▶14◀▪itiraflar▪

238 20 100
                                    


İncecik yağan yağmur sokak lambalarının sarı ışığının üstüne başka bir ışık gibi iniyordu. Yerler ince yağmuru buradan alıp hızla az öteye döküveriyordu. Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler tüyleri domur domur dallarda kıpırtısız duruyor; yağmurun içinden adeta mor bir kelebek seli geçiyordu.


Her şeye rağmen karanlığını korumaya inat eden sokaklara karşın Güneş yavaş yavaş ufukta beliriyordu. Işıltısıyla gücünü tüm dünyaya ispatlarken karanlığa meydan okuyordu. Lakin unuttuğu tek mesele akşam olunca kül kedisi misali gücünün tükeneceği idi...

Tüm gün boyu gökyüzüne hükmeden geceye sabah çökerken yağmurun şiddeti de yavaş yavaş azalıyordu. Yağışın getirdiği serinlik tüylerimi ürpertirken ortamın gerginliği de konuşmamı zorlaştırıyordu. Adeta nutkum tutulmuştu.

" Emir. "

Gözlerini yürüdüğü patikadan ayırmadan varlığını hissettirmek adına boğazını temizledi ve beni dinlediğini belirtir gibi hafifçe başını salladı.

" Konuşmamız lazım. " dedim.

" Konuş o zaman Ada. Benim sana diyecek hiçbir şeyim kalmadı çünkü. Umrunda bile değilim kaç gündür. "

Söyledikleri duraksamama sebep olmuştu. Olduğum yerde yüzümü ona çevirdim ve kaşlarımı şaşkınlıkla yukarı kaldırdım. Yürümeyi de bırakmıştım. Emir bir süre gözlerime bile bakmadan sakince beni beklese de en sonunda kimse konuşmayınca dayanamayıp arkasına döndü.

" Yalan mı? "

" Gerçekten umrumda olmadığını mı düşünüyorsun Emir? "

" Gerçekten böyle düşünüyorum. "

Alaya vurur gibi gülümsedim.

" Yanlış düşünüyorsun. "

" Söyle o zaman Ada. Doğrusu neymiş? "

Tam konuşacağım sırada ayağımın lanet olası bir taşa takılmasıyla kendimi yine kolları arasında bulmuştum.

Siktir!

Bu kadar güzel kokmak zorunda mıydı sanki? Gözlerim dudaklarına kayarken kendime hakim olmaya çalışmak oldukça anlamsızdı. Nefesim kesiliyor, tenimde dokunduğu her bir zerre alev alıyordu. Onun dudakları ise büyük bir sabırsızlıkla tekrar aralanmıştı.

" Belki de senin için sadece bir hevestim Ada. Bilmiyorum. Belki intikamını almak için kullandın beni. "

Yutkunmaya çalışsam da boğazıma takılan geçmiş düğüm düğüm oluyor, parmaklarımın heyecandan buz gibi kesilmesine engel olamıyordum. En sonunda belinden güç alarak doğruldum ve hiç konuşmadan yürümeye devam ettik.

Koruluk ve ormanlık alanlardan geçiyorduk, hava kapkaranlıktı. Aslında korkuyordum fakat kalplerimiz ne kadar uzak olsa da Emir'in burada olması bile bana güven veriyordu. Şu anda hala yan yana yürüyorduk, ellerimiz arasındaki mesafe gittikçe azalıyor ve kalbim ona sarılmam için adeta bana yalvarıyordu. Fakat aşkım ve gururum arasında yaptığım tercihin cevabı sürekli gurur oluyordu ki bu da aramızdaki buzları kırmak üzerinde oldukça büyük bir engel yaratıyordu.

" Ben gerçekten anlamıyorum Ada. "

Emir'in uzun süren sessizliği bozmasıyla ellerimi cebime sokup yüzümü ona çevirmiştim. Gözlerimin ufacık da olsa yüz hatlarına kaymasına karşı koyarak sadece söylediklerine odaklanmaya çalışıyordum.

" Kim bilir kaç kişi oldu hayatında benden sonra? " dediğinde başımı iki yana sallayıp güldüm. Bana dair, beraber olmadan geçirdiğimiz üç seneye dair merak ettiklerinin bu kadar ile sınırlı olması beni delirtiyordu.

EMİR ELİDEMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin