Seni affedecek kadar olgunum, ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim Taehyung.

342 43 52
                                    

3.Bölüm

Seni affedecek kadar olgunum, ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim Taehyung.

Seni affedecek kadar olgunum, ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim Taehyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Hayal gücümün geniş olduğunu söylerler. "Saçmalıyorsun!" demenin şimdiye kadar icat edilmiş en ince yoludur bu. Haklı olabilirler. Endişelenmeye başladığımda, nerede ne zaman ne söylemem gerektiğini karıştırdığımda, insanların bakışlarından korktuğumda, insanların bakışlarından korktuğumu belli etmemeye çalıştığımda, tanımak istediğim birine kendimi tanıtmayı amaçladığımda, aslında kendimi ne kadar az tanıdığımı bilmemezlikten geldiğimde, geçmiş canımı yaktığında, geleceğin de daha âlâ olmayacağını kabullenemediğimde, ne bulunduğum yerde, ne de göründüğüm insan olmayı içime sindirebildiğimde...
saçmalarım. Hakikatten ne kadar uzaksa, yalandan da o kadar uzaktır saçmalık.'

-Bit Palas, Elif Şafak

Lakin... ben sana hayal gücümün ürünü olabilecek bir şey söylememiştim sevgili nişanlım. Aklın gerçekten alıyor mu hiç sana anlattıklarımı? Birkaç saniye oturup Taehyung nasıl olur da bunları düşünebilir demiyor musun kendi kendine? Ben sana her şeyin ötesinde, kimsenin aklına kolay kolay gelmeyececek imkansızlıklarla sarıldım Mina. Gecenin bir vakti, ensesinden yakaladıgın kara kedi misali 'evine git' diyerek tek başına sokağa atabileceğin bir insan değildim. Hiçbir zaman da olmamıştım.

Çamurlu, yarı ıslak bir toprak. Esen sert rüzgarla birbirine çarpan ağaçlar, ve gökyüzünün kendine has korkutucu ninnisi. İnsanların yüreklerinde tedirginlik hissini mayalandıran, lakin kargalar için hoş bir melodiden farksız olan gece, o dakikalarda durup dinleyebileceğim kadar güzel değildi. Doğanın beni her zaman sevdiğini düşünürdüm,  ve belki de ilk kez 'sen bir yalancısın!' diyerek yüzüme çarptıkları gerçeklikleri, gerilmeme sebep oluyordu. 

üşüdüm Mina. Üzerimde ki ıslak gömlek, sırılsıklam olan ifadesinden kurtularak kendini hafif nem kırıntılarına bırakmış olmasına rağmen çok üşüdüm. Sıkıca sarıldım kalın kabanıma. Sert rüzgarın uçuşturduğu tutamlarımı umursamadan, kabanın yakalarını hızlıca kaldırdım, ve yüzümü, en azından dudaklarımı gizlemeye çalıştım. Belki birazcık da kıpkırmızı kesildiğinden emin olduğum burnumu katmışım araya.

Acaba... rüzgar mı böylesine derinden soğutuyordu nişanlımla olan zarif bağlarımı? kargalar mı gagalarıyla kopartmaya çalışıyordu iplerimizi? yoksa yeşil çam ağaçları, ikimizin de duygularını sıkı dallarının arasında kör düğümler haline getirerek, çıkmaz yollara  mı itmeye çalışıyordu ilişkimizi? her şeyi suçlayabilirdim. lakin... bir yıl önce ki gençlik aklımla yaptığım hiçbir fedakarlığı lekeleyemezdim. Mina bana sorumluluk getiren ilk kişiydi. 

Dead Groom / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin