14

1.1K 58 25
                                    

Bonus Bölüm

- - - - -

Jennie işviçreye gidebilmişti. Onunla beraber Jinde gelmişti ne de olsa artık aranan biriydi. Park Jimin ölmüştü ve şüpheliydi en iyisi kaçmaktı.

İkisinin arasında bir şey yoktu ve asla da olmazdı belki bencillerdi ama o kadar da değillerdi. İkisinin de ayrı ayrı evleri vardı.

Jennie bir dükkana sahipti. Bir pastane. İnsanlar onu seviyordu. Gayet huzurlu bir hayatı vardı. Öyle ki koreli bir kaç arkadaşı bile olmuştu.

Jin ise hayatı boyunca kazanmış olduğu sonu gelmeyen parasını yiyordu. Etrafı geziyordu. Hayatı yaşıyordu. Taehyungun ona sunduğu hayatı yaşıyordu.

Jennie ise kendine olan nefretiyle yaşıyordu. Bunca zaman dinlemeden yargılamıştı ve onun tüm iyiliklerini görmezden gelmişti. Taehyungun sevdikleri ölürken bile onun yanına gidip ona ağır laflar etmişti.

O intihar etmeyecekti. Cezasını çekecekti. Bunu yapmalıydı. Taehyungun acısının en azından bir kısmını anlamalıydı. En üzüldüğü şey ise o öldüğünde ona yakın olan insanların bile sevinmiş olmasıydı.

Sadece Lee Taeyong yanş koruması gidip mekanları basıp Kim Taehyung hakkında konuşanların başına sıkmıştı ve millete korku salmıştı. Tabi Taehyungun istediği gibi bütün mirasını onca parayı görevlilere dağıtmıştı. Kalanını ise Kim Taehyungun büyüdüğü yetimhaneye bağışlamıştı.

Jennie Korede olup Kim Taehyung hakkında konuşanların hepsine ağzının payını vermek isterdi ama artık bir hapisanedeydi. Herkesin cennet olarak adlandırdığı İşviçreye o hapishane diyordu çünkü Taehyung için bir şey yapamıyordu. Anılarına sahip çıkamıyordu, mezarına gidemiyordu.

Taehyung daha kimsenin bilmediği o kadar çok acı çekmişti. Herkes ondan ölesiye nefret ederken Taehyung her gün herkese yardım ediyordu. Yanında çok yardımcı olmasını sevmezdi ama sırf insanlar iş bulsun diye daha çok işçi çalılıştırdı prim verirdi.

Yine de yaranamazdı. Belki de bu kötü yolu seçmemesi gerekirdi ama kendi işlediği günahlar ile bir çok kişinin günahına engel olmuştu.

Lee Taeyong o olmasaydı eğer katil olurdu ama onun yerine Taehyung katil olmuştu ve onu şoför ve sağ kol olarak işe almıştı.

Taehyung annesiz babasız büyümüştü. Arkadaşsız yaşamış. Sevgiden uzak yetişmişti. Merhamet nedir bilememişti. Sevilmek ne anlayamamıştı ama yine de sevmişti, merhamet etmişti, iyi bir arkadaş olmuş ve bir çok çocuğa anne baba olmuştu.

Kim Taehyung yanlış yaşamış ama doğru yaşamıştı onun cehennem gibi hayatı bir çom kişiye umut olmuştu tek bir kişiye umut olamamıştı o da Jennie Kim di...

O kusursuz değildi, hatasız değildi ama bir canavar değildi. İnsanların onu canavar olarak yargılanmaları zoruna giderdi.

Ölümün den sonra Lee Taeyong millet utansın diye bütün koreye Kim Taehyungun hikayesini yaptığı bağışları sunmuştu.

Kazandığının yüzde ellisi çalışanlarına, yüzde kırkı yardıma yüzde onu ise kendisine gidermiş. Kore haklı bunları yalanlasada içten içe utanmıştı. Kim Taehyung büyük bir etki bırakmıştı.

Jennie için ise işler yıllar içinde değişmişti bir travma sonucu her şeyi unutmuştu. Jin ona hatırlatmak istemişti ama o sanki yeni doğmuş gibiydi. Belki bu ona Taehyungun bir hediyesiydi.

Jennie bir sevgili edinmişti ve hayatını mükemmel bir şekilde yaşamıştı. Evlendiği kişi koreliydi. Korede ki hayatına kıyasla çok sıradanfı hayatı.

Jin ona bu süreçte devamlı nefretle bakmıştı. Kim Taehyung onun hep beyninde yaşamıştı. Taehyung sanki onun içinde bir yerlerdeymiş gibi hissediyordu...

Herkes mutluluğu hak ederdi Kim Taehyunga göre, Kim Taehyung tanrıya yalvarmıştı Jine de güzel bir hayat versin diye Tanrıda kabul etmişti fakat Jin kabul etmemişti.

Taehyungun öfkesiyle yanıp tutuşuyordu. Bir yok sonra koreye gitmek istiyordu. İçin de ki nefret büyüyordu. Büyük bir gizem vardı ona göre! Belkide haklıydı, koreye dönmesi gerekirdi...

- - - - -

Ne yaptın sen yazar?
Dediğinizi duysr gibiyim...

Belki Poker Game 2
Ne dersiniz?

Bence mükemmel olur hehehehe

Poker Game | taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin