Gael Yazıtları II

Giriş

Medya: Nolan ve Mai

Maceraperest ve cesur okurlarım, sizleri sevgiyle selamlıyorum!

Az sonra adımınızı atacağınız dünyanın ilk kitabı Mühür Kıran - Gael Yazıtları I basılı bir eser olmakla birlikte içerisinde soluksuz okuyacağınız bir macera ve pek çok gizemi barındırmaktadır. Bu nedenle hem kopukluk yaşamamanız hem de heyecanını öldürmemesi açısından sizlere şiddetle ilk kitabı alıp okumanızı öneririm. 

Yine de ben ikinci kitapla başlamak istiyorum diyorsanız elbette hoş geldiniz :) Sadece lütfen bunun bir devam kitabı olduğunu aklınızdan çıkartmayınız.

Ve macera kaldığı yerden devam etsin!  

Atok* topraklarının ruhu, yaşamın yeşerdiği tek yer, Varna* Kuşağı.

Ejderlerin ortaya çıktığını ilk defa bundan çok uzun zaman önce, ben henüz on altı yaşında bir genç kızken duymuştum. Hava ve toprağın sonsuz çatışmasının devam ettiği dünyamda hayatta kaldığımız her gün ayrı bir mücadeleyken gelişleri ne Rüzgârın Efendisi Draal*'ın ne de Toprağın Hanımı Lludu*'nun bir lütfuydu.

Varnalı Tar*'ların arasında ince bir buz tabakası gibi asılı duran barışın, alevli nefeslerinin dokunuşuyla eriyip gittiğini, göğü kaplayan devasa kanatlarını, ustura keskinliğindeki dişlerle bezeli ağızlarını, onlara dair anlatılan ne varsa dinlemiştim. Yine de bildiklerimin hiçbiri, beni bir ejderin karşısına çıkartıldığımda hissedeceklerime hazırlamaya kâfi gelmemişti.

Sonuçta o zamanlar benim için güneşlerimiz parlak, hayatsa gökkuşaklarıyla dolu bir lütuftu. Kalbim ilk aşkımın heyecanıyla çarparken etrafa saçtığım ışıltının bu bencil ve her türlü hazineye aç yaratıkların nazarlarını üzerime çekeceğinin farkında bile değildim.

Dalia

*Atok (İzlandaca): Çatışmak, savaşmak

*Varna (elfçe): güvenli

*Draal: Güçlü, parlak.

*Lludu (Galce): Kül

*Tar (İngilizce ve Baskça): Katran

Giriş

Arman bölgesini ve beyliklerini kontrol eden İlk Bey Beal'ın evinde içeri kabul edilmeyi bekleyen Mai, suratındaki sıkılmış ifadeyi gizlemeye gerek görmeksizin üzerindeki uzun, mavi elbisenin eteklerini çekiştirdi. Tepeden toplanmış kızıl bir ışıltıya sahip kestane renkli saçları halen çok uzun olmadığı için, özenle şekillendirilmiş bukleleri ancak ensesine ulaşıyordu.

"Biraz sabır."

Yanında dikilen Nolan'ın fısıldayan sesini zihninde duyduğunda homurdanmak için bakışlarını hızla uzun boylu adama çevirdi. Beyaza yakın uçuk sarı saçlarını genelde tercih ettiği deri şeritler yerine kaliteli, ipek bir kumaşla ensesinde bağlamıştı. Yumuşak deriden siyah çizmelerinin içine soktuğu pantolon ve yelekten oluşan koyu gri takımı adeta en iyi terzilerin elinden çıktığını haykırıyordu.

"Gerçek halinle bahçelerine inmiş olsak bizi bu kadar bekletmeye cüret edemezlerdi."

Nolan'ın yüzündeki ifade değişmese de hafif bir tebessümün izi dudak kenarında oynaştı.

"Gösteriş meraklısı."

Mai cevap vermek yerine sırıttı. Andram'ın sınır şehri Suira'da yaşanan savaştan ve ejderler özgür kaldığından beri geçen sekiz ay boyunca Nolan'la birlikte seyahat etmişler, Gael'in bir ucundan öte ucuna gitmişlerdi. Adını bile duymadığı diyarlar gören genç kız, beyaz ejderin koruyucu kanatları üzerindeyken hiçbir şeyden korkmamıştı.