POLİS BEY [BxB] +18

Bölüm 2 ~ SORGU

Sarhoşluk zihnimden arınırken dün yaşanılanları düşündüm. Sahnelerin parça parça aklıma yayılması ile gözlerimi yumup ellerim ile yüzümü ovaladım. Bu hareketim öylesine bir dokunuş değildi kendime karşı olan sinirimi çıkarıyordum.

Düşündükçe farkettiğim şeyler canımı sıkıyordu.
Uyuşturucu ile yakalanmaktan çok yanağıma öylesine konan ele sığınıyor oluşum beni bu hale getirmişti. Hiç olmadık zamanda , hiç olmadık birine hatta alakasız bir olayın içindeyken o ele sığınmak istedim. Bu hareketi her ne kadar bilinçli olarak yapmasam da içimde baş gösteren hissin beni boğmamasını için girdap gözlü ile hiç karşılaşmak istemiyordum.

Bu kadar mı muhtaçtım bir dokunuşa. Hemde bu şefkatli , merhametli veya duygu barındıran bir hareket olmadığı halde..

Kendime kızarcasına içten bir of çektim ve düşüncelerimi susturmak adına oturduğum soğuk zeminden kalkıp , demirler ve duvarlar ile kaplı nezarethanenin içinde dolanmaya başladım.

Ayak seslerime bir zaman sonra yenisi eklenince gözüm hemen demirlere döndü.

Üstünde polis üniforması olan orta yaşlı bir adam cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açarak bana dışarıyı işaret etti.

" Çık hadi! Cihan Amirim seni bekliyor."

Cihan dediği adamın kim olduğunu bilmemekle beraber, beni neyin beklediğini de bilmediğim için hafiften içime korku serpildi.

Adımlarım sanki zamanı yavaşlatmak istercesine uyuşukça ilerlerken yanımdaki adam kolumu tutarak beni gideceğim yere yönlendirdi.

İşleriyle ilgilenen birçok polis dönüp bana saniyelik bakışlar atarken, ben bu kadar gözün odağı olmaktan rahatsız olarak başını hafifçe eğdim.

Allah bilir hakkımda neler düşünüyorlardı.

Merdivenleri hızlı bir şekilde çıkıp kapıyı açan polisin kolumu hafif ileri ittirmesi ile gözlerim masanın başında bekleyen girdap gözlüye takıldı.
Adımlarım kapının önünde zemine yapışmış gibi dururken gözlerimin içine bakan adamın dudaklarını araladı.

" Sağol Süleyman Abi. Aşağıda bir sorun çıkarsa Serkan'ı çağır."

"Tamam Cihan Amirim."

Demek Cihan Amir sensin girdap gözlü.
Ben hâlâ put gibi orada dururken sanki yönlendirmesine muhtaç gibi onun gözlerinin içine bakıyordum. Yıldızsız ve aysız bir gecenin en karanlık saatlerini andıran , parlak olmaktan uzak derin bir kuyunun dibi gibi olan uzak bakışlar ile bakıyordu.

"Öylece bekleyecek misin ?"
Soğuk sesini duyan kulaklarım ayaklarıma emir verdi ve karşısındaki sandalyeye istenmeyen misafir çocuğu gibi oturdum.

Elleri ile masasının üzerindeki bordo kapaklı bir dosyayı inceledi. Köşesinde benim resmim bulunan ve zannımca bilgilerim olan sayfaları üstünkörü karıştırdı ve kapattı.

" Kan testi sonucu kanında uyuşturucuya rastlanmadı ama üzerinde uyuşturucu bulundu satıcı mısın ? "

Pat diye konuya giren sesine ek olarak gözlerini gözlerime çevirdi. Öyle derin ve keskin bakıyordu ki uzun uzun baksanız gözünün içindeki karanlıkta kaybolurdunuz.

Titreyen ellerimi birbiriyle birleştirip gözlerimi zor bela bakışlarından çektim.

"Hayır. " Kısık sesimi ben bile zor duyarken o masanın üzerine dirseklerini de dayararak bana doğru eğildi.

İçimde oluşan tuhaf his ve korku yükselişi ile kendimi oturduğum sandalyede biraz daha geri çektim.

"O zaman üzerinde bulduğum uyuşturucu için mantıklı bir açıklaman vardır. "