Siluetler ve Turnikeler

32 3 1
                                    


Şiddet tasvirleri bulunmaktadır. Hassas bir yapıya sahipseniz okumanız tavsiye edilmez.

Hooverphonic - Mad About You

Gerard sessizce oturuyordu. Esir alınıp kelepçelendiği, yeni evi olması muhtemel koridorlardan geçtiği zaman bile ses çıkarmamıştı. Elbette kaçana kadar bu vaziyette kalması gerekliydi. Evet, kaçacaktı. İlk büyük hatasını kavgaya karışmayarak, yalnız başına durmayı tercih ederek yapmıştı. Bazı alışkanlıklar hiç değişmiyordu ve şu an bu alışkanlıkları değiştirmek için uygun bir yerde bulunmuyordu.

Bunun geleceğini görmüş olmalıydı. Bu istilayı. Komünist piçler huzurlu köyleri mahvediyor, sessiz yaşamlarına engel oluyorlardı. İnsanları terorize ederek ve itaat etmesi neredeyse imkansız olan kurallarını dayatarak baskı kuruyorlardı.

Gerard kendini hazırladı, bir anlığına gözlerini kapadı ve yalnızca yaklaşan askeri botların ve kulaklarının dibinde çınlıyan metal zincirin sesine odaklandı. Bilekleri kelepçelenmişti. Yaklaşan acıyı duymamaya zorladı kendini. Zalim orduların elinde yeterli dehşetin bulunduğunu biliyordu. Ruslar daima gözetilen bir ırk olmuştu, bu herkesin iyi bildiği bir gerçekti. Tanrı biliyor ki genç adam, bu hasta psikopatların ruhlarını parçalamak için yanıp tutuşuyordu. O iğrenç binaya halkına yardım etmek için girmiş, ikili oynamış ve elde ettiği bilgileri mücadelesi adına kullanmak için saklamıştı. Belki işler yolunda gitseydi akşama doğru bir barda arkadaşlarıyla beraber birasını yudumluyor olabilirdi.

Askeri bir üs olduğunu varsaydığı odaya aniden fırlatıldığında düşüncelerinden uzaklaştı. Dizlerinden yardım alarak dengesini derhal geri kazandı. Yüz ifadesini sabit tuttu ve onu basit bir ofis masasının önüne metal bir sandalyeye oturtuklarında direnmedi.

Gardiyanlar kendi aralarında bir şeyler mırıldanıyorlardı. Tüm bu fısıltılardan duyabildiği yalnızca "Komutan" ve "Amerikan" sözcükleriydi. İkinci kelimeyi duyduktan sonra ona atıfta bulunduklarını anlamış fakat bunu umursamamıştı. Tek istediği burada hayatta kalmaktı. Öldürülmemekte iyiydi bu nedenle bu plana sadık kalacaktı.

Gardiyanlara uzun siyah saçlarının ardından baktı. O kaçırılmadan ve bu cehenneme acımasızca getirilmeden önce evinde oturmakla, değerli kilosunu geri kazanmakla meşguldu. Bu ne tür bir askeri üsttü? Rus güçlerinin henüz Amerika'ya ulaşamadığı düşünüldüğünde burası askerlerden oldukça yoksun bir bölgeydi. Sanki sadece bir köyü devralacak kadar askeri birliği buraya getirmişlerdi. Bir şey dikkatini çekti. Kapının olduğu yerde bir işaret vardı, o yazıyı okumak adına kafasını o tarafa çevirdi. İçini saf, inkar edilemeyen bir korku ile dolduran bu siyah harfler, kafasında birleşen kelimeler bilinçli olarak zihinine battığında gözlerindeki karanlık gittikçe koyulaştı.

"Восточная Америка, Лагерь 3 - Главный офис."

Doğu Amerika, Kamp 3 - Merkez Ofisi

Gerard dehşetle sarmalanmış bir çığlığı boğazında tuttu, panik anıyla aynı zaman diliminde zincirleri umutsuzca çekiştirmeye çalıştığında gardiyanlar onu hemen tutmaya yeltendi. Dakikalar önce uslu bir biçimde oturan adam şimdi çılgınca hareketler yapıyordu. Boynunu saran, onu koltuğa sabitlemeye çalışan eli sertçe ısırdı. Bunu yapmasıyla beraber sert bir yumruk yüzüne indi ve zihni nasıl kör bir şekilde buğulandıysa kendisi de öylece uykuya daldı.

xoxoxox

Gerard gözlerini zayıf bir şekilde açtı. Hala bir sandalyeye bağlıydı. İlk içgüdüsü ellerini oynatmayı denemekti fakat aşina olduğu metal ses kulaklarına çarptığında ve sesin ne denli iğrenç olduğunu, bir daha asla duymak istemediğini hatırladığında bu çabasından basitçe vazgeçti. Yaşanan kargaşanın etkisiyle yüzüne yediği yumruğun ağırlığı, özellikle acısı ortaya çıkmaya başlamıştı. Yüzünü buruşturmayı gönülden istemiş ancak odanın köşesinde bulunan kameradan izlendiğini bildiğinden bu yola başvurmamış, kendine hakim olmuştu.

Skylines and TurnstilesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin