You Won't Love Me ~YangHyuck~

«YATAĞIN ÇOK GENİŞMİŞ» «SMUT»

"Geliyorum. Tamam mı? Evde teksin değil mi?"

"Kaç kere diyeceğim? Tekim, evet. Ailem işte."

"Yarım saate oradayım o zaman."

"Tamam. Görüşürüz."

Haechan, yapması gereken en önemli şeyi unuttuğu için telefonu yüzüne kapatmıştı. Telefonu yatağa fırlattığı gibi odasını toplamaya başladı.

Masadaki kalemleri, kitapları, kalemlikleri vesaire..
Ardından odanın geri kalanına gitti.
Neden orada olduğunu bilmediği iç çamaşırlarını, oyuncak kocaman ayısını, kıyafetlerini yerlerine koydu.

Her yer temiz ve güzel duruyordu. Camı açıp odayı biraz havalandırdı. Çok geçmeden kapatıp annesi Baekhyun'un babası Chanyeol'den sonra en sevdiği şey olan oda spreyini odasına sıktı.

Gidip üzerine düzgün bir şeyler giyince tam olmuştu.

Zaten kapı o odasında bir kusur ararken çalmıştı.

Gidip kapıyı açtığında yine karşısında dünyanın en yakışıklı çocuğu Yangyang'ı görmüştü. Ama bugün biraz farklıydı sanki. Dış görünüşüne çok önem vermiş gibi.

"Hoşgeldin. Evi bulmak zor oldu mu?"

"2 mahalle üstümde oturuyorsun. Sıkıntı olmadı."

Haechan içeri geçen Yangyang'ı izleye izleye kapıyı kapattı. Yangyang da sevdiği çocuğun evini inceliyordu.

"Odama geçelim istersen."

"A tabi gidelim!"

Haechan önden yürüyerek Yangyang'a yol gösterdi. Beraber odaya girdiklerinde Yangyang sevdiği çocuğun zevkine hayran kalmıştı.

'Acaba o ayıya sarılırken ne kadar da tatlı gözüküyordur?'

"İstersen biraz oturalım sonra derse başlayalım."

"Tabi. Ne yapalım?"

"Bir el Fifa atalım mı?"

"Sen oyun oynuyor muydun ya?"

Haechan piç sırıtışını ortaya koydu.

"Dersler kadar oyun oynamakta da iyiyim."

Yangyang endişeliymiş gibi Haechan'a döndü.

"Derslerin kadar iyi olduğuna emin misin?"

"Evet?"

"O zaman sıçtım."

İkisi de kahkaha atmaya başladı. Ailesi zengin ve odası büyük olduğu için yandan birkaç basamak inip dersleri ve oyunları için ayrılmış o bölüme geldiler.

Rahat koltuklara geçip Haechan'ın oyunu açmasını bekledi. Oyun kolu üzerine fırlatılınca Haechan'ın vücudunu incelemeyi bıraktı. Özellikle de bacakları ve kalçasını.

Bir tur maç attıklarında tabiki de Haechan kazanmıştı. O video oyunlarının kralıydı.

Yangyang bir tur daha yenilmek istemişti. Ve yine yenilmişti.

"Üf hiç öyle oyunlarda iyi biri gibi gözükmüyordun ama."

"Benim hakkımda bir şey öğrenmiş oldun. Hem öğren de gel. O zaman daha iyi maçlar yaparız."

"Derse geçebilir miyiz? Sinirlerim bozuldu da."

Haechan gülerek televizyonu kapattı.

Masaya geçerken Yangyang da utana sıkıla yanına oturdu.