Sanki evinde uyuyan biri varmış gibi sessizce açtı kapıyı adam.Koyu kahverengi iş çantasını kenara koyup paltosunu çıkardı ve derin bir nefes verdi.Alnından akan bir ter damlasını parmaklarıyla sildi ve saçlarını geri attı.
Eskisi gibi şu rengarenk kapının ardında onu neşeyle karşılayan,halini hatrını sorup paltosunu alan bir karısı yoktu artık.Herkes adama böyle diyoru,herkes acıyordu ona.O koca evde tek yaşamasına şaşırıyorlardı.Bütün komşular delirmediğine şükretsin diyorlardı.Karısı olsa büyük bahçede plaktan bir şarkı çevirir bir balerin gibi dönerek süzülüp kocasının yanına gelirdi,kocası ona eşlik eder ve elinden tutardı.Gülüşleri birbirlerininkine karışırken duvarın ardındaki pencerelerden izleyen gri duvarlı evlerde oturan komşuları çocuklarının etrafında koşmaktan yorgun düşüp nefes almak için sinirle pencereyi açtıklarında bu görüntüye tanık olurlardı.Kadının kahkası ona eşlik ederken elini adamın omzuna koyup dönmeye devam ettiğinde gören komşular kıskanır ve kendi hayatlarından,yanlış seçimlerinden nefret ederlerdi.
Şimdi ne dans eden,ne gülüşüyle çiçek açtıran bir karısı vardı...
Aklına gelenlerle yine taze yarasına tuz basmıştı,yapmaması gerekiyordu.
Yatak odasına ilerlerken burnuna tanıdık bir koku ilişti,gözlerini kapatıp koridorun ortasında öylece durdu ve özlemle içine çekti bu kokuyu.Gözlerini açıp yatak odasına ilerlerken salonun önünden geçiyordu.Birden bir ışıkla durdu,salonun ortasından,piyanodan bir ses geliyordu.Yumuşak melodi kulaklarını doldururken büyülendiği hissetti.Yavaş adımlarla salonun kapısına dönüp içeri girdi.
Gördüğüyle şoka uğradı.Düzgün topuzuyla,uzun elbisesiyle karısı oturmuş kıkırtılarla piyano çalıyordu.Adamın bütün yorgunluğu birden kayboldu,içine işleyen neşe gözlerine yansıdı.Aylardır hiçbir şey hissetmeyen adam şimdi sorsanız şu beş dakika için bile dünyanın en mutlu insanıydı.Sol eliyle koltuğun başından destek almaya çalışarak ayakta kaldı.Çünkü bu gördükleri bile dizlerinin bağının çözülmesine yetmişti.
Güzeller güzeli karısı ustalıkla piyanoyu yaşıyordu,ama kocasına hiç bakmıyordu.Adam bunu umursmadı,nasıl olsa varlığımı hissediyor ya diye geçirdi içinden.Dua etti,bur bir rüya olmasın tanrım lütfen,diye.
Kadın ayağa kalktı,aynı eski günlerdeki gibi ustaca dönerek dans etmeye başladı.Piyanonun başında olmamasına rağmen melodi kendini tekrarlıyordu,kendi kendine çalınıyordu.Kadının bedeni gitgide silikleşti,tabii adamın gülüşü de.Döne döne pencereye yaklaştı,artık neredeyse gecenin karanlığında bile gözükmüyordu.Sonra birden kuşa dönüştü,pencere açık olmasa da dışarı uçtu gitti.Adam tutamadı onu ellerinde,yine.
Bağıra çağıra cama koştu,küçük rulo halinde bir kağıt okunmayı bekler gibi ipe sarılmıştı camın kenarında.Adam camı açtı ve kağıdı aldı.Yavaşça ipi çözdü ve kağıtta yazanı okudu.
'Şimdi, özgür bir kuş gibi;yarınsa, çaldığı melodinin notaları gibi özgürlüğün ta kendisi.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tablo Hikayeleri
NonfiksiHer bölüm her bir tablonun kendi hayal gücümde yarattığı hikaye olacak.