Hayat beklenmedik başlangıçlar sunuyordu. Tabi sonu belirsiz başlangıçlar. Yıkım ve Umut arasında..
Evine adım atar atmaz etrafı incelemeye başladım. Temiz ve düzenliydi. Kapıdan girer girmez pahalı olduğu belli olan koltuklarla döşenmiş oturma odası görünüyordu. Tek dağınıklık masanın üzerinde duran kağıtlardı. Sanırım iş kolik bir yapısı vardı. İnsanlar işten kaçmaya çalışırken O evine de iş getiriyor gibi görünüyordu.
Ayakta öylece dikilmeye devam ederken girdap gözlü üstündeki ceketi askıya asıp bana döndü. Bakışlarımız birleşince içimdeki korkudan arınmış tuhaf his yine baş göstermeye başladı.
"Elini yüzünü yıka yemek yiyelim. " Dedi holun ucundaki tuvalet veya banyo olduğunu düşündüğüm bir kapıyı işaret ederken.
Geçmişe dayalı bir muhabbetin içindeymişiz gibi benimle gayet rahat konuşuyordu. Sanki dün uyuşturucu ile bir barda yakaladığı sarhoş çocuk değildim onun için.Soğuk suyla kendime biraz daha gelirken aynadaki ben olmaktan çıkmış ikizime baktım. Berbat bir haldeydim. Beyaz tenim daha soluk duruyordu. Yeşil gözlerim için " baharı hatırlatıyor " derdi yurtta kaldığım zamanlardaki arkadaşlarım , şimdi ise vakitsiz solmuş yeşil bir ağaçtan farkı yoktu. Kahverenginin içine serpilmiş altın tozu rengindeki saç tutanlarım terden birbirine yapışmıştı. Kendimden daha da çok tiksinmeden çatlak dudaklarıma son kez bakarak banyodan çıktım ve seslerin geldiği yere ayaklarımı yönlendirdim.
Mutfakta oturma odası kadar sade döşenmişti. Siyah dolaplar ve beyaz eşyalar her ne kadar iki zıt renk olsa da uyum sağlamışlardı.
Bakışlarımdan kapının ağzında onu izlediğimi bildiğine emindim ama bana hiç dönüp bakmadı.
Hazırlamış olduğu köfte ve pilavı tabakları yerleştirirken esmer tenine uyum sağlayan siyah tişört ve belinden düşecek gibi duran eşofmanına baktım. Ev hali de oldukça çekiciydi.Ne! Çekici mi ?!
Cidden seni evine alan adama karşı aklında fanteziler mi kuruyorsun dedi iç sesim. Onu düşünürken veya ona bakarken bilinçsizce yaptığım hareketler veya söylemler artacak gibiydi. Bu beni korkutuyordu. Kendi cinsel yönelimimi bilsem dahi onunkini bilmiyordum.Yani bilsen bir şansım olur diyorsun. Dedi tekrar iç sesim.
Onunla vermiş olduğum suskunluk savaşının sonunda beni derin düşünceler içinde bırakıyordu.
Aklımda dönüp duran kelime zaten içimdeki hisse tohum gibi yerleşirken neden bana öyle seslenmişti hâlâ merak ediyordum. "Küçüğüm..""Yemeğin soğuyacak otur artık."
Kulaklarıma dolan sesiyle yerde olan bakışlarımı mutfak masasına çevirdim. Bana bakmadan yemeği ile ilgileniyordu.
Yavaş adımlarla sandalyeye yerleşip hazırlamış olduğu yemeği yemeğe başladım."Teşekkür ederim." Dedim boş tabağı tezgahın üzerine koyarken.
Bu öyle bir teşekkürdü ki O da eminim hissetmişti sadece yemeği kastetmediğimi.
Tanımadığı insana evini açmıştı, kendi elleriyle yemek hazırlamıştı ve evinde misafir gibi hissetmemem için gayet güzel şekilde davranıyordu ama bu davranışlarına nazaran gözlerinde ifade hep aynıydı. Soğuk ve boş...Ben koltukta emanet gibi otururken o birşeylerle meşguldü. Kapı sesleri gelirken yerimden hiç kımıldamadım.
Odaya girdiğinde başımı yerden kaldırmadım."Banyoya kıyafet ve havlu bıraktım. Gerekli tüm malzeme raflarda, bir duş al istersen. Sonra da operasyonun detaylarını konuşuruz. "
Kafamı usulca sallayıp ayaklandım yanından geçerken kemiksi iri eliyle bileğimi tutmuştu. Nefesim düzensizleşmeye başlarken bakışlarımı elinden kaldırıp yüzüne odakladım. Şaşkınlığım hala yüzümden arınmamıştı.
Sanki çok büyük bir hareket yapmış gibi tepkiler veriyor oluşuma kızdım. Altı üstü bileğimi tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS BEY [BxB] +18
Ficção Adolescente"Biz sadece arzulardan mı ibaretiz." Başı boynumda iken güçlü kolları ile beni sarmıştı. Parmak ucuyla altındaki bedenimi okşuyordu. "Anlaşma böyleydi en başından biliyordun küçüğüm. Aramızdaki sadece arzunun zehir hali." "Ya bu zehir bana zarar v...