmasın" dedi. Lori, hizmetçi kıza sıkıca sarıldı ardından "çok teşekkür ederim çok" dedi. Hizmetçi kız gülümseyip odadan ayrıldı. Lori' nin göz yaşları mektuba damlıyordu, yılların hasreti vardı bu göz yaşlarında, ciğerini yakan alev, kalbine saplanan bıçak ve daha nicesi vardı bu göz yaşlarında. Hızlıca mektubu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK AY ~Yeniden Doğuş~
RomanceSevgi diyince aklıma gelen soluk benizli beyaz atlı prens. Sevmek, sevilmek, sevdirmek ve daha nicelerini öğrendiğim imkansızım. Tüm şiirlerim, namelerim, her satırım sanadır. Belki bir gün kavuşur ise gözlerimiz, buluşur ise ellerimiz işte o zaman...