Gökyüzü kararıp akşam vakti geldiğinde Thara güvenilir Audi'sinden indi. Elleri eve dönüş yolunda aldığı yemek poşetleriyle doluydu. Normalde yemek hazırlama işiyle sevgilisi ilgilenirdi. Bu, Type'ın ev hanımlığı rolünü üstlendiğinden değildi. Ders çalışan biri ile işte çalışan birinin üzerindeki baskının tamamen farklı olduğu konusunda ısrar ettiği içindi.
Type ders çalışırken, Tharn gerçek bir işte çalışıyordu.
Tharn bu fikre karşı çıksa da, evdeki sorumlulukların her zaman aralarında eşit olarak bölüştürülmesi gerektiğini düşünse de, işe gittiği bu aylarda sadece uyumaya vakti olduğu için bile şükrediyordu. Son zamanlarda Tharn çok çalışanın yalnızca kendisi olmadığını fark etmişti. Type'ın dersleri de çok ağırdı.
Type, yüksek lisansının ikinci dönemindeydi ve iş yükünün ilk dönemden daha fazla olduğunu anlamıştı. Her şey, Type'ın her zamanki gibi ikisi için yemek hazırlaması ancak kendisinin yemek yemeyi unutmasıyla başlamıştı. Bir süre sonraysa yemek vakti olduğunu hepten unutmaya başlamıştı. Bu da Tharn'a her şeyle Type'ın ilgilenmesine izin veremeyeceğini fark ettirmişti. Bu yüzden, bugün akşam yemeğini halledeceğini önceden arayıp Type'a haber vermişti. Hafifçe iç çekip onu Type'la paylaştığı eve götürecek olan asansöre binerken aklından bunlar geçiyordu.
Mezuniyetten sonra babası ona hediye olarak iki odalı bir daire almıştı. Ancak babası karşılıksız olarak vermiş olsa da Tharn hep bir gün ailesine geri vereceğini ve kendi evini alacağını düşünmüştü. Ona ve Type'a ait, birlikte kurdukları bir yer.
Düşüncelerine gülmeden geçemedi. Daha çalışalı bir yıl olmamıştı. Çok ileriyi düşündüğünün farkındaydı.
''Type, ben geldim.''
Kapıyı açar açmaz eve geldiğinin haberini vermek için diğerine seslendi ancak onu karşılayan sessizlik yüzündeki gülümsemenin solmasına neden oldu.
Type'ın oturma odasında işe dalmış bir halde olduğunu görebiliyordu, bu yüzden rahatsız etmemeye karar verdi. Onun yerine eşyalarını yere koydu ve mutfağa gitti. Yiyecekleri paketinden çıkardı ve her şeyi tabaklara koyarak mikrodalgada ısınmalarını sabırla bekledi. Tavada kızartılmış acı fasulye ve karides, omlet dürüm ve kızarmış sarımsaklı kalamarın kokusu mutfağı sardığında Type gelip kapının kenarına yaslandı.
''Ne zaman döndün?''
''O araştırma makalesini okumaya başladığında.'' diye cevap verdi Tharn ve Type'a dönüp gülümsedi. Yemekleri birer birer yerleştirmeye devam etti.
Type elini birkaç kez saçlarından geçirdiğinde Tharn hayranlıkla izlemekten kendini alamadı.
Evet, ona delicesine aşıktı. Ailesinin, arkadaşlarının ve diğer herkesin bildiği bir gerçekti. Type bu kadar çekiciyken nasıl aşık olmazdı ki? Erkeksi kişiliği ve son birkaç senedir ilişkilerini göz önünde bulundurmazsak sadece görünüşü ve vücuduyla bile Tharn'ın hayatına giren herkesten daha üstündü.
Tharn, Type'ın her şeyini seviyordu; uzun bedeni, koyu ten rengi, yakışıklılığı, güzel kara gözleri ya da atletik yapısı olsun. Sadece saçlarından elini geçirip dağıtması bile Tharn'ın biraz sahiplenici olmasına neden oluyordu.
Ona böyle hayran olan tek kişi olmak istiyorum.
Type'a bahsetmediği bir düşünceydi. Bahsetseydi delirdiğini söylerdi.
Her zaman Tharn'ın yakışıklı ve çekici olduğunu söylüyordu ama kendisinin ne kadar çekici olduğunu neden fark etmiyordu. Type'ın yaşı ilerledikçe Tharn her gün o kadar endişeleniyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TharnType: Ve Sonra
Fanfiction''Tharn.'' ''Hımm?'' ''Sence bana daha kaç yıl böyle romantik davranacaksın?'' ''Her zaman böyle olmaya devam edeceğim.'' ''Ciddi misin?'' ''Ciddiyim. Böyle devam edeceğim. İster beş, ister on, isterse yirmi yıl olsun. Hep böyle olmayı planlıyorum.'...